Oyun oynamak sadece çocukların yaptığı ya da çocuklarla yapılan bir aktivite gibi algılanır ve yetişkinler için oyunun önemi pek konuşulmaz. Oysa ne kadar kolay oyun oynayabiliyorsak o kadar sağlıklı bir sinir sistemimiz, sağlıklı bir ruh dünyamız var demektir.

Oyun oynamak sadece çocukların yaptığı ya da çocuklarla yapılan bir aktivite gibi algılanır ve yetişkinler için oyunun önemi pek konuşulmaz. Oysa ne kadar kolay oyun oynayabiliyorsak o kadar sağlıklı bir sinir sistemimiz, sağlıklı bir ruh dünyamız var demektir.

Çocuklarla oyun oynarken yapılan en büyük hatalardan biri bizlerin anne babalar, çocukların ise yine evin küçük evlatları gibi olmasıdır. Burada nasıl bir sorun var? Şöyle ki dostlar; rol dağılımı bu şekilde olduğunda ve bizler bir şeyler öğretme telaşımızdan vazgeçmediğimizde, bu birlikteliğin adı ne yazık ki “oyun” olmuyor. Çocuklarla bu tarz yapılandırılmış ortamlarda kaliteli zaman geçirmekten söz edilemiyor.

Çocukla kaliteli zaman geçirmek, güvenli, sevgi dolu ve eğlenceli bir ilişki kurmak için, öncelikle oyunun liderliğini çocuklara bırakmak gerekiyor. Yetişkinlerin öğretme kaygısından vazgeçerek, çocukla çocuk olması ve onun coşkusuna gerçek bir coşku ile karşılık vermesi çocuklara iyi geliyor ve aradaki ebeveyn çocuk ilişkisini güçlendiriyor. Oyun oynarken bizleri bekleyen işlerden, zihnimizdeki düşüncelerden ve elimizdeki telefonlardan uzak bir şekilde, çocukları gerçek manada görerek, duyarak ve anlayarak oyunun içine girmek, onlara saatlerce sesimizi duyurmaya çalışmaktan çok daha etkilidir. Etkili bir oyun, çocukla ebeveyn arasında öyle güçlü bir bağ oluşturur ki çocuklar da bu tarz oyunlar sonrasında anne- babalarını görmeyi ve dinlemeyi öğrenirler. Çocuklar ne öğrettiğinizden ziyade ne hissettirdiğinize odaklanırlar. Hiçbir insana, kötü bir şey hissettirerek, iyi şeyler yaptıramazsınız.

Sevgili veliler, ebetteki tüm anne babaların dış dünyada onları bekleyen sorumlulukları, yorgunlukları ve belki de hiç dile gelmeyen yığınla yükleri vardır. Fakat sebep ne olursa olsun hiçbir şey evlatlarımızdan daha değerli değildir. En basit bir yemeği dahi yapmak için püf noktalarını bilmek, zaman ayırmak ve emek vermek gerekirken, çocuklarımızı hayatın akışına emanet etmek doğru değildir. Düşünmeden, öğrenmeden, araştırmadan, sadece beslenme ve barınma ihtiyaçlarını karşılamak çocuk yetiştirmek değildir. Yorgunluğa rağmen sabır ve tahammül göstermek, çocuklarımız için kendimizi geliştirmek ve emek vermek dünyadaki değer verdiğimiz her şeyden çok daha elzemdir. Unutmayalım ki, okul öncesi, ilkokul, ortaokul çocuklarımızın hepsi için oyun bir ihtiyaçtır. Hatta lisedeki çocuklarımız için dahi yaşlarına uygun oyunlar oynamak onlarla da bağ kurmanın en güzel yoludur. Esas olan çocukların keyif alması ve ailece nitelikli zaman geçirmektir