Öncelikle bütün okuyucularıma teşekkür ediyorum. İster telefonla, internet adresime mail denen mesajlarla, cep telefonuma çekilen mesajlarla yahut birebir yüz yüze karşılaşmalarımız da olsun. Bunları da yaz! Şeklinde ikazlarınızı alıyorum. Hatta daha ileriye gidenler de oluyor.
Her ne şekilde olursa olsun okunmaktan dolayı memnunum. Her türlü uyarıya, eleştiriye karşı açığım bunu belirteyim. Allah’a(cc) Hamdolsun arayanımız soranımız var. Diye bakarız! Öyle ki bazı sözler insanın hafızasında hiç erimeyecek bir buz parçası gibi yaşar. İyiliğe vesile olan güzel söz olumlu olarak, kötü acı söz ise olumsuz olarak yaşar!
Shakkespeare’n ifadesiyle “Hepsinden önemlisi, kendine karşı dürüst olmandır. Gece gündüz bu doğruluğu izlersen, kimseye karşı yanlış yapmazsın!” Sizin katılmadığınız bir eziyete, başkasının dayanmasını istemeyiz öyle değil mi?
Yıllardır alışageldiğim Sabah Ezanları okunurken evden çıkıyorum. Yaklaşık seksen caddesi bulunan Çumra merkezde bu caddelerin üzerinde Çumra Şeker fabrikasında çalışanların belli noktalarda öbek öbek servis aracını beklediğini görürsünüz.
Son yıllarda bu seksen küsür caddelerimizin sıcak asfalta kavuşması bizlerin başka sevince boğdu.
Çarşı merkezde süpürge aracının sessizliği bozan gürültüsüne Eylül ayından Aralık sonuna kadar pancar taşıyan kamyon ve traktörlerin homurtuları ekleniyor.
Camilere sabah namazını eda etmek üzere yavaş adımlarla giden hemşerilerimizi görürsünüz.
Ziraat Bankasının karşısında Çağrı Lokantasına uğruyorum. Namı diğer Aşcı rahmetli Göçmen Çakırın oğlu babası gibi aşçı olan aşçı Mehmet Teker ile selamlaşıyor hal hatır soruyorum. Lokantanın sahibi Hüseyin Mutlu’nun babası Taşağıl’lı Cemi Mutlu Ağabey dünden bugüne giderek sohbet ediyoruz.
Bahçeye giderken alışkanlığım üzere Çumra Şehir Stadyumun yanından geçiyorum. Beş yıl spor tesislerinin sorumlusu olarak çalıştım. 2014 yılından itibaren eski adıyla Krallık Spor salonu, halı saha, stadyum çevresi ise bir nevi mezbelelik halinden Şehir stadyumu, Yüzme Havuzu, Sentetik Saha, havuz önünde parkıyla spor yerleşkesi konumuna geldi. Son iki yıldır da ıhlamur ağaçları çevrilen yürüyüş bandı, bisiklet yolu ve ışıklandırmasıyla taçlandı.
Spor tesislerinde yürüyüş yolunda sabahları yüzlerce Çumralı hemşerim yürüyüş yaparken görüyorum. Spor Tesislerin karşısında marketin sahibi Asarlıklı rahmetli Bakı Amcanın oğlu arkadaşım Mehmet Kırbıyık’a uğrayıp çayını içtikten sonra bahçeye gidiyorum.
Onu da bunu yaz derken sigara ile ilgili çok yazdığımı biliyorsunuz değil mi?. İnanın bu illetten herkesin kurtulmasını istiyorum. Ha bunun yanında içilen sigaraların ne kadarı Gümrük ve Tekel Bakanlığı tarafından üretiliyor ve Milli ekonomimize katkı yapıyor diye soruyorsunuz? Çok az bir oran eskiye göre devede kulak. Kalanı kaçak sigara çirkin Amerika ya ve Türkiye uzantılarına, AB’YE, kaçak olarak gelenlerse Barzani ye, PKK ya gidiyor. Her içtiğin sigara ile kimlere katkıda bulunuyorsun bak sevgili okuyucum, ona göre sigarayı iç!
Ben, Tekel zarar etmesin deyip içiyorum diyenlerin kulağı çınlasın!
Ulu Cami ve Çarşı Camisi şehrimizin merkez camilerimizdendir. Bu Camilerimizin çevre düzenlemesi yapılması takdirle karşılıyoruz.
Zira merkez olması hasebiyle Çumra’mızın yüz akı konumundadır. Nitekim Ulu Caminin içiyle dışıyla, temelinden çatısına kadar elden geçirildi.
Halk arasında son vakit yeri veya son cemaat alanı adlandırılan cami girişlerindeki revak alanlarını estetik göze hoş gelen yapıda yeniden yapılması kayda değerdir.
Bunun yanında camilerimizin olmazsa olmazı şadırvan en güzel biçimde yenilendi. Tuvaletlerde aynı şekilde en modern şekilde yapıldı. Çevre düzenlemesi ise yenilenme ile örtüşen göze hoş gelen şehrimize yakışır hale getirildi.
Ne olacak biri yapar biri bozar şeklinde değerlendirilmemelidir! Ki, büyük emek harcanarak yapılanlar için emeği geçenlere teşekkür edilir. Öyle değil mi?
Siyasetin zirve yaptığı, futbol ailesinin zırva yaptığı zamanda sen nelerden bahsediyorsun? Diyeceksiniz ancak, bu bugünde böylesi yazı yazalım dedim. Ezanlar okunurken şiiriyle yazımı bitirelim mi?
Her gün ayrı dem olur ezanlar okunurken!
Güneşin ilk ışıklarıyla, kuş cıvıltıları,
Tabiat yeni bir güne uyanırken ,
Ve dünü bugüne uğurlarken
Davudî sesler gökleri inletir ,
Bütün âleme bu ulvi sesi dinletir.