Sultan Mahmut parmağındaki yüzüğün üzerinde “Bu da geçer ya hu!” yazıyormuş. Bizde bu veciz sözü yazımıza başlık yaptık.
Her insanın kendine özgü derdi başka deyişle sorunu vardır. Bunları imtihan vesilesi olarak görmek durumundayız öyle değil mi?
Her yatsı namazı sonrasında Amenarrasulü yani bakara suresin okurken dinlerken bütün içtenliğimle amin derim..
“Allah’ım üstesinden gelemeyeceğimiz şeyleri yükleme! Bizi bağışla, ayıplarımızı ört ve bize rahmetinle muamele buyur!”
Elbette geçecektir. Ancak, geçerken geride muhakkak acı tatlı bir şeyler bırakacaktır.
Rahmetli anam dua ederdi;
--- Geçmez günler geçmez saatler verme yarabbi!
Çocuktuk anlamıyorduk. Yahu her doğan gün geçiyor anam niye böyle diyor. Üstelik bir de dua ediyor. Derdik.
Sonra rahmetli ablam tıp fakültesinde yoğun bakımda iken bırak günü saatler, dakikaların geçmediğine şahit oldum.
Karşımda musibetin raksı,
Biran kalbin sıkışıverir.
Bir hal olur ağlamaksı,
Gelir sana takışıverir!
*
O şartları böylesi tarif etmiştim.
Hüsnühat yazanların kalemlerimden çıkan bir yazıyı hala unutamam;
“ BU DA GEÇER YA HU!”
Geçer de yukarda dediğim üzere bir iz muhakkak bırakır. Öyle değil mi?
Amcalar birilerinden aldıkları gaz ile fesatlık ile nankörlüğün en alasını yapmaktadır.
Hâlbuki camide bulunmayanın imamı tenkit etmesi ne kadar aptalca ise bunların langırdamaları o kadar aptalcadır.
Türk Milleti kim ne derse desin vefalıdır.
Böylesi vefasızlara, nankörlere bakarak kendimizi hizmetten alıkoymayalım.
Çin atasözü vardır;
“Duvar yapıldıktan sonra duvarcı unutulur!”
Nankörlük bir nevi düzenbazlıktır. Yapılan eserlere, hizmetlere saygı göstermeme durumudur.
Başka?
Kendini bilmezlerin kendilerini düşürdükleri gülünç durumun adı da nankörlüktür.
Nankörlük gururun, kibirin, inkârın ele avuca sığmayan aşüfte kızıdır.
Nankörlük, kusurların en büyüğüdür ve eğer insanlar unutkan olmasalardı, hiçbir nankör olmazdı.
Nankör insan, her şeyin fiyatını bilen fakat hiçbir şeyin değerini bilmeyen kimsedir. Oscar Wilde.
Toprak, nankör bir adamdan daha kötü bir şey yetiştiremez.
En çirkin, en eski ve en çok bilinen nankörlük, çocukların ailelerine karşı gösterdikleri nankörlüktür. (Vauvenargues)
Yazmaya devam etsem bu sütun yetmez.
Cenabı Allah;
“ Ben insanlara, vefayı ihsan buyurdum!” Diyorsa.
Yorumu olur mu?
Olmaz!
Öyle ise bunlarda geçer!
Bir dost olur. Dedi.
Adamın insanlık kumaşını güve yemiş. Neresine dokunsan tel tel dökülüyor.
Kaş yapacağım derken göz çıkarıyor.
Oymak beyi, izci adaylarını karşısına toplamış, onlara izciliğin ilkelerini anlatmaya çalışıyordu
Bakın çocuklar, dedi. Bir izci, her gün, hiç olmazsa bir kez birine yardımcı olmalıdır. Hastalara. Yaşlılara. Muhtaçlara. Her sabah okula geldiğiniz zaman size bir gün önce nasıl bir iyilik yaptığınızı soracağım. Tamam mı?
Ertesi sabah Oymak beyi çocukları toplayıp sordu:
--- Söyleyin bakalım. Dün ne gibi bir iyilik yaptınız?
Bütün çocuklar, hep bir ağızdan:
--- Yaşlı bir kadının karşıdan karşıya geçmesine yardım ettik efendim.
Adamcağız şaşırdı:
---Hepiniz mi?
--- Evet, efendim, hepimiz birden.
--- Neden?
Çocuklardan biri cevap verdi:
--- Kadın karşıdan karşıya geçmek istemiyordu, ondan efendim!