Bazen kalem yazmaz, kelam söylemez oluyor.

Kelimeler boğazında düğümleniyor insanın.

Patlamaya hazır bir bomba gibi oluyor akıl.

Ancak işittikleri ve gördükleri karşısında uyuşup kalıyor beyin. O nedenle de ne söyleyecek söz bulabiliyorsunuz, ne bir cümle kurabiliyorsunuz, ne de kafanızı toparlayıp yazabiliyorsunuz.

O zamanlardan birini yaşıyorum. Gözlerimden yaş damlamasın diye kendimi zor tutuyorum. İşittiklerim ve okuduklarım beni çaresizliğe itiyor. Keşkeler geliyor aklıma sadece. Ama keşke demekle de olmuyor.

Nedenler, niçinler, nasıllar beynimi kemiriyor.

Düşünmek istemesem de kendime mukayyit olamıyorum. Tam her şey normale dönüyor derken, yeni bir olayla daha karşılaşmak artık beni iyiden iyiye yıpratmaya başladı.

Gün geçmiyor ki, yeni bir şehit haberi duymayalım. Gün geçmiyor ki, yeni kalleşçe saldırılar, yeni hain pusular olmasın.

Önceki gün Diyarbakır'ın Lice ilçesinde terör örgütü üyesi kalleşler (buraya kalleşler yazıyorum ama bunu yazarken de ağzıma gelen, bildiğim en büyük bedduaları ediyorum) yine iş başındaydılar.

4 askerimiz bu olaylarda şehit düştü. Bununla da kalmadı. Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde gün boyu devam eden olaylar nedeniyle Diyarbakır Valiliği tarafından sokağa çıkma yasağı ilan edildi.

Ardından Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gülten Kışanak adını taşıyan (küfürler bende saklı) şahıs çıkıp meydana bağıra bağıra 'Benim belediye başkanım gözaltına alınırsa, ben de özerkliğimi ilan ederim' diyor.

Bölücü terör örgütü mensubu bir kadını işaret ederek, 'Bu kadının öldürülmesinin hesabını kim verecek?' diye veryansın ediyor.

Gülten Kışanak denilen kadın, Diyarbakır gibi bir medeniyet şehrinin belediye başkanı olarak halen varlığını sürdürüyor. Ne soruşturuluyor, ne de görevinden alınıyor. Yazık ki ne yazık...

Keşke söylemle kalsa da eyleme dönüşmese bunların kalleşliği.

Dün akşama yakın saatlerde acılarımız perçinleyecek bir haber daha aldık. Siirt-Pervari karayolunda askeri zırhlı aracın geçişi sırasında mayın patlaması sonucu 8 askerimiz daha şehit düştü.

Allah şehitlerimize gani gani rahmet etsin. Yakınlarına, ailesine sabır versin. Zordan daha zor bir durumla karşı karşıyayız.

Hangi birine yansın yüreklerimiz, hangisinin acısına üzülelim bilemiyoruz.

Hainlerin eylemlerinin yönü değişmiş. Artık daha profesyonel bir hal almışlar. Çözüm süreci adı altında geçen yıllarda silahların tüm bakımları titizlikle yapılmış. Yeni metotlar geliştirilmiş. Köpekler daha eğitimli bir hale gelmiş.

Pusu kurma taktiği üzerine yoğun bir mesai harcamışlar. Askerle çatışmıyorlar bile. Karakola baskın mı yapacaklar, uzaktan ağır silahlarla karakolu ateşe veriyorlar, sonrasında ortalıkta yoklar.

İntikal halindeki askere mi saldıracaklar. Mayınlar var ya onlar ne güne duruyor. Askeri aracın geçişi sırasında patlayıverir!

Birilerinin bir davası var. Birileri bir şeyleri peşinde. Senin benim masum evlatları, vatanın garipleri gurubaları da bu uğurda adeta yem ediliyor.

Ateş her zaman olduğu gibi yine düştüğü yeri yakıyor.

Seçimden hemen sonra azan teröristlerin kimden emir aldıkları, hangi amaca hizmet ettikleri bilinmez de, birileri muhtar olmak istiyor. Muhtar olamayınca da ortalık ateşe veriliyor.