Bir sokak düşünün, içerisinde sadece bir ev var. Resmiyette bu evde ikamet eden insan sayısı, koca bir mahallede oturan insan sayısı ile hemen hemen eşit…

Gel gelelim, gerçek hayatta bir evde en fazla kaç insan yaşayabilirse o kadar insan burada ikamet ediyor ve yaşıyor…

Şimdi anlatacağım şeyler ne bir hikaye, ne de geçmişte yaşanmış bir olaydan bir alıntı…

Tamamıyla gerçek…

Konya Havaalanı ile Organize Sanayi Bölgeleri arasında yer alan ve 1980’li yıllardan bu yana mahalle statüsünde bulunan Büyükkayacık Mahallesi’ndeki ilginç olayı aktaracağım size.

Mahallenin girişinde adı Beyazgül olan bir sokak var. Sokakta da sadece bir vatandaşa ait olan ev.

Ev sahibi İsmail Dalkıran, yaklaşık 2 yıldır sürekli kapısını çalan PTT çalışanları, avukatlar ve icra memurlarından mustarip.

Her gün onlarca icra kağıdı, her ay onlarca icra memuru ve avukat İsmail ağanın evini ziyaret edermiş.

Niye biliyor musunuz?

Naylon adres beyanı yüzünden…

Birileri Beyazgül Sokak’ı adres göstererek bir şeyler yapmış. Öyle zannediyorum ki, yalan yanlış işlerin peşinde olanlar tarafından bu adres beyan edilir olmuş.

İsmail ağa da kapısını eksik bırakmayan avukat, icra memuru ve postacılardan iyice bıkmış ve konuyu ilgili kurumlara aktarmış. Lakin yine bir sonuç alamamış…

Numaratör arızasınedeniyle yeni yapılan adres kayıtlarında bu evin kapı numarasının verilmiş olabileceği yönünde, ‘duyda inanma’ türünden laf salataları yapılmış İsmail Ağa’ya…

İsmail Ağa’nınyerine koyun kendinizi. Siz olsanız, sürekli evinizi birilerinin yoklayıp durmasına karşılık ne yapardınız?

Adam evinden çıkamaz olmuş artık. Evde yokken birileri gelir de bu yanlışlık nedeniyle evimdeki eşyaları alır giderler korkusu eve hapsetmiş İsmail Ağa’yı…

Hatta sokağın girişinden birkaç metre sonrasında demirden büyük bir kapı yaptırmış. Eve yaklaşılmasın diye. O kadar bıkmış ki gelenden gidenden, karantinaya almış evini.

Bizi ilk gördüğünde de tavrının biraz değişik olması, kapısını yoklayanların ve falancanın evi mi, filancanın evi mi diye soranların çok olmasındandır herhalde…

Naylon adres beyanısadece İsmail Ağa’yı değil, Büyük Kayacık Mahallesi Muhtarı Hüseyin Yıldız’ı da bıktırmış.

Muhtar Hüseyin Yıldız’ın dediğine göre seçimlerden bu yana neydüğü belirsiz kişiler adına gelen evrak sayısı karaları aşmış…

Binlerce evrak, muhtarın ofisinde sahibini bekliyor. Muhtar artık evrakları koyacak yer bulamayınca, aylara göre gelen evrakların tasnifini yapıp evinin çatısına saklamış.

Sorunun nerede olduğunu, nasıl çözüleceğini, nerede yanlış yapıldığını, nereye kadar bu yanlışlığın devam edeceğini bilemiyorlar.

Ancak bizden ricaları, seslerini yetkili ve etkili şahıslara duyurmamız. Biz vazifemizi yerine getiriyoruz, sıra bu yanlışı yapan veya var olan yanlışı düzeltmeyip sıradan bir vatandaşın evinin yol geçen hanına dönmesine neden olanlarda…

Soruyoruz şimdi, ‘Beyazgül’ün suçu ne?’

Mesnevi’den:

“Herkes kendi zannınca yar oldu bana; (ama kimse) içimdeki sırları aramadı.”