Ali Çamdalı’nın basın toplantısındaki duruşu benim için kriter değil…
Basın mensuplarının sorularını eli cepte, egolu ve kibirli cevaplamış!
Umurumda değil…
Karakter meselesi…
Umurum da olan ne mi?
Konyaspor’da yaptıkları ve bundan sonra yapabilecekleri!
Gerisi fasa-fiso…
Ali Çamdalı’nın ‘Konyaspor’ diye bir derdi yok…
Kendisini ve arkadaşlarını pazarlamaya çalışan oyunun baş aktörlerinden birisi…
Konyalı basın mensupları karşısındaki terbiyesizliği, bundan bir önceki Kayserispor maçından sonra, soyunma odasına giden tünelde Konyaspor’lu taraftarlara neler söylediğinin yanında çok hafif kalır! 
O tünelde ağzından çıkanları,  daha doğrusu takımlarının peşinden giden taraftarlara nasıl hakaret ettiğini ifşa edersem, Ali Çamdalı denilen çapsızın arkasında ne Ömer Korkmaz ne de yönetim durur!
Tekrar ediyorum; Ali Çamdalı’nın toplantıdaki duruşu, lakayt tavırları benim için kriter değil…
Konyaspor’a ne verdiği, bundan sonra da ne vereceğidir...
Ha şunu da hatırlatmakta yarar var; bir takımın antrenörü, basınla kanlı-bıçaklı, taraftarla mesafeli olursa, iki yakası bir araya gelmez…
Bunun da altını çizmekte yarar var…
Futbolcuların da kendisine “şaşı” baktığı doğruysa, Konyaspor’u zor günler bekliyor demektir…
Ali Çamdalı tarafından bunlar olurken, yönetenler ne yapıyor?
“Kol kırılsın yen içinde kalsın” demiyorlardır her halde…
“Ali Çamdalı” denilen “stajyer antrenör”den memnuniyetsizlik dillendiriliyor, gürültü çıkarılıyorsa ve yönetimde, bütün bunlara rağmen, hocasını savunuyor ise bilsinler ki, “boyunlarında kılıçla dolaşıyorlar” demektir…
Bir tarafta 4 maçta kazanılan 3 puan, bir tarafta ekonomik kriz, bir tarafta ise yarına dair umutsuzluk ve bu umutsuzluğun dışa vurumu, yani kamuoyu baskısı artarak yükseliyorsa, Ömer Korkmaz başta olmak üzere, bütün yönetim başlarını iki ellerinin arasına alıp düşünmeliler…
Konyaspor’lu yöneticilerin işi kolay değil…
Ya yardan ya da serden vazgeçme durumuyla karşı karşıyalar…
Tekrar ediyorum; zaman Konyaspor’un aleyhine çalışıyor...
Milli ara, bilmem ne bunlar hikaye…
Aylardır kendisinin ve takımın oyun anlayışını değiştirememiş Ali Çamdalı gibi “stajyer antrenör” bu milli arada neyi değiştirecek?
Elinde sihirli değnek mi var?
Yöneticiler, “stajyer antrenör”lerine sahip çıkabilir, hocamızın arkasındayız” gibi laflar edebilirler mi?
Bilemiyorum…
Onlar için de, iki ucu pisli değnek!
Daha açık yazmakta yarar var; bundan sonraki süreçte hem yönetim, hem de “stajyer antrenör” Ali Çamdalı, kamuoyu baskısını iliklerine kadar hissedeceklerdir…
Ömer Korkmaz, Konyaspor’u bu cendereden çıkarabilecek mi?
Veya bu yara dikiş tutacak mı?
Bekleyip göreceğiz.
***
Ali Çamdalı’nın maçtan sonraki açıklamaları da son derece irite edici ve dört dörtlük “stajyer antrenör” ağzı…
Açıkçası beni rahatsız etti…
Eveleyip gevelemiş, sonra da, “Bu ligde her puan bizim için değerli. Olumlu yönden bakarsak değişik bir oyun oynamaya çalışıyoruz. 3 haftada yediğimiz 7 gol vardı. En azından bu tarafı bir durdurduk. Kalemizde gol görmedik” buyurmuş…
Sever misin, sabaha mı bırakırsın?
Gol yemeyi durdurmuş arkadaş…
Sonuç?
Gol atamamış ve kendi evinde puan kaybetmişsin bilader!
Bir zamanlar Ziya Doğan’ın, “rakiplere pozisyon vermeden yeniliyoruz!” sözlerini hatırladım…
Ali Çamdalı’nın ki de o hesap…
Gol yemediklerini bir marifetmiş gibi sunuyor arkadaş…
Tövbe Estağfurullah…
Şeyh Sadi-i Şirazi’nin çok güzel bir lafı var… 
“Kusuru kendine söylenmeyen adam, ayıbını hüner sanırmış” diye…
“Stajyer antrenör” Ali Çamdalı bu futbol aklıyla, insanlara olan yaklaşımıyla ve söylemleriyle Konyaspor kulübünün bir ayıbıdır, ben de bu ayıbın bir “hüner” olmadığını anlatmaya çalışıyorum.
Bu kadar.