Araştırmacı-Yazar Muzaffer Tulukcu, Akören’de kaza sonucu hayatını kaybeden isimleri kaleme aldı.

1-204

FOTO ALTI: Dede adı Mustafa Embel, çocuk yaşta trafik kazasına kurban gitmişti.

TRAFİK KAZASINDA RAHMETLİ OLAN: MUSTAFA EMBEL

3 Haziran 2002 tarihinde Akören’de meydana gelen trafik kazasına kurban giden Mustafa Embel’in babası halen Konya Numune Hastanesi’nde görev yapan Bayram Ali Embel, annesi ise Akören’de ikamet eden Duran Ağa (Kıvrak)’ın kızı Döndü Hanım, Meram Atatürk İlköğretim Okulu 8. Sınıf öğrencisi oğulları dede adı Mustafa Embel’in bulunduğu araçları ile 3 Haziran 2002 akşamı Akören’den Konya’da olan evlerine araçları ile dönerken Akören Jandarma Karakolu yakınından 22.04 te Abdurrahman Cengiz’e ait otomobil ile burun buruna çarpışınca henüz 14 yaşını doldurmamış çocukları Mustafa’yı kaybettiler. Rahmetlinin cenazesi bir gün sonra Orta Mezarlığa defnedildi. Geriye doğal olarak acılı bir aile kaldı.

2-176

FOTO ALTI: Abdurrahman Harmankaya 34 yaşında rahmetli olmuştu.

TRAFİK KAZASINA KURBAN GİDEN: SALİH KAÇAR

23 Ağustos 2004 tarihinde Konya’da doğdu. Konya Meram İlkokulu sonrası, Akören Ortaokulu’ndan mezun oldu. Akören Çok Programlı Liseyi 2. Sınıfta yarım bıraktı. Konya’da 1 yıl kadar Meram Sanayi’de bulunan Öz Işık firmasında tornacılık yaptı. Ailesi ile birlikte Akören’e geri döndü. Akören Tekstil Fabrikası’nda çalışırken 21 Mart 2023 gün motosikleti ile Şehit Halis Özcengiz Caddesi’nden Perçinlik 2. Etap TOKİ’lerde olan evine giderken otomobille çarpışması sonucu yaralandı. Konya Şehir Hastanesi’ne kaldırılan Salih Kaçar 59 gün sonra 19 yaşında 20 Mayıs 2023 tarihinde vefat etti. Rahmetlinin cenazesi bir gün sonra Akören Tahtalı Mezarlığa defnedildi. Genç yaşta aramızdan ayrılan Salih Kaçar’ın babası Akif Kaçar Akören Belediyesi’nde görev yapıyor. Doğal olarak geride acılı bir aile kaldı.

3-165

FOTO ALTI: Balıkesir Edremit Asker Abdurrahman Demiroğlu.

ABDURRAHMAN DEMİROĞLU

10 Kasım 1949'da Akören'de doğdu. Babası Emirlerin Osman, annesi Arif Hoca'nın (Tulukcu) en küçük kızı Şerife Hanım. Birinci sınıf Akviran İlkokulu'nda Yunus Özertaş ve Mustafa Taşbaş öğretmenlerde okudu, daha sonra okul komple taşınıp tüm öğrencilerle Gazi Mustafa Kemal İlkokulu’nu devam ederek 2. Sınıfı Hüseyin Eruyar, 3. sınıf A. İhsan Buğdaycı, 4. ve 5. sınıf ise Perihan Gültekin öğretmenlerde okudu. Ortaokulun 1. ve 2. sınıfı Elazığ'da astsubay olarak görev yapan büyük abisi İbrahim Demiroğlu'nun yanında, son sınıfı ise Akviran Ortaokulu'nda okudu. 1965-66 öğretim yılında yeni açılan Akşehir Öğretmen Okulu'na yakın arkadaşları Sıtkı Yonca, M. Emin Tulukcu, M. Ali Akıncı, Hakkı Ertuğ, Mehmet Tulukçu, Mustafa Çalışkan, Abdullah Gültekin ve Ali Osman Mucuk ile birlikte kayıt oldu. 1968-69 öğretim yılında ilkokul öğretmeni payesiyle mezun oldu. İlk tayininin çıktığı Sadıklar İlkokulu'nda iki yıl görev yaptı.  Balıkesir Edremit'te 45 günlük askeri eğitimden sonra Er öğretmen olarak Diyarbakır Kulp'a gitti.  Askerlik eğitiminde hafiften rahatsızlığı artınca 1-2 ay sonra Diyarbakır Askeri Hastanesi'nde yattı, ardından Konya'ya geri döndü.  3-5 ay sonra Konya Askeri Hastanesi'nde yattıktan sonra iyileşti.  Tekrar öğretmen olarak Ödemiş'e tayini çıktı. İlk bayram iznine geldiği Akören'de tekrar rahatsızlandı.  4 Aralık 1972 günü Akören'de baba ocağında vefat etti. Orta Mezarlığa defnedildi. Alçak gönüllü, mütevazi, edepli ve terbiyeli timsali olan rahmetli Abdurrahman Demiroğlu küçükle küçük, büyükle büyüktü.  Mustafa Arıcı başta olmak üzere, M. Emin Tulukcu, Nevzat Ataç, Sıtkı Yonca, Hakkı Ertuğ, Abdullah Gültekin ve Ali Osman Mucuk yakın arkadaşlarıydı. O yıllarda öğretmen okullarında müzik dersinde mandolin çalmak zorunluydu.  Yetenekli olanlar saza geçerlerdi.  Rahmetli Abdurrahman Demiroğlu'nda da bu yetenek ve müzik kulağı vardı.  Çok güzel saz çaldığı için herkes onu can kulağıyla dinlerdi. Abdurrahman Demiroğlu'nu başta kendi odaları (Emirlerin Odası) olmak üzere, düğün odası gibi değişik vesilelerle biraraya gelen Akören'in gençleri dikkatle dinlerlerdi.  Çoğu da o yıllarda bekar olan genç grup Emirlerin Odası'nda yatıyorlar, kalkıyorlardı. Yine bir akşam odada toplanan genç grubun isteği malum, rahmetli sazını aldı.  Her zamanki gibi kısa süren akorduna başladı, odada çıt yok, tabiri caizse sinek uçsa duyulur.  Demiroğlu tam akortu bitirdi. 

4-151

FOTO ALTI: Salih Kaçar 19 yaşında Akören’de trafik kazasına kurban gitmişti.

Ahmet Naci Ertaş (Tombik) seslendi:

- Ulen yeren, şu çaldığını ne olur bir daha çal!

 Tabii ki odada hakırtı koptu.

 Yine bir düğün odası herkes toplanmış. Düğün odası olunca  meşreb geniş, grup kalabalık.  Herkes can kulağı ile birkaç saat Demiroğlu'nu dinledi.  Çakır keyif olan Zabıta İbrahim neden sonra:

-Ulen ağa Kabağı bir çal da dinleyelim. 

Demiroğlu'nun kırması mümkün mü, zaten kimseyi kırmazdı ki!

Demiroğlu Kabak'la fasılı noktaladı. Zabita tekrar

-Ulen ağa Kabağı istedik çalıvermedin...

Tabii ki yine hakırtı koptu.

Hepimiz biliriz; özellikle eskiden Akören’de gençler birbirine vurulurlar, kur yaparlardı.  Bu vurgunluk çoğu kez de evlilikle biterdi.  Ama rahmetlinin böyle bir durumu olmamasına rağmen kızın birinden bir gün bir haber geldi.  Gayet doğal olarak arkadaşları rahmetliyi teşvik etmek istediler, ısrar ettiler.  Ama rahmetlinin cevabı hazırdı.

5-113

FOTO ALTI: Mustafa Embel’in kabri Akören Orta Mezarlık’ta.

-Arkadaşlar benim durumum belli.  Bu halimle kızın gönlüyle, hayaliyle oynamaya, onu kandırmaya gerek yok, bu iş burada kalsın…

Onun küfür ettiğini duyan olmadı, hiçbir şekilde yemin etmezdi, inandırmak için yemin yerine inan ki derdi.

6-125

FOTO ALTI: 25.Nisan 1971 Ankara Gülhane Hastanesi Malatyalı Mehmet Köse, İstanbul Karagümruklü Muzaffer Başbakan ve Abdurrahman Demiroğlu.

Rahmetli tek kelimeyle adam gibi adamdı. Tabiri caizse, hani derler ya!  "Bu dünyada zaten iyiler yaşamaz.’’ İşte rahmetli Abdurrahman Demiroğlu, bu söze layık birisiydi.

7-114

FOTO ALTI: Abdurrahman Demiroğlu nün yakın arkadaşları Ali Osman Mucuk, Mustafa Arıcı, Sıtkı Yonca ve Nevzat Ataç.

ABDURRAHMAN HARMANKAYA

15 Aralık 1945 tarihinde Akören'de doğdu. Babası Hacımarların Cemalettin'in oğlu Mikdat Harmankaya (D: 1919, itfaiyeci emeklisiydi. 28 Şubat 1979 tarihinde vefat etti. Kabri Musalla Mezarlığı'nda). Annesi Ataç Musa-Emine Hanım çiftinin kızları Samiye Hanım (D: 1917, 12 Temmuz 1947 tarihinde vefat etti. Kabri Akörende...)

8-98

FOTO ALTI: Ayaktakiler: M. Emin Tulukcu, Diyarbakırlı Öğretmen Zeki Özdal. Oturanlar: Rahmetli Abdurrahman Demiroğlu, Ağabeyi Emir Demiroğlu.

İlk çocuğu Abdurrahman Harmankaya 1,5 yaşında yetim kalınca baba Mikdat Harmankaya, çok geçmeden Rahim Cengiz'in kızı Eyşe hanımla evlendi. Dolayısıyla yetim Abdurrahman'ı ikinci annesi Eyşe hanım büyüttü. Aile 1955 yılında Konya'ya taşındı. Mevlâna Ortaokulu yanında oturan İğneci Kadriye'nin evinde kiracı olarak kalmaya başladı. Ümmetlerin Ümmet Güler'in sayesinde Konya İtfaiyesi'nde çalışmaya başlayan Mikdat Harmankaya biriktirdiği para ile Aydoğdu'daki evi yaptırdı ve 1960 yılında buraya taşındı. İlkokula Akören'de başlayan Abdurrahman Harmankaya, Konya Hakimiyet İlkokulu'ndan mezun olduktan sonra, İzmir'e gitti. M. Ali Karapelit'in kira ile bekâr evinde kalarak askerliğe kadar Yağhaneler semtinde kaynakçılık yaptı. Vatani görevini Denizli ve İskenderun'da yaptı. Terhis sonrası Konya sanayisinde çalışmaya başladı. 1968 yılında Eski Garaj civarı Sahibata Caddesi, o yıllardaki Garanti Bankası bitişiğinde Huzur Ticaret adıyla iş hayatını sürdüren Abdurrahman Harmankaya aslen Çumra-Apalı olan Tevfik Esen'in kızı Zeynep hanımla evlendi. Konya Belediyesinde iki yıl kadar çalıştı, maaşı yeterli bulmayınca İzmir Aliağa Rafinerisi'nde iki yıl daha çalıştı. 1971 yılında Seydişehir Alüminyum Fabrikasında çalışmaya başladı. Bu dönemde Ali Osman Çaldağ ve Seyit Ali Özdil başta olmak üzere birçok Akörenli hemşehrimizle beraber oldu. 1979 yılında babasının 60 yaşında vefatından etkilenen ve bunu içine atan Abdurrahman Harmankaya sırt ağrısından şikayetçi olunca Konya SSK Hastanesi'ne gitti. Ankara Onkoloji Hastanesi'ne havale edilen Abdurrahman Harmankaya'ya akciğer kanseri teşhisi kondu, bu acı haberle Konya'ya dönüldü. Kayınbiraderleri hastayı Avrupa'ya götürüp çare aramayı düşündüler. Ne var ki doktorlar altı ay ömrünün olduğunda net görüş belirtince başka çare olmadığını anladılar. Kayınbiraderleri Aymanas'taki kendi evlerinin yanında bir ev tutarak eniştelerini, kız kardeşlerini ve iki yiğenleri Mitat ve Engin'i yakınlarına getirip onlarla yakından ilgilenmeye başladılar. Ankara Onkoloji Hastanesi'nde bir sure tedavi gören in kayınları kardeşler Abdurrahman Harmankaya bünyesinin sağlamlığı nedeniyle altı denmesine rağmen dokuz ay sonra 30 Haziran 1980 tarihinde vefat etti ve Musalla Mezarlığı'na defnedildi. Abdurrahman Harmankaya'nın vefatından sonra kayınları Hüseyin ve Mehmet Esen kardeşleri Zeynep Hanım ve yiğenlerine kol-kanat gerip onlarla yakınen ilgilenmeyi sürdürdüler. Kendi çocukları olmayan dayılar, yeğenlerini baş-göz ettiler, ama çok geçmeden 1998 Ağustos ayında büyük dayı Hüseyin Esen, 2003 Ocak ayında ise küçük dayı Mehmet Esen vefat etti. Genç yaşta dul kalan anne oğullarının yanında torunları ile oyalanarak ömrünü geçirmekte. 35 yaşında ömrünü tamamlayan rahmetli Abdurrahman Harmankaya'nın iki oğlu Mitat ve Engin kardeşler ise dayılarından aldıkları ticari tecrübe ile Esenler tekstil adıyla Manifaturacılar Çarşısı'nda toptancılık yaparak mesleklerini sürdürüyorlar. Mitat (1969). Eşi Apalı Mustafa Esen'in kızı Selma Hanım. Şerife, Abdurrahman ve Zeynep adında üç çocuk babası. Engin (1972). Eşi Çumra'nın Tahtallı köyünden Nebi Doğan'ın kızı Züleyha Hanım. Hüseyin ve Mehmet adında iki çocuk babası.

9-80

Fetullah Gülen, bir piyon! Fetullah Gülen, bir piyon!

FOTO ALTI: Mustafa Embel sünnet hatırası ailesi ile.

10-80

FOTO ALTI: 1968-69 Çomaklar İlkokulu uzun boylu olan Abdurrahman Demiroğlu, öğretmen arkadaşları ve öğrencileri ile.

11-74

FOTO ALTI: Abdurrahman Harmankaya ailesi ve yakınları ile.

12-65

FOTO ALTI: Dede Rahim Cengiz Mustafa Akbayır, Sabahattin Cengiz, Abdurrahman, Halis, baba Mikdat Harmankaya, Nuh Cengiz. Oturanlar: Ali İhsan Abdurrahman, Mustafa Sezgin ve Mustafa Bardakçı.

13-61

FOTO ALTI: Baba Akif oğul Salih Kaçar.

MUZAFFER TULUKCU 

Editör: Birkan Bakay