Korona virüsün bulaşma hızı, etkisi ve öldürme gücü devam ediyor.

Biz millet olarak hele hele Konyalılar olarak bu vurdumduymazlığa, bu dikkatsizliğe ve tedbirlere tam uymama huyumuza devam ettiğimiz müddetçe, virüs de yayılmaya ve öldürmeye devam edecek.

Bu sebeple bilhassa şu zor günlerde; maske, mesafe ve temizlik kurallarına çok daha fazla önem vermek zorundayız. 

Maske, mesafe ve temizlik kuralları 1400 lü yıllardan beri yani 600 yıl öncesinden itibaren değişmeden günümüze kadar geldi.

Bunu şöyle söylersek daha doğru olur kanaatindeyim.

600 yıl önce Anadolu’da kullanılan salgın tedbirlerini, bugün modern tıp da aynen kabul etmekte ve uygulamaktadır.

1400 lü yıllarda Amasyalı Tabib Cerrah Sabuncuzade Şerafeddin Efendi, salgın hastalıkla ilgili alınacak tedbirleri şöyle sıralıyor:

*Ellerini onat yu. (Ellerini güzelce yıka)

*Galebeliğe girme. (Kalabalığa girme)

*Selamı uzakça vir. (Selamı uzaktan ver)

*Eyi ye ve eyi iç. (Bağışıklık sistemini kuvvetli tut, vücudun güçlü olsun)

*Hasta isen yativir. (Hastalık halinde istirahat et.)

*Taşra çıkma (Dışarıya çıkma)

*Taşrada yüzün ört. (Dışarıya çıkmak zorunda kalırsan yüzünü ört yani maskeni tak.)

Biiznillah nesne dokunmaz. (Bunları uygularsan biiznillah mikrop dokunmaz.)

Salgın hastalıkta uygulanacak tedbirler belli. Bize bunları uygulamak kalıyor.     

***   ***   ***

ABD Hastalık Kontrol Merkezi virüs ile ilişkili gerçekleri yeniden yayınladı.

Buna göre:

*Virüsün yüzeylerden bulaşma riski düşük. (Düşük de olsa var)

*Açık havada yapılan faaliyetlerden bulaşma riski düşük. (Düşük de olsa var)

*Ofis, sinema veya tiyatro salonları gibi kapalı alanlarda bir araya gelinmesi halinde bulaşma riski çok yüksek.

*Solunum yoluyla bulaşma riski çok yüksek.

*Virüsün hasta edecek şekilde bulaşması için yaklaşık olarak 1000 adet virüs içeren zerrecik alınması gerekiyor.

*Nefes alıp vermede havaya dakikada 20 virüs yayılıyor.

*Konuşma ile 200 virüs yayılıyor.

*Öksürme veya hapşırma ile 200 milyon virüs havaya yayılıyor. (iyi havalandırılmayan ortamlarda bunların sizi hasta etmeye yetecek kadarı saatlerce havada kalabilir)

* Virüs taşıyan kişinin yaklaşık 2 metre uzağında bulunulması halinde, bu süre 30 dakikadan azsa düşük risk.

* Böyle bir kişiyle yüz yüze sohbet edilmesi (maskeli olarak): Bu süre 4 dakikadan azsa düşük risk

* Böyle bir kişinin yürüyerek/koşarak/bisikletle yanınızdan geçmesi: Düşük risk

* Mesafenin korunduğu iyi havalandırılan yerler: Düşük risk (sürenin uzun olmaması halinde)

* Market alışverişi: Orta risk (süre uzamazsa ve hijyen kurallarına uyulursa düşük risk)

* Kapalı alanlar: Yüksek risk

* Herkese açık hamam, sauna vb./ Ortak kullanım alanları yüksek risk.

* Restoranlar: Yüksek risk (açık havada mesafenin korunarak oturulması ve yüzeylere çok fazla dokunulmaması halinde orta risk)

* İş yerleri / Okullar (sosyal mesafeye dikkat edilse bile): Çok yüksek risk.

* Partiler / Düğünler: Çok yüksek risk

* İş toplantıları / konferanslar: Çok yüksek risk

* Spor salonları / Konserler / Sinemalar: Çok yüksek risk olarak belirtilmiş.

*Stadyumda maç izlemek ve spor salonunda spor yapmak: Çok yüksek risk.

***   ***   ***

Ben virüsü, küfre benzetiyorum. Şöyle ki:

Bazı kardeşlerin, "yahu ben tedbirlere son derece riayet ediyorum ama bu illet beni yine de buldu" veya "ben 4-5 aydır evden çıkmıyorum, sadece bir defa yeğenimin düğününe gittim, orada da çok dikkat etmeme rağmen yakalandım" gibi yazılarını okuyorum.

Bu kardeşler mutlaka bir yerde bir gevşeklik yapıyorlardır.

Asansörde, dış kapıyı açıp kaparken, markette, cenazede, düğünde, mesafe kuralında, maske kullanımında yani herhangi bir yerde bir anlık dalgınlıkla virüs kapılabiliyor.

Bu virüs mikrobu aynen küfre benzer. % 99,5 luk bir iman olmaz. İllaki % 100 olacak. Yüzde yarımlık boşluk bulursa küfür gelir yerleşir.

Mikropta öyledir. % 99,5 luk bir tedbir eksik demektir. O yüzde yarım boşluğa mikrop gelir, yerleşir. İllaki % 100 olacak.
Tedbir yüzde yüz olursa biiznillah nesne dokunmaz.

Yüzde yüzlük imana nasıl küfür giremezse yüzde yüzlük tedbire de virüs giremez.

İş bu kadarla da bitmiyor.

O yüzde yarımlık iman boşluğundan giren küfür, kısa süre içinde beyne ve kalbe sirayet ederek ruhumuzu, düşüncemizi ifsat eder ve o kişiyi kendine esir eder.

Aynen bunun gibi, yüzde yarımlık tedbir boşluğundan giren virüs, kısa süre içinde akciğer başta olmak üzere çeşitli organlara sirayet ederek tüm vücudu ifsat eder ve kişiyi ölüme sürükler.

Bize çok küçük gibi görünen o yüzde yarımlık boşluk, sonuçta çok ağır sonuçlara sebebiyet verir.

Daha önce de defalarca belirttiğim gibi, tedbirde boşluk bırakmazsak bu illet mutlaka defolup gidecektir.

Bu, bizim elimizde... Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.