İki yıl boyunca hayalini kurduğum, projelendirdiğim ve müşahhas hale getirerek yapımcılığını yaptığım ŞİİRLER YARIŞIYOR programı KONTV ekranlarında 5 ay süreyle yayınlandı ve iki hafta önce sezon finalini yaptı.

Şiirler Yarışıyor programına 18 yaşını dolduran herkes kendi yazdığı şiiriyle müracaat etti. Konu ve şiirin tarzı tamamen serbestti. Gelen şiirleri jüri heyetimiz önce inceledi. Ön elemeden geçen şiirin sahibi KONTV’ye davet edildi. Konya dışında olup da gelemeyenlerle canlı bağlantı kuruldu. Her hafta 4 şairimiz TV’den şiirlerini seslendirdiler. Stüdyoda bulunan 5 jüri ve halk jürisi puanlarını verdiler. 6 jürinin verdiği puanların ortalaması alındı ve haftanın birincisi olan şiir belirlendi.

4 hafta boyunca seçilen hafta birincileri ay birinciliği için yarıştı. Belirlenen ve birer çeyrek altın kazanan 4 ay birincisi de sezon birinciliği için yarışmaya katıldı. Böylece Eylül ayında başlayan yarışma 9 Şubat’ta sezon finali yapmış oldu. 9 Şubat’ta yapılan sezon finaline ay birincisi olan Ahmet Şener, Faruk Gökbulut, Ramazan Sağdıç ve Özlem Maria Zafer farklı şiirleriyle katıldılar.

Sezon finalinin tarihi 6 Şubat büyük depreminin yıldönümüne denk geldiği için bendeniz programı moderatör jüri üyesi olarak depremi konu edindiğim TÜRKİYE’M başlıklı şiirimle açtım. 

Ahmet Şener yarışmaya katıldığı AĞLADI başlıklı şiirinin ilk dört kıtasında şu mısralara yer vermişti:

Garib anam, "böyle imiş yazgımız

Bizim " dedi, bir ah çekti ağladı.

"Hasretliğe bulamadık üzgünüz

Çözüm" dedi,bir ah çekti ağladı

-

"Hayaliniz gözlerimden gitmiyor

Yollar uzun yürümekle bitmiyor

Kalkıp gelmek isterim ya,tutmuyor

Dizim" dedi, bir ah çekti ağladı

-

"Derdin büyüğünü, analar çeker

Hem dert çeker hem de,gözyaşı döker

Bayram arefesi yollara bakar

Gözüm" dedi, bir ah çekti ağladı.

-

"Dağlanır yüreğim, andıkça dünü,

Ana deyip, adım attığın günü,

Çakır gözlüm, ne çok özledim seni

Guzum" dedi, bir ah çekti ağladı.

-

Faruk Gökbulut, yarışmaya katıldığı  DÜNYÂYA YÛNUSÇA BİR BAKIŞ başlıklı şiirinde şöyle sesleniyordu:

-

Dâim Hakk'ı zikret, eğrin doğrulsun;

Taptuk Dergâhı'na, var Yûnus gibi!

Sâyende gönüller aşkla yoğrulsun;

Açıp kollarını, sar Yûnus gibi!

-

Aşktan öte ne var, söyle daha bol?

Aşka ulaştırsın yürüdüğün yol!

Er kemâle, bu uğurda sen de ol;

Alev alev yakan, har Yûnus gibi!..

-

Kalbinde aşk olan, huzurla uyur;

Edep sofrasına, hicapla buyur!

İlâhî beyânı, sevgiyle duyur;

Muhabbet harcını, kar Yûnus gibi!..

-

Sabırla çalışır, bir küçük arı;

Görünce şükreyle, ayvayı narı;

Eşit tut kefe'nde, yokluğu varı;

Birlerin bin olsun, kâr Yûnus gibi!.

-

Ramazan Sağdıç ise yarışmaya PAYİTAHT başlıklı şiiriyle katılıyor ve şunları dile getiriyordu:

-

Alfabenin ilk harfi, sen diyerek başlıyor,

Heceler eksik kalır, senden söz etmiyorsa.

Adın değse cümleye, kalp ritmim yavaşlıyor,

Kağıdın ne suçu var, tarifin yetmiyorsa?

Kalem yüz görümlüğü,şiirlerim mehir mi?

Tenin mahrem kağıda, kelimeler mahir mi?

Menzilde aşk görmeyen, dervişi agah sanır,

Gönlümü uslandırır, mihrabına buyursam.

Yar kalbine girmeyen, duvarı dergah sanır,

Belki sızım dinerdi, eşiğinde uyursam.

Zülfüne destan yazsam kafi gelmez perçeme,

Lügatlar derman olmaz ,inan gönül lehçeme.

-

Zülayha'nın sureti sensin bezm-i eleste,

Bir gün seni görmezsem hal-i ahvalim meyus.

Vazgeçmem geçse ömrüm Yusuf gibi kafeste,

Derdim suya yazılsa anlatamaz okyanus.

Su yetişmez hârıma aşkın sonu elemdir,

İnan gitmez zoruma desen bile kölemdir.

-

Özlem Maria Zafer’in yarışmaya katıldığı serbest daldaki MERYEM’İN YOLCULUĞU şiiri de şöyleydi:

-

Varlığın; varlığımda dirildiği anda, kandiller yandı ruhumda

 Göğüm mavi, ruhum mavi, sesim maviydi senle beraber.

 Hiç bilmediğim bir maviydi, seni bana sevdiren.

 Aşkın Tanrı misafiriydi kollarıma bırakılan

 Damarlarıma anneliği eken ilk ruhtun ‘Sen’.

 Seni, seni solukladığım anların bakiliğinde kaldı cennetim.

 Oğlumdun, mirasımdın, evlat kokanımdın.

 Yedi yılın sonunda: ‘Oğlun öldü! Oğlun öldü!’, diye kurşunlandı kulaklarım

Oysa usulca söylenmeliydi, sakin ve şefkatlice seçilmeliydi tüm cümleler

 İnanmadım. İnanamadım. Sokaklara koştum delice, seni tutmak için

 Azrail’in elinden kurtarmaktı gayem! En çaresiz feryadımla tutamadım seni.

 Seni koruyamadıktan sonra, neye yarardı anneliğim...  

 Durdum, dinledim dakikaları, zamanın geçen saatlerini

 Dar ağacında gibi dinledim selanı

 Yıkandın paklandın, geldin beyazlar içinde, kanın kıpkırmızıydı.

 Öptüm seni...öptüm. Gözlerin hala masmaviydi, umut gibi tenin bembeyazdı.

 Küçük bir tabuttu kucaklanan, omuzlanan

 ‘Gitme!  Gitme’ diye diye haykırdım gökyüzüne

 Yalın ayak koştum toprağına, ıslak ve soğuktu

 Heyhat! Ruhuma atılan kürek kürek yalnızlıktı,

 Nasıl kıskandım o toprağı, nasıl kıskandım!... Sana sarılışını, kucaklayışını...

 Nasıl kızdım kendime, nasıl yoldum anneliğimi, bilemez hiç kimse.

 Kurşunladım, dağladım kendimi... Arasatta asılı kaldı kanatlarım.

 Mahkemeler kurdum, kendimi yargıladım senelerce, ‘Özlemi’; bir ömür boyu mahkum ettim. 

Her birinden bir kısmını aldığım şiirler görüldüğü gibi birbirinden güzel, birbirinden harikaydı. Hangisini tercih edeceğinde jüri oldukça zorlandı ama programın formatı gereği bir puan verilmeliydi. Jüri heyetinin her biri kendince değerlendirme yaparak puanlarını verdi ve halktan gelen oylarla ortalama puan hesaplandı. Sonuçta Ramazan Sağdıç’ın PAYİTAHT şiiri sezon birincisi oldu. Şair Ramazan Sağdıç’ın yarım altın kazandığı yarışmanın ilk sezonu da böylece tamamlanmış oldu.

Daha önce stüdyoda yapılan yarışmaların sezon finali Tantavi Kültür Merkezi’nde izleyiciler de alınarak yapıldı. Böylece ortaya ayrı bir güzellik çıkmış oldu.  Sezon finalinde şairliği ile de tanıdığımız Halil Ürün Başkanımız jüri heyetinde yer aldı ve kendi şiirlerini de seslendirdi.

Bu programı yapmamızın tek amacı yarışma değil elbette. Yarışma, programı daha cazip hale getirmek için düşünüldü. Programımızın asıl amacı kültürümüzün, Türk Edebiyatımızın önemli bir bölümü olan şiiri gündeme taşımak, şiiri sevdirmek, şiir yazma yolunda yeni yürekleri teşvik etmek ve şiir dinleyen, şiirin güzelliğini kalplerinde, gönüllerinde hisseden bir neslin yetişmesine katkı yapmak ve aynı zamanda izleyicilerimizin şiirle, güzellikle dolu, çok hoş bir vakit geçirmelerini sağlamaktır.

Biz millet olarak şair bir milletiz. Ozanlık, şairlik bizim tarihimizde önemli bir yer tutar. Osmanlı sultanlarının büyük bir çoğunluğu şairdir hatta bestekârdır. Padişahlarımız bugün bile zevkle okuduğumuz şahane şiirler yazmışlar. Şiir gelişirse edebiyat gelişir, kültürümüz gelişir. Bu programla kültürümüzün gelişmesine ve yayılmasına ne kadar katkı sağlayabilmişsek kendimizi o kadar bahtiyar hissederiz. 

Yarışmanın ikinci sezonu Nisan ayı içinde başlayacak İnşallah. Yarışmaya katılmak isteyen şairlerimiz şimdiden şiirlerini 0542 814 86 59 numaralı telefona whatsaap yolu ile gönderebilirler.

Birinci sezonda daimi jüri üyeliği yapan Prof. Dr. Sinan Gönen, Prof. Dr. Hüseyin Muşmal, şair – yazar Tayyar Yıldırım başta olmak üzere Doç. Dr. Sena Küçük, Selçukya Kültür Sanat Derneği Başkanı Fatma Şeref Polat ve misafir jüri üyeliği yapan tüm hocalarımıza verdikleri katkı nedeniyle şükranlarımı sunuyorum.

Yarışmamıza katılan tüm şairlerimize teşekkür eder başarılarının devamını dilerim. Yarışmaya sponsorluk yapan SEVASO firması yönetim kurulu başkanı Fatih Akdemir beye ve diğer yetkililerine, yarışmayı ekranlarına taşıyarak hem ülkemize hem de dünyaya ulaşmasını sağlayan KONTV yetkilileri Ahmet Özer, Nurettin Bay, Yaşar Toy ve diğer emeği geçenler ile teknik ekipte görev yapan tüm arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca sezon finali için Tantavi Kültür Merkezini tahsis eden Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş beye ve diğer yetkililere de teşekkürlerimi borç bilirim.

Yeni sezonda buluşmak dileğiyle sağlıklı ve mutlu yarınlar diliyorum.