Ankara Polatlı'da yaşayan Mahir Yavaş bana “Terörü Bir Günde Bitirecek Bir Proje” göndermiş. Kendisi, yıllardır Polatlı'yı il yapmak için çalışıyor. Beypazarı eski Belediye Başkanı, son yerel seçimlerde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı için, İ.Melih Gökçek'e karşı, ilk partisi MHP'yi bırakıp CHP'den aday olan Mansur Yavaş'ın kardeşi.

Mahir Yavaş, sempatik ve medyatik tavırlarıyla gazetelerde yazıyor, sivil toplum kuruluşları içinde yer alıyor. Yazılarıyla Yerel ve Genel Yöneticileri uyarıyor, yol gösteriyor.

Bana gönderdiği yazısına da “Terörü bir günde bitirecek tüm ceza evlerini boşaltacak olan en ucuz projeyi yıllardır yazıyorum fakat kimse duymuyor, siz okuyun ve bana hak verin” diyerek başlıyor ve devam ediyor. Buyurun beraber okuyalım:

“KAZIKÇI ARANIYOR” Dikkatle okuyun. Başkalarına anlatın. 

Memleketin birinde dirlik düzenlik kalmamış terör, hırsızlık, cinayet, rüşvet almış yürümüş. 

Hükümet kurmak için mecliste hiç bir parti mecliste çoğunluğu sağlayamamış."Şimdiki gibi" 

Başta hükümet ve Başbakan olmadığı için suç oranı en üst seviyeye çıkmış, Cezaevlerinde, tutukevlerinde, karakollarda hiç boş yer kalmamış. 

Halk bakmış memleket kötüye gidiyor siyasiler bir Başbakan seçemiyor, Tüm sivil toplum kuruluşları ve halk bir araya gelerek toplantı yapmışlar ve bir karar almışlar. “Başbakanı biz seçelim” demişler, peki nasıl seçeceğiz demişler? Tüm ülke halkını top sahası gibi büyük bir alana toplamışlar, içlerinden birisi eline beyaz bir güvercin almış ”bu kalabalıkta güvercini bırakalım kimin üzerine konarsa O'nu Başbakan seçelim” diye karar vermişler.

 Tüm halkın toplandığı mahşerî kalabalığın yanından geçmekte olan iki gariban köylüden birisi “bu memlekete beni bir Başbakan seçseler milletin ölüsüne kazık çakarım”  demiş. Tam o sırada bırakılan güvercin bu gariban köylünün üzerine konmuş” bakmışlar ki amcanın okuma yazması dahi yok bu adam cahil Başbakan olamaz diye bizim garibanı tuvalete kapatıp güvercini tekrar salmışlar. Güvercin bu sefer tuvaletin kapısına konmuş. Halk ” Bu adam, bizim Başbakanımız oldu” diyerek adamı koltuğa oturtmuşlar.

 Başbakan bakmış, cezaevleri, karakollar ağzına kadar dolu hem de devlete masraf oluyor hemen emir vermiş “Tüm cezaevlerindeki tutukluları serbest bırakın” demiş.

 Hepsini boşalttırmış ve bir daha kimseyi içeri almasınlar diye dozerlerle hapishaneleri karakolları yıktırarak memleketin en iyi marangozlarını toplamış ve odalar dolusu yağlı kazık yaptırmış, her memlekete bir tane telefon kulübesinden camlı hapishane yaptırmış ve bu kulübeyi şehrin tam ortasına ilçelerde tam merkeze köylerde ise köy meydanına koydurmuş.

Suç işleyen kişi çıplak bir vaziyette bu bir kişilik hücreye konuyor tutuklunun suçu cama yazılıyor suçlu cezasını burada çekiyor. Yemeğini burada yiyor tuvalet ihtiyacını burada gideriyor. Her merkezde bir kişilik hücre olduğu için aynı memlekette ikinci bir kişi daha suç işlerse içerideki tutuklu hemen yan tarafta bulunan yağlı kazığa oturtturuluyor. Diğer suçlu onun yerine kulübeye alınıyor bu işlemler tüm halkın en kalabalık olduğu bir merkezde yapılıyor yani İstanbul'da Taksim meydanında, Ankara'da Kızılay meydanında, Polatlı'da Heykel'de, Konya Şehir meydanında yapılıyor. Bu işlem bir hafta içerisinde durmuş, nedenini sorarsanız kazığı görenler suç işlemeyi durdurmuşlar. Ülke bir haftada düzelmiş hiç bir olay olmuyormuş, suç oranı sıfıra inmiş bırakın hırsızlık, cinayet, kavga bile olmuyormuş, fakat milletin ölüsüne kazık çakılmaya devam ediyormuş. 

Vatandaş trafik kazasından ölmüş,  hastalıktan ölmüş hemen ölüsüne kazık çakılıyormuş halk isyan etmiş gidelim bunu Başbakan'a söyleyelim” hiç bir olay olmuyor gelsin şu kazık işinden vazgeçsin” demişler, fakat bunu Başbakan'a söyleyecek bir babayiğit bulunamamış. “Başbakan buraya geldiğinde yanında bir arkadaşı vardı onu gönderelim.” demişler. Adam Başbakan'a gitmiş “Bakın Başbakanım memlekette hiçbir olay olmuyor gel sen şu kazık işinden vazgeç, demiş. Başbakan” bak arkadaşım ben bu memlekete geldiğimde eğer beni bu memlekete Başbakan seçseler” milletin ölüsüne kazık çakarım “demedim mi şimdi milletin ölüsüne kazık çakıyorum 

Eğer bu iş için bana gelir bu iş için ısrar edersen senin DİRİNE CANLI CANLI kazık çakarım " demiş. 

Bu hikâyeyi tam 20 yıldır memleketin düzeni bozulduğunda her zaman yazıyorum yaşadığımız terör olayları içinde bize bir kazıkçı lazım ya da yeni anayasaya “idam cezasını ”koyacak cesaretli siyasetçiler aranıyor”

Nasıl beğendiniz mi? Ben ceza biraz ağır olsa da, beğendim. Suçların ve kötülüklerin artarak devam etmesinin sebeplerinden biri de, verilen cezaların hafif olması, caydırıcılıktan uzak olması, adaletin gecikmesi değil midir?

                                              GÜNÜN SÖZÜ

SIKINTILAR MİSAFİRDİR, GELİR VE GİDER. ÖNEMLİ OLAN GÖNDERENİN HATIRINA SABRETMEKTİR.

                                                                                                Hz. Mevlâna