Nisan ayı dış ticaret rakamları geçtiğimiz hafta içerisinde yayınlandı. Detaylara girmeden genel hatları ile değerlendirdiğimizde ise ihracattaki artış hızının devam ettiğini söyleyebiliriz. 

İHRACAT ARTARKEN, İTHALAT AZALIYOR  

Genel Ticaret Sistemine göre Nisan ayında ihracatımız bir önceki yılın Nisan ayına göre %5,38 oranında artarak 15 milyar 273 milyon dolara yükseldi. İthalatımız ise %14,62 azalarak 18 milyar 104 milyon dolara gerilerken,  Özel Ticaret Sistemine göre değerlendirdiğimizde, ihracatımız %4,67 oranında artarken, ithalatımız ise %15,04 oranında azalmış oldu. Sonuçta hangi hesaplama yönteminden bakarsak bakalım ihracatımız artarken, ithalatımızın gerilediğini söyleyebiliriz. 

DIŞ TİCARET DENGESİ AÇISINDAN BAKARSAK 

Genel Ticaret Sistemine göre, Nisan ayında dış ticaret açığımız bir önceki yılın Nisan ayına göre %57,82 düzeyinde azalarak 2 milyar 831 milyon dolara geriledi. Dış ticaret hacmimiz ise %6,5 azalarak 33 milyar 377 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Özel Ticaret Sistemine göre Dış ticaret açığı ise, 2018 yılı Nisan ayındaki 6 milyar 710 milyon dolar seviyesinden % 55,73 oranında azalarak 2 milyar 971 milyon dolar olarak gerçekleşirken, Dış ticaret hacmi de  % 7,11 azalarak 31 milyar 958 milyon dolar oldu.

Her iki hesaplama modelinden yola çıkarsak, İhracat artarken, dış ticaret hacmindeki azalmanın sebebine gelirsek, ithalattaki azalmanın ihracattaki artışın oldukça ötesinde olduğu sinyalini bize veriyor. 

SİYASİ GERGİNLİK YAŞADIĞIMIZ ÜLKELERDEKİ İHRACAT ARTIŞI DİKKAT ÇEKİCİ 

Ayrı bir başlık açar ve siyasi ilişkilerimizin dönemsel olarak problemli olan yakın coğrafyamızdaki ülkelere olan ihracat artış oranlarına bakarsak; Suudi Arabistan’a %45’lik, Birleşik Arap Emirlikleri’ne %43,1’lik ve Mısır’a %34,5’lik ihracattaki artışlar oldukça dikkat çekiciydi.  

Son zamanlarda S400 ile ilişkilerin pozitif bazda zirve yaptığı Rusya ile Nisan ayı ihracatımız ise %16,7 oranında artış gösterdi. 

İHRACATTAKİ ÖDEME ŞEKİLLERİ SEÇİMİ GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE HALA SIKINTILI 

İhracatçı bağlamında en avantajlı ödeme şekli “Peşin Ödeme” iken en riskli olanı ise “Mal Mukabili Ödeme” şeklidir. İthalatçı açısından baktığımızda da Peşin Ödeme en riskli iken, Mal Mukabili Ödeme en avantajlılarından birisidir. Bu kısa bilgilendirmelerden sonra Nisan ayı değerlerine baktığımızda; 

2019 yılı Nisan ayında ihracatta tercih edilen ödeme şekillerine baktığımızda; en çok “Mal Mukabili Ödeme” (9 milyar 443 milyon dolar) ile yapılırken, bu ödeme şeklini “Peşin Ödeme” (1 milyar 794 milyon dolar) ve “Vesaik Mukabili Ödeme” (1 milyar 783 milyon dolar) takip etti.
İthalatta tercih edilen ödeme şekillerine bakıldığında ise; en çok ithalat “Mal Mukabili Ödeme” (9 milyar 860 milyon dolar) ile yapılırken, bu ödeme şeklini “Peşin Ödeme” (4 milyar 540 milyon dolar) ve “Vadeli Akreditif” (1 milyar 246 milyon dolar) takip emekte. 

TAŞIMA MODLARI OLARAK DIŞ TİCARETTE “DENİZYOLU” LİDER

Genel Ticaret Sistemine göre 2019 yılı Nisan ayında gerçekleştirilen ihracatı taşıma şekillerine göre değerlendirirsek, en çok ihracat “Deniz Yolu” (9 milyar 560 milyon dolar) ile yapılırken, bu taşıma şeklini sırasıyla “Kara Yolu” (4 milyar 369 milyon dolar) ve “Hava Yolu” ulaşımı (1 milyar 149 milyon dolar) izledi. 

İthalattaki taşıma şekillerine bakıldığında ise, en çok ithalat “Deniz Yolu” (11 milyar 532 milyon dolar) ile yapılırken, bu taşıma şeklini sırasıyla “Kara Yolu” ulaşımı (3 milyar 183 milyon dolar) ve “Hava Yolu” (2 milyar 345 milyon dolar) izledi.

İHRACAT VE İTHALATTAKİ ÜLKE /ÜLKE GRUBU YOĞUNLAŞMALARI 

Genel Ticaret Sistemin göre en fazla ihracat yaptığımız ilk üç ülke (Almanya, İngiltere, Irak) Nisan ayı itibarıyla toplam ihracatımızın %20,04’ünü oluştururken, en fazla ithalat yaptığımız ilk üç ülkenin (Rusya, Almanya, Çin)  ithalatımızdan aldığı pay ise %27,33 oldu.

Nisan ayında Avrupa Birliği ülkelerine yapmış olduğumuz ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre %4,7 artışla milyar 7 milyar 344 milyon dolara yükselirken, AB üyesi ülkelere yapmış olduğumuz ihracat toplam ihracatımızın %48,1’ini oluşturdu.

SONUÇ: İhracat pazarlarındaki yoğunluğun sınırlı ölçüde kalması, o ülkelerdeki olası ekonomik sıkıntıları direkt bize yansıtacak risk primleridir.