Geçtiğimiz hafta anlatmış olduğum Kırsal Kalkınma için açılan destek programı amacına ulaşabilecek mi? Bunu hep beraber bekleyip göreceğiz. İşim gereği yıllardır yatırım üzerine danışmanlık yapmaktayım. Başta Konya olmak üzere ülkemizin çeşitli illerinde ve yurt dışında bu işi yürütüyorum. Gene işim gereği ilçe başkanlarımız, ziraat odası başkanlarımız, süt birliklerimiz gibi çeşitli devlet organları ve STK lar ile irtibat halindeyiz. Bu bağlamda Konya için hendek haline gelen bazı sorunlara değinmek istiyorum.

Devlet (baba) piyasayı dengelemek için (arz-talep) yatırımlara yön vermeye çalışır. Yani sadece sanayiyi destekleyip tarımı yalnız bırakırsanız arz-talep dengesi bozulacağından mecburen her iki tarafı da dengeli büyütür.

Kırsal kalkınma desteklemeleri sadece taşrayı değil bölgemizdeki tüccarları, gıda toptancılarını veya dolaylı olarak bütün Konya esnafını etkiler. Lakin sanki gizli bir el bu yatırımların önüne set çekiyor gibi.

Büyükşehir yasası geçmesine geçti. Başkanımız Tahir Akyürek Bey her ne kadar biz çok iyi hazırlandık dese de durum hiç öyle değil. Taşra, İl Özel İdaresi'nin uygulamalarından sıkılmıştı, ama yinede derdini bir şekilde anlatıyordu. Şimdi taşraya hiç görmediği bilmediği uygulamalar ve prosedürler dayatılıyor! Ebetteki planlı programlı çalışma ve taşranın da bu doğrultuda hareket etmesi önemli. Fakat öyle pat diye önüne koyarsanız hele birde bunu bürokrasi ile süslerseniz vay o vatandaşın (yatırımcı) haline. Bir de bu işlerin siyasallaşması ayrı bir sorun vatandaş açısından. Yok, sen şucusun yok sen bucusun gibi!

Son bir ay içerisinde Yunak ve mahalleleri hariç neredeyse bütün Konya ilçe ve mahallelerini ziyaret ettim. Zaten piyasada hali hazır bir durgunluk var. Yatırımcılar bu sene pek bir nazlı. Haksız da sayılmazlar. Konya ya yatırım yapmak demek cezalandırılmak demek diyorlar;

Taşradaki yatırımcılar büyükşehir yasası ve toplulaştırma nedeni ile bu yıl çok zorlandıklarını dile getiriyorlar. Başka yerlerde oraya yatırım yapmamız için bize kırmızı halı seriliyor fakat kendi bölgemizde bürokrasinin içinde boğuluyoruz diyorlar.

Benim Sn. Tahir Başkan'a tavsiyem, Ankara da Melih Gökçek in yaptığı gibi bir taşra ekibi oluşturması. Sorunları yerinde analiz ettirip, o bölgede inisiyatif kullanabilecek kişilerin iş başına geçirilmesi. Halk size ulaşamıyorsa siz onlara ulaşın sayın başkanım. Bu yasa insanları zor durumda bırakmış görünüyor, en azından bölgeye katma değer getirecek insanların önünü açalım. Piyasada ki likidite talebi devlet eliyle yapılacak yatırımların (desteklemelerin) hızlanacağına delalet. Nitekim son açıklanan 9 maddelik ekonomi paketi de öyle. Bunların arkası hızla artacak, biz önlemimizi hemen alıp bölgeye katma değer kazandıracak insanlara öncelik tanımamız lazım. Bunları yaparken de Sayın Valimiz belde yöneticilerini “adamcılık” yapmama talimatı vermesi lazım.

Haftaya Erasmus + Programı hakkında bilgilendireceğim.  Orta ve büyük ölçekli işletmelerin eğitim çalışmaları desteklemeleri için Erasmus + programını anlatacağım. Kazancınız bereketli olsun.