Değerli okuyucular, sizlere tarım ve sanayi alanında çıkarılan teşvik ve desteklerle ilgili dilimizin döndüğünce bilgi vermeye çalışıyoruz. Yatırımların devlet tarafından desteklenmesi konusunda verdiğimiz bilgilerin bizlere geri dönüşümü bizim anlattığımız kadar tozpembe olmuyor. Bu bağlamda desteklemelerin nitelikleri hakkında devletin tekrar gözden geçirmesi gereken konulara değinmek istiyorum.

Evet tarım, hayvancılık ve sanayi alanında desteklemeler devam ediyor. Fakat bunca desteğe rağmen küresel piyasalarda olduğu gibi hatta daha fazla fiyat artışı piyasaların en büyük sıkıntısı durumuna geldi. Son günlerde yükselen et fiyatları ve hububat fiyatları bunun en güzel örneği. Peki ama bunca desteğe rağmen, fiyatların dengelenmesi gerekirken neden artıyor? Demek ki bir yerde yanlış veya eksik yapılıyor. Mevcut sistemi ve alınması gereken önlemleri anlatmaya çalışacağım.

Ekonomide büyüme modeli olarak AB örnek alındı. Bunun için de tarım ve hayvancılıkta da aynı AB'de olduğu gibi bir model izleniyor. Peki, bu model bizim ülkemiz için ne kadar doğru ve sürdürülebilir?  Bunun araştırması yapılmadı ve içinde bulunduğumuz mevcut durumdaki fiyat artışları da bu desteklemelerdeki yanlıştan kaynaklanıyor. Taban dan tavana desteklenmesi gereken konular farklı tavandan tabana desteklenmesi gereken konuların farklı ele alınması gerekiyor. Bu bağlamda, görülüyor ki özellikle hayvancılık alanında yapılan büyük yanlışlar silsilesi devam etmektedir. Şehirlerde hızlı büyümenin getirdiği iş gücü eksikliği köyden kente göçü tetikledi. Mevcut durumda köyünde kalıp hayvancılık yapmak isteyen küçük ölçekli yatırımcılar için de sabit yatırım desteklemesi yapılmıyor. AB de olduğu gibi desteklemeler hep büyükten yana. Yani küçüklere sen büyük ağabeylerinin yanında çalış deniyor. Fakat bizdeki sosyal – ekonomik bünye Avrupa'da olduğu gibi başkasının yanında çalış hayatını idame ettir olmuyor. Asgari ücret denilen açlık sınırı bile olmayan bir rakamla insanlar çalıştırılmaya zorlanıyor.  Böylelikle küçük üretici hem üretim yapmayarak hem de tüketimine devam ederek piyasa ekonomisini bozuyor. Ayrıca büyük üreticide nitelikli iş gücü bulamayarak kapasitesinin altında çalışıyor.

Çözüm: Kalkınmaya kırsaldan başladık hamlesi güzel bir atılımı ifade ediyor. Fakat kırsal da kalkınma demek sosyal tesislerinden okullarına, mesleki eğitimden tecrübe aktarımına kadar birçok alt başlığı içeriyor. Bu değerlendirmede sadece büyük işletmelere sağlanan desteklemede gerçek amacı olan piyasayı süspansiye etme niteliğinden uzaklaşarak işletmenin daha fazla büyümesinden ileri gitmiyor. Sadece IPARD programına terk edilecek kadar umutsuz bir durumdayız maalesef. IPARD programı ise fildişi kulelerden yatırımcılara akıl vermekten öte hiç bir şey yapmıyor. Bunun kanıtını şöyle arz edeyim; Tarım il Md. Kırsal Kalkınma Şubesinde toplam 4 kişi görev yapıyor ve yıllık ortalama 100 milyon gibi bir bütçeyi kontrol ediyorlar. IPARD biriminde hepsi birbirinden nitelikli ve üstün vasıflara sahip 40 küsur kişi de yaklaşık aynı bütçeyi kontrol ediyor. Amacım kurumları eleştirmek değil fakat yatırımın yapılmaması için elinden geleni yapan değerli karar alma mekanizmalarına seslenmek. Bölgesel analizler ortada yapılması gerekenleri sıradan bir vatandaş bile biliyor. Peki siz neden önlem almayıp ülkeyi zor durumda bırakıyorsunuz? Hayvancılığı kayıt altına alacağız dereken öldürüyorsunuz. Desteklemelerin acilen alt gruplara indirilmesi lazım. Elinde üç beş on hayvanı bulunan kimselerinde desteklenerek ekonomiye kazandırılması gerekiyor. Konya için özele inecek olursak hayvancılık yapmak isteyen köylü birilerinin keyfinin yetip de  Büyük Şehir Yasasından kaynaklanan mağduriyetlerin giderilmesini bekliyor. Kırsal Kalkınma desteklemeleri nitelik ve nicelik olarak tekrar gözden geçirilerek yenilenmeli ve insanların hızlı erişimine sunulmalı. Yoksa gidişat hiç de iyi görünmüyor. Doğru pek çok uygulama olabilir fakat benim amacım doğruları süsleyerek anlatmak yerine yapılan yanlışları göz önüne getirmek. Bu arada Büyükşehir Belediye Meclisi hayvancılık yatırımları için yeni bir karar aldı 2000m2 alanın altında olan yatırımlara ilçe belediyeleri ruhsat vermekle yetkilendirildi. Konuyu hassasiyetle dinleyen ve çözüm üreten Büyükşehir İmar Ve Şehircilik Dairesi Başkanı Nurullah OSMANLI bey'e ve bizi sonsuz sabırları ile dinleyen Büyükşehir İmar Md.  Serdal BARAN' a Konya halkı adına teşekkürü bir borç biliyorum.

Ayrıca günün anlam ve önemine ithafen birkaç söz söylemek gerekirse. Aslında böyle tek düze günlerin bize yakışmadığını düşünüyorum. Kadınlarımız, onlar bizim annelerimiz, kızlarımız, eşlerimiz, nişanlılarımız, kısacası diğer yarılarımız. Ümit ederim her gününüz en az bugün olduğu kadar saygı değer ve umut dolu olur.