Son on beş yıldır yaşadığımız bir gerçek yadsınamaz.  Ülkemizde yapılan seçimlerde sessiz çoğunluk dört yılda bir iktidarı belirlerken, bunun dışında kalan gürültücü azınlık siyasete yön vermeye çalışıyor.

Emperyalizmin coğrafi keşiflerle başlayıp, sanayileşmeyle kapitalizm'e dönüşmesi ve günümüz de her iki aracı da kullanarak bütün dünyada terör estirmesi su götürmez gerçek haline geldi. Eskisine göre farklı olan ise artık hepimizin her olaydan haberdar olması ve farklı seslerin de hayat bulduğu medyamızdır. Savcımızın şehit edilmesi ve arkasından gelen tartışmalar ve eylemler bize gösteriyor ki birde “kayıt dışı siyaset” yapanlar var. Peki bu kayıt dışı siyasete yön veren üst akıl kim ? Halk tabanında karşılık bulamayan bazı siyasi partiler ve/veya siyasi parti mensupları bu olaylarla beslenmekteler. Daha vahim olan ise üst akılın emriyle ülkemizde siyaset yapan zıt kutupların bir araya gelebilmesidir. Taban tabana zıt olan iki siyasi görüş hatta dini de diyebilirim aynı tepkileri veriyor. Yapmaya çalıştıkları “anti Tayyipist” siyaset. Zaten, fikir ve düşüncelerle yapamadıklarını vahim bir şekilde Ak Partinin içindeki tartışmaları canlı tutarak provoke etmeye çalışmaları böylelikle oy kazanmaya çalışma çabaları göstermektedir. Siyasiler ve siyasi partiler olarak elbette ki bir yarış, rekabet ve ideolojinin içinde olacaksınız. Fakat anlamakta güçlük çektiğim ülkenin tertemiz bir savcısının teröristlerce Şehit edilmesini bile kullanacak kadar üst akıla bağlı kalmanızdır. 

Emperyalizm ve Kapitalizm birleşmesiyle oluşan yeni akım neo-emperyalizm ve neo-kapitalizmdir. Bunların en önemli araçları ise BM,AB gibi uluslar arası örgütler ve demokrasi, insan hakları gibi evrensel söylemlerdir. İçinde bulunduğumuz topraklar da bize huzur verilmeyecek. Zaten bir Müslüman'ın dünyadaki Müslüman insanların halini gördükçe huzur bulması imkânsız. Türkiye mevcut Müslüman ülkelerin için de en güçlüsü ve göze batanı. Etrafımız da büyük bir ateş çemberi var ve üst akıl bizim zayıf noktamızı yani içerden birbirimize düşürülme açığımızı 1800 lü yıllardan beri iyi kullanıyor. Hangisi siyasi görüşe sahip olursanız olun ülkenin savcısı şehit ediliyorsa sahip çıkın. Yoksa bir gün o ateş sizi de sarar. Adını bile anmaktan illet ettiğim terör örgütünü biliyorum. Saçma sapan vaatlerle gençleri nasıl kandırdığını da ama gelin görünki bir dokunulmazlık furyası aldı başını gidiyor. Teröristlere apaçık destek verdiğini söyleyen grup yorum denen soysuzlar bile sanatçı dokunulmazlığına sığınıyor, Tarık Akan  Beyaz TV ile yapılan röportajında terörist diyemem diyor, olay sonrası adliye de güvenlik önlemleri artırılıyor bu sefer de avukatlar bize dokunamazsınız diyor. Burası muz cumhuriyeti değil. Bu vatanı da sizin gibi neüdüğü belirsiz nerden beslendiği belli kimselere bırakamayız. Sanatçı sanatını yapacak, gazeteci gazeteciliğini Avrupa ve Amerika da bu tür olaylara devletler nasıl tepki veriyorsa bizlerde aynı tepkiyi vereceğiz.   Mekânın cennet olsun sayın savcım ailen ve çocukların bize emanet.  Allah vatanımıza milletimize kast edenlerin oyunlarını bozar inşAllah.  

KKYDP 10. çağrı geliyor.

Duyumlarıma göre Kırsal Kalkınmada Ekonomik Yatırımların Desteklenmesi Programının 10. Ve sonuncusu bu ay içerisinde açıklanıyor. Normal de Aralık aylarında açıklanır ve bir ay açık kalırdı. Ama yeni teşvik paketleri, seçim ve kurumsal revizyon nedeniyle son kez açıp bitirecekler. Program başka bir başlık altında yeniden başlatılacaktır. Programda kırsal alanda yapacağınız bütün yatırımlar %50 hibe olarak desteklenmektedir. Kazancınız bereketli olsun.