AHDE VEFA

Bu sözcüğü ilk duyduğumda üniversite ikinci sınıf idim. Hukuk dersinde hocam milletler hukuku ile ilgili bir şeyler anlatıyordu. Ahde Vefa sözcüğü anlam itibarı ile çok hoşuma gitmişti. O gün sözcük manasını anlamıştım ama bugünlerde hayattaki gerçek karşılığını görmekteyim. Dini, siyasi ve etnik bölünmüşlük yapılmak isteniyor. Yeni gelen nesillerle de bunu yapmak hiç de zor olmayacak.  Okuma da dünya ortalaması bile bizden 3 kat büyük.

Siyaset yapmak, bir ideolojiyi, fikri, düşünceyi savunmak kadar güzel bir şey olamaz. Doğru veya yanlış, haklı veya haksız insanların bir amacı ve o amaca uygun ameli olmalı. Bunlar olmadan düşüncesiz ideolojisiz bir et yığınına dönüşüyoruz. Bu tez'in içine Milliyetçisini, dindar olanını, solcusunu, sağcısını hepsini dahil ediyorum. Bir insan bilmediği okumadığı bir ideolojiyi nasıl savunur? Slogan atarak, etraftan gördüklerini tekrar ederek yâda aileden gördüklerini yaparak!

Yedi Ocak günü haber kanalında bir program var. Eskileri yenileri anlatıyorlar. Mehmet Akif Ersoy'un torunlarının sokaklarda sersefil açlıktan öldüğünü söylüyor, şimdiki sol görüşlü gençlerin sözüm ona idolleri Deniz Gezmiş' in ve o dönemde nicelerinin avukatlığını yapan adamın İstanbul da bir spor salonunda himaye altına alındığını söylüyorlar. İdeolojisini hiç sevmeyebilirim ama o avukat ne diyor biliyor musunuz ben vazifemi yaptım o çocukları (dönemin sol görüşlü öğrencileri) hiç yalnız bırakmadım. Şimdi böyle olmam çokta önemli değil diyor.“ Ahh!!! De VEFA”

Bunları şunun için söylüyorum. Sosyal medyada, sınır ötesinde hazırlanan bölücü propaganda yapan paylaşımda bulunanlara, Deniz Gezmişin fotoğrafını profil resmi yapanlara iki de bir Mehmet Akif Ersoy'a ait bir sözü paylaşanlara, Milliyetçiliği kafatasçılık sananlara.  O insanlar fikir düşünceleri uğruna savaştı ve o uğurda öldü. Benimse veya benimseme ama hepsi de birer kahraman oldu. Yeni gelen nesil, ne yazık ki ezici bir çoğunluğu fikir ve görüşlerini sosyal medyadan alıyor. Sonra haliyle ne AHDE VEFA kalıyor nede bilgi birikim. Sosyalistim diye ÖzgeCANIMIZ ın ardından dans edip göbek atıyor! Milliyetçiyim diyerek geçmişteki Türk Devletlerinin askerleri kıyafetlerine “soytarı” diyor! Dindarım diyerek dini ticarete uyduruyor, iffetliyim diyerek başörtüsünün altına tayt giyiyor!

Özgecan kızımızın yaşadıkları bir vahşetti. Ama inanın bana fiziksel değil fakat manen çok daha derinini yaşamamız gerekiyor. Bölünmeyi bilmem ama toplumsal yozlaşmışlık var. Sorumlusu şu veya bu bana göre sorumlusu bilinçaltımız. İşin ekonomik boyutu çözülür, piyasada açılır, Dolar da düşer, Borsa da yükselir. Bunlar olası şeyler kapitalizm balon gibidir; Önce şişer sonra sağa - sola çarparak havasını boşaltır bir dahaki sefere daha büyük şişer!  Lakin ahlak geri gelir mi bilemem. Kaybettiğimiz değerler tekrar elde edilir mi bilemem. Onun için azcık Ahde Vefa gösterelim. En azından gazete okuyalım güncel olayları takip edelim. 6 kişiye bir kitap değil bir kişiye 6 kitap bari olsun. Vefalı olalım saygılı olalım. Okumadan bilemeyiz bilmeden de kırıp dökeriz. Kuran-ı kerimin de dediği gibi; Oku!