Ne zaman Türkiye’nin ihracatında bir sıkıntı olsa şu cümle (başlıktaki farklıdır yanılmayın lütfen) hemen kurulur. “Gümrük Birliği Güncellenmeli” En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyerek yazıma başlayacağım. Gümrük Birliği güncellenmemeli komple iptal edilip, Avrupa ile “Serbest Ticaret Anlaşması” imzalanmalıdır.

NE ZAMAN

Evet ne zaman ihracatımızda bir kırılma yaşasak veya AB ile farklı konuları müzakere etsek hep gündeme gelir bu konu ve yıllardır da konunun muhatapları (AB) bu konuda bizi muhatap almaz ve masaya oturmazlar. Öncelikle muhatap alınmadığımızın bir altını çizelim.

İlk defa Gümrük Birliğinin ciddi olarak güncellenme meselesi AB ve ABD arasında yapılacak “Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı” görüşmeleri ile gündeme geldi. O dönemi çok iyi hatırlıyorum Türkiye olarak Ankara’dan ABD’ye ilgili Bakanlık ve yetkilileri atak yapmışlardı ve ABD’ ye, AB ile yapacağı ticaret sonrasında Türkiye ile aynı anlaşmayı imzalamaları konusunda teklif götürünce adamlar şaşırmışlar ve sizin bu konuda ki muhatabınız biz değil AB diyerek kibarca bizi göndermişlerdi. Muhatabımız AB ise zaten bizi muhatap almıyordu. (Bilmeyenler için söyleyeyim; Gümrük Birliği kapsamında AB’nin diğer ülke veya ülke grupları ile yaptıkları anlaşmalara ülke olarak taraf değiliz. Bu birinci kısım)  

Bu olaydan sonra birçok kez gündeme gelen Gümrük Birliği güncellenme meselesi en son AB ile göçmen krizi ile gündeme gelmişti. Şimdi de TİM başkanımız tarafından tekrar dile getirildi. Fakat bu konu muhataplarına değil yine bizlere söylenen güzel bir temenniden (bana göre güzel değil gerekçelerini açıklayacağım) ileri gidemiyor maalesef.

BAKIŞ TARZINDAKİ YANLIŞLIK

Eğer ki Gümrük Birliği meselesini Türkiye’nin Avrupa’ya yapacağı ihracatın artırılması olarak algılarsanız büyük bir hata yapmış oluruz. Çünkü Gümrük Birliği ülkemizin dış ekonomi politikasını esir almış bir yapıdır. Buradaki iddialı cümleyi boşuna kurmuyorum.

UNUTMAYALIM

Türkiye’nin ihracatındaki en büyük tehlike Avrupa Birliğidir. Bu cümleyi gazetemizin köşelerinde defalarca yazdığım için yeni bir söylem olmadığının altını çizmek isterim. Bunu söylerken de 2008 yılındaki küresel krizin sonuçlarına bakarak söylemekteydim. İhracatın kümelenerek bir bölgeye yoğunlaşması hele ki yüzde 50’lere yakın bir oranda ise bu bölgelerde yaşanan kriz, sizin ihracatınızın belini kırar. Aynı bugün olduğu gibi.

2009 yılında 30 milyarlık ihracat kaybının yüzde 70’nin AB ihracatındaki azalma olduğunu biliyor muydunuz? Koronavirüsten sonraki tabloya da baktığımızda durumun aynı olacağını söylemek için kâhin olmaya gerek yok.

BANA DİYEBİLİRSİNİZ Kİ

İyi hoş söylüyorsun da o zaman bizde sepetteki (Avrupa’yı bir sepet olarak düşünelim) yumurtaları başka sepetlere koyarak riskimizi azaltırız ne olacak ki. İşte o zaman bende derim ki bunu ancak küçücük sepetlerle yapabilirsin sonuç oransal bazda değişmez. Neden mi? Çünkü Gümrük Birliği kapsamında başka ülke veya ülke grupları ile Avrupa’nın serbest ticaret anlaşması yapmadığı hiçbir ülke ile Türkiye’nin serbest ticaret anlaşması yapmasına İZİN VERİLMİYOR. Bu da iki.

DAHA DA DETAY İSTERSENİZ

Yok canım olur mu öyle şey. Gümrük Birliği bizim dış ekonomi politikasını nasıl esir alabilir? ağzı olan konuşuyor, sende kendine göre bir şeyler yazıyorsun derseniz. O zaman bu ifade boşa gitmesin bende bu konu hakkında bir şeyler yazayım madem.

Gümrük Birliği   ülkemizin dış ekonomi politikasını nasıl esir almıştır. Çünkü;

  • Avrupa’nın üçüncü ülkelere (birlik dışında) belirlediği ortak gümrük vergileri vardır. Buna Ortak Gümrük Tarifesi (OGT) denir. Türkiye, AB’nin karar olarak aldığı OGT’ ye uymak zorundadır. Yani biz ülke olarak, AB’den bağımsız şu ülkelere şu vergi oranlarını uygulayacağım çünkü ülke ekonomim zarar görüyor DİYEMEZSİN

  • AB’nin Gümrük Birliği kapsamında diğer ülkelerle yapmış olduğu Serbest Ticaret Anlaşmalarına (STA) taraf değilsindir. Örneğin ABD 2000 yılında Meksika ile STA imzalıyor ve birçok üründe gümrük vergilerini sıfırlıyor veya indiriyor. Türkiye olarak STA taraf değilsin ama OGT kapsamında ülke olarak biz Meksika’ya Gümrük vergilerini sıfırlarken, anlaşmaya taraf olmadığımız için Meksika bizim sattığımız ürünlerden Gümrük vergisi alır. Ülke olarak; ben neden Meksika’ya gümrük vergisini sıfırladım ya da Meksika neden bana gümrük vergilerini sıfırlamıyor DİYEMEZSİN

  • Ülke olarak ticaretimizi geliştirmek veya yeni rotalar çizmek için AB’nin STA yapmadığı ülkeler dışında hiçbir ülke ile STA yapmana izin verilmez. Örneğin Irak, İran, Azerbaycan vb. ülkeler benim komşum ticaretimi artırmak veya bölge ekonomisini canlandırmak için Serbest Ticaret Anlaşması (STA) yapacağım DİYEMEZSİN

  • Avrupa’ya Gümrük Birliği kapsamında İşlenmemiş Tarım ürünlerden neden benden vergi alıyorsun DİYEMEZSİN

BENDE DİYORUM Kİ

Akıl tutulması mı yaşıyoruz? Ne oldu bize? Nedir bu Gümrük Birliği sevdası? İptal edin Gümrük Birliğini daha rasyonel, dış ekonomik özgürlüğünüzü kimseye vermeden Avrupa ile klasik bir Serbest Ticaret Anlaşması yapın gitsin.

BU ARADA GÜNCELEMEDEN KASIT NE OLABİLİR?

Net söyleyeyim bizi bu konuda muhatap almayan AB’ye iki konuda gidebiliriz. Birincisi işlenmemiş tarım ürünlerinde de birlik içerisinde olmak. İkincisi ise AB hazretlerinin diğer ülkelerle yaptığı Serbest Ticaret Anlaşmasına ülke olarak bizi de dahil etmelerini istemek olacaktır.

Ben şimdiden söyleyeyim, tarıma hayatta girmezler belki lütfederse AB hazretlerimiz, diğer ülkelere yaptığı serbest ticaret anlaşmalarına bizi de dahil ederler.

ESAS KONULAR GÜNCELENEMEZ Mİ?

  • Diğer ülkelerle AB’den bağımsız olarak yapacağımız Serbest Ticaret Anlaşmaları mı?
  • Ortak Gümrük Vergisinin (OGT) tespitinde masada karar alıcı olmak mı?

Güldürmeyin beni. Derler. Sizi esir almayacaksak ne gereği güncellemeye gelin Gümrük Birliğine üye olun daha iyi derler. Sonunda da PIŞIK KANDIRDIM derler.

O YÜZDEN

Denecek bir şey varsa onu da bizim söylememiz lazım. Türkiye açısından Gümrük Birliği zamanını doldurmuştur. AB ile yeni dönem ticaretimiz yeni bir Serbest Ticaret Bağlamında gidecektir dememiz lazım.

Dolayısıyla Gümrük Birliğini savunan veya devamı yönünde lobi yapan, görüş bildiren, Gümrük Birliğini salt ticaret artış veya azalış olarak görüp te, dış ekonomik politikalarımızdaki zinciri veya prangaları görmeyen veya dile getirmeyen bazı akademisyen abi ve ablalarımız ya tüm bunları bilinçli yapıyorlar ya gerçekten konunun detaylarına vakıf değiller (bunu söylersek ayıp olur) ya da akıl tutulması yaşıyorlar

SONUÇ: Ayrıca AB, sistemsel, ekonomik, ahlak ve değerler bağlamında zaten ÇÖKÜŞ aşamasına gelmiştir. Yakın gelecekte de dağılma kaçınılmazdır.