“Ey iman edenler! Zannın birçoğundan kaçının. Çünkü bazı zan (vardır ki) günahtır. Bazınız da bazınızı arkasından çekiştirmesin (gıybet etmesin). Sizden herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan (ölü eti yemekten) tiksindiniz. Allah’tan korkun. Çünkü Allah tevbeleri kabul edendir, çok esirgeyendir.” (HUCURAT SURESİ – 12. AYET)  Bir kimse, bir din kardeşinin diyanetine, ahlakına, şahsiyetine, izzet-i nefsine, aile efradına vs. ait bir halini onun gıyabında, açıktan açığa veya dolaylı olarak söylemiş olsa, onu arkadan çekiştirmiş olsa bu hal gıybet olur. Gıybet, dinimizde haramdır, İslam ahlakına aykırıdır. Birçok fitnelere sebeptir. Bundan son derece sakınmak, hatta kaçınmak gerekir. Peygamberimiz (SAV), gıybeti şöyle tarif etmiştir: “Gıybet: Kardeşini kerih göreceği (hoşlanmayacağı) bir şeyle yâd etmendir. (Onu arkasından hoşlanmayacağı bir tarzda konuşman ve çekiştirmendir.   Dinimizde büyük günahlardan biri de gıybettir. Bir kimsenin gıyabında onun ayıplarını söylemek, anlatmak veya herhangi bir işaretle izah etmek gıybettir. Gıybet edilen şahsın işittiğinde hoşlanmayacağı bir şeyi başkasına anlatmak ta gıybettir. Anlatılan şey o şahsın ister ahlakında, ister işlerinde, ister sözlerinde ister dini ve ahlaki yaşayışında, ister giyim kuşamında olsun, aleyhinde konuşulan kimse bunu duyduğunda hoşlanmaz, üstelik üzülürse bu gıybettir. İslam dini toplum hayatında ve insanların bir arada yaşamalarına büyük önem verdiği için suizan, tecessüs ve gıybet gibi insan hayatını bozacak, içtimai yaşayışı altüst edecek, beşeri münasebetleri bozacak şeylerin tümünü haram kılmıştır. Bu husus konumuzun başında okuduğumuz ayetle sabit bir ilahi müeyyidedir. Bu ayette gıybetin ölü etini yemek kadar çirkin bir iş olduğu anlatılmaktadır.

Ebu Hüreyre (RA) şöyle rivayet ediyor:

“Peygamberimiz (SAV): “Gıybet nedir bilir misiniz?” diye sordu. Orada bulunan ashap: “Allah ve Rasülü daha iyi bilir.” dediler. Bunun üzerine Hz Peygamber (SAV): “Kardeşini hoşlanmayacağı bir vasıfla zikir ve tavsif etmendir.” diye tarif buyurdu. Bunun üzerine yine orada bulunan sahabeler: “Kardeşimde dediğim vasıflar ne buyurursunuz?” dediklerinde, Hz Peygamber (SAV): “Eğer dediğin sıfat kardeşinde varsa, işte o zaman gıybet olur. Yoksa ona bühtan ve iftira etmiş olursun.” buyurdular.   Ayet ve hadislerden anlaşıldığı üzere gıybet, kötü zan gibi şeyler İslam dininde haram kılınmıştır. Bunları yapanlar İslam nazarında fena duruma düşmüş olurlar. Esefle diyelim ki, son zamanlarda birbirinin ayıplarını araştırmak suretiyle; saatlerce kahvehane köşelerinde dedikodu yapanlara, din kardeşini çekiştirip aleyhinde konuşanlara sık sık rastlıyoruz. Sadece kahve köşelerinde değil, farkında olunmadan evlerimizde bile dedikodu yapılmaktadır. O halde kişinin duyduğu zaman hoşlanmayacağı bir hususu gıyabında konuşmak gıybet değil midir? Hangimiz bunu kendimizden uzak tutmaya gayret gösteriyoruz? Allah’ın emrini çiğnemenin cezasını hiç düşünmüyoruz. Gıybet eden zavallı insanlar bilmiyorlar ki, dünya kanunlarından birini çiğneyen nasıl cezalandırılıyorsa, Allah’ın emirlerini çiğneyerek dedikodu yapanlar, onu bunu çekiştirip gıybet edenler de ilahi adalet gereği cezalandırılacaklardır. Zira insanın konuştuğu her söz tespit edilmektedirler. Nitekim Allah, Kur’an’da şöyle buyuruyor:  “Hatırla ki (insanın) hem sağında hem solunda oturan, onun amellerini tespit etmekte olan iki (melek) vardır. O bir söz atmaya dursun, mutlaka yanında bir gözcü vardır.” (KAF SURESİ – 17–18. AYETLER)  Demek ki, bir kişi bir söz söylediği zaman onu tespit eden melekler vardır. Onlar sözün iyisini de tespit eder, kötüsünü de. İyi bir söz bizim menfaatimize, kötü sözlerin tespiti de zararımızadır. Allah cümlemizi kötü sözden, yalan ve iftiradan, gıybet ve çekiştirme hastalığından korusun. Lisanına sahip ve malik olan hayırlı kullarından eylesin…  İbrahim Ethem (KS) hazretleri bir topluluğa evinde ziyafet vermişti. Davetliler sofraya oturur oturmaz hemen birini çekiştirmeye başladılar. Bu durum karşısında İbrahim Ethem (KS) şöyle dedi: “Bizden önceki Müslümanlar, etten önce ekmek yerlerdi. Siz ise ekmekten önce et yemeye başladınız.”

KAYNAK : MÜMİNLERE VAAZ VE İRŞAT   MEHMET ALTUNKAYA