Gazetecilik Ve Vatan: Azerbaycanlı Gazeteci Ganire Ataşova

Azerbaycan bağımsız devlet olmadan önce, biz Türkler, Türkiye'den sonra ilk olarak Pakistan'ı hatırlardık: Türkiye Pakistan'dı, Pakistan da Türkiye idi! Şimdi de durum aynı. Bu iki özbeöz kardeş devlet, her zaman acılarına beraber ağlamış, sevinçlerinden beraber huzur bulmuştur. İki kardeş devlete Azerbaycan eklendi. Pakistan bir türlü huzura eremedi, Azerbaycan devleti de açık veya gizliden Rus destekli Ermeni zulmünden kurtulamıyor.

Pakistan ve Azerbaycan milletinin aklı, sevgisi, ilgisi her zaman Türkiye'nin üzerindedir. Allah bizi ve bizi sevenleri darda koymasın, ama darda kalmamız halinde en büyük desteği alacağımız devletler Azerbaycan ve Pakistan'dır.

Azerbaycan, bağımsızlığının tadını çıkaramadan Dağlık Karabağ'da sırtından hançerlendi. Karabağ acısı ile milli duygularını her zaman canlı tutan Azerbaycan halkı, sürekli savaş hali yaşamaktadır. Kıvılcımlar büyük savaşa dönüşebilir. Dünya zaten şu anki haliyle, savaşın, büyümesini ve yayılmasını önleyecek durumda değildir. Güçlü devletler; mevcut güçlerini, dünyayı ve insanlığı mahvetmeleri pahasına da olsa korumaya kararlılar. Mazlumun bu dünyada rahat yüzü görme şansı, halihazırdaki dünya şartlarında çok zor görünüyor.

Gazetecilere büyük görev düşüyor.

Türk Milleti, dağ gibi evlatlarını şehit veriyor. Gazetelerin ve gazetecilerin, bir milli birlik ve dayanışma ile seferberlik ruhunu harekete geçirecek şahlanışta adımlarını hızlandırmaları gerekmektedir.

Azerbaycanlı gazetecinin gözyaşlarını ve duygularını Anadolu Ajansı haberleştirdi. Birlikte okuyalım:

“Türk Amerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi'nin açılışında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ağlayarak Azerbaycan'daki şehit askerlerle ilgili soru soran Azerbaycanlı muhabir Ganire Ataşova, “şehitlerimiz hepimizin evlatlarıdır” dedi.

ABD'nin Maryland eyaletindeki merkezin açılışında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Azerbaycan-Ermenistan cephe hattındaki çatışmalarda 12 Azerbaycan askerinin şehit olmasına ilişkin değerlendirmesini gözyaşlarını tutamayarak soran ANS TV muhabiri Ataşova, o anı AA muhabirine anlattı.

Ermenilerin Azerbaycanlıların yaşadığı yerlere saldırdıkları haberlerini büyük bir üzüntüyle öğrendiklerini belirten Ataşova, Cumhurbaşkanı Erdoğan camiye geldiği sırada kendisiyle röportaj fırsatı kolladıkları anda 12 şehit haberinin geldiğini ifade etti.

Yaklaşık 5 aydır vatanından uzakta olduğu bilgisini veren Ataşova, ülkesi için zor olan bir günün gurbetteki yurttaşları için de zor olacağını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugün de o şehitler haberini alırken ve bununla ilgili soru sorarken duygulandım. Şüphesiz bir gazeteci olarak hislerimi ben bildirmemeliyim, ama göz önünde bulundurun ki ben de bir anneyim, kadınım, benim de iki evladım var. Şehit düşen askerler benim de evlatlarımdı ve duygulandım. Vatanımın zor gününde o 12 şehidin anasının yerinde, şehitlerin bacılarının yerinde kendimi hissettim."

Ataşova, Azerbaycan medyasında şehit haberlerine çok hassas yaklaşıldığını, Türkiye'deki şehit haberleri de verilirken hassasiyet gösterildiğini anlatarak, “Bizler gazeteci olsak da bu demek değildir ki hislerimizi öldürmeliyiz. Habere haber deyip geçmemeliyiz. İnsan önce kendi insanlığını korumalıdır.” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye'deki şehit haberlerinde medyanın tutumunu eleştirerek, “Bizim ülkemizde medyanın gözlerinde de bu gözyaşını görebilecek miyiz?” sözlerinin hatırlatılması üzerine Ataşova, şunları kaydetti: “Vatan her şeyden üstündür, vatana hıyanet etmek olmaz. Ne olursa olsun vatan senin canındır, kanındır. Çünkü vatanımız olmasa ne yaparız? ABD gibi büyük devletlerde vatanına göre insanlara hürmet ediyorlar.

Ataşova, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Azerbaycan'da çok sevildiğine ve Türkiye'nin her zaman kendilerinin yanında olduğuna işaret etti. Ataşova, “Şüphesiz ben Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın benim hislerime bu kadar hassas yaklaşmasını beklemiyordum. Kendisine teşekkür ediyorum. O benim gözümde Azerbaycan kadınlarının, Azerbaycan analarının bugün yaşadıklarını hissetti ve bunu dünyaya gösterdi.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, merkezin açılışında yaptığı konuşmada, “Ermenistan-Azerbaycan sınırında çatışmalar ciddi manada sürüyor ve bu çatışmalarda her iki taraf da ciddi zayiat veriyor. Az önce bir Azeri televizyonu önümü kesti. Onun gözlerinde gözyaşı gördüm, acaba bizim ülkemizdeki medyanın gözlerinde de bu gözyaşını görebilecek miyiz?” ifadesini kullanmıştı. “ (AA –Anadolu Ajansı- 03.04.2016) 

Azerbaycan, Pakistan, Güneybatı Asya (Ortadoğu) ülkeleri ve Türkiye olarak zor durumdayız.  Bir seferberlik lafı edildi, ama edildiği ile kaldı. Bize acı veren olaylar çok hızlı gelişiyor. Acı yaşıyoruz, gözyaşı döküyoruz ve elden geldiğince birbirimize teselli vermeye çalışıyoruz.

İsrail ve ABD'den vatandaşlarının Türkiye'yi terk etmeleri çağrısı geliyor. Ankara'da bulunan Amerikan Büyükelçiliği, daha önce 3 kent için uyarmıştı. Yeni uyarısında bu listeye 16 yeni kenti daha ekledi.

ABD'nin Ankara Büyükelçiliği, Türkiye'de Hatay, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Şırnak, Diyarbakır, Van, Siirt, Muş, Mardin, Batman, Bingöl, Tunceli, Hakkari, Bitlis, Elazığ, Adana, İzmir ve Muğla illerine gidilmemesi konusunda ABD vatandaşlarına uyarıda bulundu. ABD vatandaşlarını ayrıca, Suriye sınırına yakın bölgelere de gitmemeleri konusunda uyardı.

Bölgeyi ateşe verdiler, bakalım bu ateş nelere yol açacak!

Her birimizi güçlü kılacak olan da vatan ve millet sevgisidir!

Ne diyor Ganire Ataşova:

-Vatan, her şeyden üstündür!

-Vatana hıyanet etmek olmaz!

-Ne olursa olsun vatan senin canındır; kanındır!

-Çünkü vatanımız olmasa ne yaparız?!!..

Selam, sevgi ve hürmetlerimle efendim.