Koranavirüs süreci ile birlikte iş yapış şekillerindeki değişim ve ihracat aşamalarında ki farklılaşma zorunlu olarak firmalarımızı ve haliyle devletimizin oluşturduğu teşvik mekanizmalarında farklılığa sebep olmakta. Fakat bu virüs sürecinin, sanal çalışmaları veya dijital iş yapış şekillerini hızlandırdığını altını çizmekte fayda var. Süreçlerdeki kaçınılmaz son kendini sadece erkenden gösterdi .

Geçen hafta, bayramdan sonraki ilk gün 27 Mayıs 2020 tarihi itibariyle Ticaret Bakanlığımız ihracatta dijital ve sanal çalışmalar kapsamında yeni teşvik mekanizmasını açıkladı. Detaylara geçmeden önce kısa bir dejavu yaşatmak için sizleri geçmişe götüreceğim. Yazımın başlığı; “İhracat ve Dijital Dönüşüm”, Tarih; 5 Ağustos 2019.  Dolayısıyla yazımın  bir kısmını tekrardan sizlerle paylaşmak isterim. İsteyenler yazının tamamını geriye dönük olarak internetten, gazetemizin ilgili web sayfasında bulabilirler.

 Dejavu’ya başlayalım mı? Ne Dersiniz?  Haydi BİSMİLLAH diyelim ve başlayalım.

“Tüm geleneksel ihracat pazarlama süreçlerinde Ticaret Bakanlığının teşvikleri var. Bu teşvikler gerçekten de oldukça faydalı. Peki, uluslararası Pazar yerlerinin verdiği hizmetlerde ve bu hizmetlerin alınmasında teşvik var mı?  Cevap hem evet, hem de hayır. Kafa karıştırıcı gibi gözüktüğü için açıklama yapmak gerekmekte.

 

Evet var. E ticaret sitelerine üyelik bağlamında, Ticaret Bakanlığı toplu katılım ile bir işbirliği kuruluşu nezdinde 250 adet olmak ve yıllık 2000 ABD dolarını aşmamak kaydıyla teşvik verileceğini (PAZAR ARAŞTIRMASI ve PAZARA GİRİŞ DESTEĞİ HAKKINDA TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2011/1) bize söylemekte. Bu arada bireysel başvurular 24.11.2016 tarihinde kaldırılmıştı.  

Hayır yok. Pratiğe baktığımızda ise bir yılı aşan bir süredir bu teşvikler ile ödeme çıkmamakta, diğer bir ifadeyle ihracatçı firmalarımız bu teşvikten faydalanamamakta.  NE YAPILMALI?  Mademki bu 17 adet firmaya onay verildi (bugün itibariyle 12 adet)  ve teşvik mekanizmasında gözükmekte o zaman hızlı bir şekilde bu teşvik ödemelerinin tekrar hayata geçirilmesi gerekmekte. Hem bu işe yatırım yapan firmalarımız hem yabancı girişimler hem de bu B2B sitelerinden hizmet alan dış ticaret firmalarımız teşvik kullanarak bu süreçten faydalansınlar. 

Uygulama açısından farklı düşüncelerimi çok önceleri “yapısal reformlar ve dış ticaret” yazılarımda paylaşmıştım. Hani halk arasında bir söz vardır “Allah bir kulunun sevindirmek isterse önce devesini kaybettirir sonra da devesini buldururmuş” Bu sözden yola çıkarak, önceki Toplu katılım neticesindeki B2B sitelerine katılım için verilen teşviklerin önü açılsın da  (yani devemizi bulalım da)  demek durumundayız. 

Farklı bir şekilde nasıl daha etkin ve verimli olur? Sorusunun cevabını da kısaca vermeye çalışayım.  

  • Bireysel başvuru ve toplu katılım beraber sunulabilmeli ki esneklik olsun. Firmalar teşvik almak için 250 âdeti beklemesinler ya da kaçırdılarsa Bireysel olarak başvuru yapabilsinler.
  • Toplu katılıma %80 + %20 teşvik verirken,
  • Bireysele ise sadece % 80 verebilirsin
  • Toplu katılımlardan direkt teşvik verilirken, diğerinde firma ödeme yaptıktan sonra teşviki alabilsin gibi birçok seçenek olabilir.

Sonuçta pratik olmanın ve alternatif oluşturabilmenin önemli olduğunu düşünmekteyim.

B2B SİTESİNİN ÖTESİNE GEÇMEK 

Uluslararası B2B sitelerinin en başta belirtiğim bütünleşik hizmetleri de müşterilerine sunabilmeli diye düşünmekteyim ki yazımın başında belirttiğim pazarlama maliyetlerini minimuma çekebilsinler. Bunları aşağıdaki gibi sıralayabilirim;

  • Hedef Pazar tespiti için ülke raporlarını bir arada bulabileceği bir alan  Firmalarımızın takıldığı yerlerde destek alabileceği Dış Ticaret eğitimleri
  • İhracatçı firmalarımızın en büyük problemi olan yabancıl dil çeşitliliği ve desteği
  • Uluslararası internet ortamında öne çıkabilmek için profesyonel SEO hizmetleri
  • İhracatta alternatif dijital pazarlama hizmetlerinin bir arada sunulması
  • Sanal Fuar ve Ürün katalog ve çeşitlilikleri  Tabi ki de esas işleri olan Uluslararası Pazar yeri ortamının oluşturulması “”

Geçmişteki yazımla sizleri yormuş olabilirim ama bugünü anlamak için önemli diye düşünmekteyim.

BUGÜNE GELİRSEK

27 Mayıs tarihi ile ihracat pazarlaması için B2B sitelerine üyelik teşviki nihayetinde çıkmış oldu. Peki neler değişti ve nasıl bir teşvik mekanizması oluşturuldu.

  • Öncelikle yaklaşık 2 senedir verilmeyen, Ticaret Bakanlığı tarafından ön onay alan B2B sitelerine teşvik mekanizması açıldı
  • İlgili tebliğe göre toplu katılımlar kaldırıldı ve tekrardan 2016 yılı öncesinde olduğu gibi Bireysel Başvuru sistemi açıldı.( 4 yıl sonra mevcut hatadan dönüldü) Oldukça olumlu bir gelişme
  • Teşvik ödemeleri Dolardan, TL olarak yapılmasına karar verildi. (oldukça doğru bir karar olduğu kadar yerli B2B sitelerine de rekabette avantaj sağlamakta)
  • Teşvik oranı 2020 yılı sonuna kadar yüzde 80, 2021 yılı itibariyle yüzde 60’a kadar olacak. (Bence 2020 yılı sonuna kadar yüzde 100 olmalıydı)
  • Verilecek teşvik 2020 yılı için yüzde 80’ i,8.000 TL’yi geçememek kaydıyla 8.000 TL olacak
  • Bir firma bir yıl içerisinde maksimum 3 adet B2B sitesine kadar üyelik gideri  için teşvikten faydalanabilecek
  • Firma teşvik aldığı bir B2B sitesinden maksimum 2 yıl boyunca faydalanacak.
  • 8. 000 TL oranındaki teşvik oranı her yıl enflasyon oranına göre revize edilip artırılacak

Ticaret Bakanlığımızın bu kararından dolayı kutluyor ve teşekkür ediyorum. Ayrıca  bir o       kadar  da yaşattığı ölümler  ve sıkıntılara rağmen koranvirüse’de  bu teşviklerin oluşmasındaki etkisinden dolayı teşekkür ediyorum. Yoksa bu teşvik bir daha ne zaman çıkardı onu kestiremiyorum şimdiden.

EKSİKLİKLERE GELİRSEK

Daha önceki yazımda belirttiğim üzere ön onay alan ve teşvike açık olan B2B sitelerine verdiği hizmetler için  ihracatçı firmalara;  

  • Dijital pazarlama hizmeti (SEO vb.)
  • İhracat eğitimleri ve
  • Yabancı  dil desteğini de verme şartını, Ticaret Bakanlığı şart olarak  getirilmeli.

Eğer ki bu şartlar  sağlanmazsa,  B2B sitelerinin ihracatçıya olan katkısının çok fazla olacağına inanmıyor ve devletimizin mevcut kaynaklarının bu siteler için kısmen de  olsa heba edileceğine düşünüyorum.

SANAL FUAR TEŞVİKLERİENE GELİRSEK 

29 Nisan 2020 tarihinde başka bir gazete de yazdığım  “Klasik fuar mı? Sanal fuar mı?” isimli köşe yazımda özellikle vurguladığım “Sanal Fuarlar için Teşvik Mekanizması İşletilmeli” düşüncemden yaklaşık bir ay sonra 27 Mayıs 2020 tarihinde, Sanal Fuarlar için teşvik çıkması oldukça memnuniyet verici. Ticaret Bakanlığının bu kararını tebrik ederken, ihracatçılarımız için hayırlı olmasını dilerim

DİĞER DİJİTAL TEŞVİKLER VE DETAYLARI NELER?

B2B siteleri ve Sanal Fuar Teşvikleri haricinde; Sanal Ticaret Heyet teşvikleri de bulunmakta. Kısaca e ticaret siteleri haricindeki diğer teşvik kalemleri ve oranlarına bakarsak;

  • Bakanlık koordinasyonunda iş birliği kuruluşlarınca düzenlenen sanal ticaret heyeti faaliyetlerine ilişkin giderler yüzde 50 ve faaliyet başına 50 bin dolara kadar desteklenecek.
  • İhracat Genel Müdürlüğü tarafından uygun görülen uluslararası niteliği haiz sanal fuarlara katılımcıların iştirak etmelerini sağlamak üzere iş birliği kuruluşlarınca düzenlenen sanal fuarlara katılım organizasyonlarına, genelgede belirtilen giderler yüzde 50 ve faaliyet başına 50 bin dolara kadar desteklenerek katkı sağlanacak.
  • Ayrıca, iş birliği kuruluşlarınca düzenlenen sanal fuar organizasyonlarına dair genelgede belirtilen giderler için yüzde 50 oranında, faaliyet başına 100 bin dolara kadar destek verilecek.

Ticaret Bakanlığımızın bu süreçteki çalışmalarından ve almış olduğu kararlarından ötürü tekrar kutluyorum. Bu süreçte yeni teşvik oranlarının ihracatçılara maksimum fayda sağlamasını ayrıca ümit ediyorum.

SONUÇ:  Proaktif ve Reaktif olma arasındaki fark, rekabetteki avantaj ile dezavantajınızı belirlerken, yönetici ve ekibinin performans ve sonucunu da belirleyen ince bir detay gibi gözüken ama bir o kadar da  önemli bir faktördür. Yabancıların deyimi ile “Timing is impotant” (Türkçesi; “Zamanlama Önemlidir”) Bizim deyimimizle, yeni ve karma bir deyim olacak ama “Bu Timinge de Şükür.” (Türkçesi: “Bu Zamanlamaya da Şükür”)