Tolstoy:” Bir insan acı duyarsa canlıdır. Başkasının acısını duyarsa insandır.” Diyor. Günümüzde sözüm ona uygar Batı, Filistin’de-Gazze’de yaşanan drama, katliama gözlerini nasıl kapıyor ve arşa ulaşan çığlıklara kulaklarını nasıl da tıkıyor? Gazze’de binlerce kadını, yaşlıyı, çocuğu gözünü kırpmadan öldüren İsrail askerlerinde hiç mi merhamet yok?

Evet! Merhamet yok. Hem Batı’da hem de İsrail’de bir kısım karşı çıkanlar olsa da vahşete destek çıkanlar çoğunlukta. Çünkü onlar narsistik bir merhamet anlayışına sahipler. Onlara göre sadece, İsrail ve Batıda yaşayanlar merhameti ve sempatiyi hak ediyorlar.

Narsist yaklaşım ile bizim inancımızdan gelen diğerkâmlık arasında dağlar kadar fark var. Bu fark Gazze’de yaşananlara da ışık tutuyor.

Narsist anlayışa sahip batı ve İsrail önce “ben” derken, “diğerkâm” anlayışa sahip İslam  “beraber yaşayalım, senin de yaşaman lazım” düşüncesini ön planda tutuyor ve empati kuruyor.

Hatta savaş zamanında bile kurallara uyulmasını emrediyor.

Aliya İzzet Begoviç ilgili şu anektod biz Müslümanlara ışık tutuyor:” Bir gün askerlerden biri gelip kendisine “onlar bizim kadınlarımıza tecavüz ediyorlar, onlar bizim kadınlarımızı, yaşlılarımızı ve çocuklarımızı öldürüyorlar. Buna bigâne kalmamalıyız” dediğinde, Aliya çok veciz bir şey söylüyor “Sırplar bizim öğretmenimiz değiller.”

Günümüzün haz ve hız toplumunda empati konusunu ihmal ediyoruz. Dünyaya geliş amacımızı unutuyoruz.

Hâlbuki “Biz bu dünyaya var olmaya değil, yâr olmaya geldik.”

Dünyayı kazanırken, neyi kaybettiğimizin de hesabını yapmamız gerekiyor. Ruhunu kaybettikten sonra dünyayı kazansan ne olur?

Bugün insanlık özellikle batı toplumu “dehümanizm”  kıskacındadır. “Dehümanizm”, insana has duygulardan insana has özelliklerden arınma olarak adlandırılır.

Bizim kültürümüzde insan, ”Hz. İnsan” olarak görülür. Yaratılanı hoş görürüz, yaratandan ötürü”.

İslam herkesin nefsi ile yüzleşmesini, eleştirmesini isterken,  diğer taraftan da nefsin hakkının meşru ölçüler çerçevesinde verilmesini tavsiye eder.

Müslüman için anlamlı bir hayat, başkasına nasıl yardımım dokunur, düşüncesinde olmaktır. Ne yaparsak dünyaya az da olsa bir faydamız olur, derdinde olmaktır.

Başımıza gelen sıkıntılar esnasında: “Bu benim başıma nasıl geldi?” Diye kendimize eziyet etmek yerine ”ben bu tecrübeden ne öğrenebilirim”, şeklinde konuya yaklaşmak faydalı olacaktır.

Hayatta zaferler de vardır, yenilgiler de vardır. Mihnet de vardır, lezzet de vardır. Bizim halimiz gökyüzündeki bulutlar gibidir.

Bütün mesele insan olmak, insan kalmak ve insan olarak(Müslüman) ölmektir.

Alvarlı Efe Hazretleri sıklıkla şu duayı tekrarlarmış: “Allah bizi insan eyleye!”

Amiin!

Selam ve dua ile..