Günlük hayatımızda başımıza gelen, yaşadığımız pek çok olayı bizim için iyi ya da kötü yapan, bizim bakış açımızdır. Bakış açımızı da yönlendiren, şekillendiren içimizde taşıdığımız niyetlerimizdir.

Sahip olduğumuz ahlâkî değerler sayesinde bir bakış açısı kazanırız. Bunda da ailemizden, okullarımızdan ve çevremizden aldığımız eğitimin rolü büyüktür.

“Anadolu'nun sahil kentlerinden birinde, bir yaz gecesi, aile fertleri, evlerinin damında uyuyorlarmış. Anne oğlu ile kendi arasının pek iyi olmadığı gelinin birbirine sarılıp uyuduklarını görünce çok rahatsız olmuş.

Bu duruma dayanamayarak onları uyandırmış ve bağırmış. “Bu sıcakta nasıl birbirinize sarılarak yatabiliyorsunuz?  Bu sağlıksız ve tehlikeli. Hastalık kapacaksınız” demiş.

Damın bir diğer ucunda ise kızı ve çok sevdiği damadı, birbirinden en az yarım metre uzaklıkta uyuyormuş. Anne onları yavaşça uyandırarak “Yavrularım bu soğuk havada, nasıl bu şekilde ayrı yatıyorsunuz? Neden birbirinizi ısıtmıyorsunuz” demiş.

Bunu duyan gelin oturmuş ve kaynanasının duyacağı bir sesle şunları demiş.” Ey kurban olduğum yüce Rabbim! Sen nelere kadirsin. Aynı damda iki mevsim yaratıyorsun”

Bu güzel öyküyü Sıtkı Aslanhan'ın “Hayata Gülümse” isimli eserinden aldım. Bizim de hayatımız bu tür çelişkili değerlendirmelerle doludur çoğu zaman. Bazen insan olarak keseri hep kendi tarafımıza yontarız. 

Her hangi bir konuda işimize geliyorsa iyi, işimize gelmiyorsa kötü der çıkarız. Kendi çıkarlarımız, kendi cemaatimiz, kendi meşrebimiz, kendi partimiz, kendi liderimiz söz konusu olunca bakış açımızı da ona göre ifade ederiz.

Allah korusun bu durumda adaletsiz haksızlık yapmaktan kendimizi alamayız.

Aslında hayatta mevsimler hep aynıdır. Ama bu mevsim birileri için kar, fırtına, yağmur, dolu, birileri için güllük gülistanlıktır, bahar mevsimidir. Bunları belirleyen ise bizlerin bakış açısıdır.

 

                                          HEM NALINA HEM MIHINA

LASTİK AYAKKABILAR

Günler önce Karaman'ın Ermenek ilçesinde bir maden ocağı faciası yaşandı. 18 maden işçisi göçük altında kaldı. İşçiler adeta sulara gömüldüler. Hâlâ cesetlerine ulaşılamayan işçiler var. Ermenek başta olmak üzere hepimiz büyük bir acı yaşadık.

Anadolu insanının yoksulluğunu, çaresizliğini, sabrını, tevekkülünü, saf ve temiz yürekli oluşunu bir kez daha gördük.

İşin en acı tarafı ise, bu acılardan rant elde etmek, tiraj elde etmek, reyting elde etmek, hükümeti ve devleti aciz, vatandaşa sahipsiz ve ilgisiz gösterme çalışmaları oldu. Muhalefet ortada bile gözükmediği halde,  bazı basın organları Recep Amca'nın lastik ayakkabıları üzerinden bir algı operasyonu yapmaya çalıştılar.

Güya, Karaman valisi Murat Koca, Recep Amca'mıza ayağındaki yırtık ayakkabıları görünce bir lastik ayakkabı göndermiş.

Olayın iç yüzünü Ülke TV'de Karaman valisi Murat Koca açıkladı, Recep amcaya iyi bir ayakkabı gönderdiklerini, köy imamının ise o gün için bir lastik ayakkabı verdiğini belirtti.

Yıllardır köylüleri adam yerine koymayan, onları ” cahil, köylü, baldırı çıplak, makarnacı, kömürcü, aç karınlılar, dağdaki çoban” diye aşağılayan, “benim oyumla, bunların oyu nasıl bir olur?” diyenlerin SÖZCÜ'sü, TARAF'ı malum ZAMAN'e Medyası'nın niyeti, olaylara bakış açısından anlaşılmış olmuyor mu?

Yoksa olayları niye çarpıtsınlar ki?

 

ÖĞRETMENLER GÜNÜ

Bugün Öğretmenler Günü. Öğretmenler ve öğretmenlik mesleği yılda bir kez de olsa yeniden hatırlanacak. Hamasî nutuklar atılacak, şiirler okunacak.

Öğrenciler öğretmenlerinin elini öpecek, alabildilerse aldıkları hediyeleri öğretmenlere verecekler.

 Mutluluk rüzgârları esecek sınıflarda. Öğretmenler bir daha aşka gelecek, bir daha yürekten “ya Allah, Bismillah” diyecekler. Bir gün de olsa bu böyle olacak. Ya yarın, ya ondan sonra?

Anne öğretmenler, evde bırakmak zorunda kaldıkları bebeklerini, gitmek zorunda kaldıkları uzun mesafeleri düşünmeye devam edecekler.

Okullarda hâlâ atanamayan,  liyakat mi, siyaset mi neden görevden alındığı belli olmayan yöneticiler, okullarında boş bir vaziyette oturmaya devam edecek.

Yap boz tahtasına çevrilen eğitim sistemi, bir türlü oturtulamayan disiplin sistemi, okullarını sevemeyen öğrenci sorunları hep konuşulacak.

Öğretmenim günün kutlu, geleceğin umutlu olsun.

                                                    GÜNÜN SÖZÜ

BANA BİR HARF ÖĞRETENİN, KIRK YIL KÖLESİ OLURUM.

                                                                                                   Hz. ALİ (r.a)