Seçim öncesinde kulisler o kadar yoğun çalışıyor ki, soluksuz yorum yapıyorlar. Bu kulisler öyle uç noktalara ulaştı ki, 'yok artık' dedirtiyor.

Atilla Kart, önceki gün CHP'den milletvekili adayı olmayacağını açıkladı. Biz aylar öncesinden Konya'dan milletvekili adayı olmayacağını yazmıştık. Kendisinin Ankara'dan CHP milletvekili adayı olacağı söylentileri 2 gün öncesine kadar ağır basıyordu.

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart'ın Konya milletvekili olmayacağını açıklamasının ardından partiye ve Atilla Kart'a yakın isimlerden farklı yorumlar gelmeye başladı kulağımıza. Lafı uzatmaya gerek yok. Söylüyorum, Atilla Kart'ın HDP'den milletvekili adayı olacağını iddia eden bir kitle var. Konya'dan mı olur, başka bir şehirden mi olur, orasını bilmem.

Bana pek inandırıcı gelmedi açıkçası. Dahası, Atilla Kart'ı yıpratmak için yapılmış bir linç girişimi de olabilir bunlar.

Kaldı ki Atilla Kart, milletvekili adayı olmayacağını belirttiği basın açıklamasında, kendisine konuyla ilgili dolaylı yollardan sorulan soruya da, “Başka bir partiden aday olmam kesinlikle söz konusu olamaz” diyerek kestirip atmıştı.

BENİM OY NEREYE GİTTİ?

Yaklaşan milletvekilliği genel seçimleri öncesinde gün geçtikçe partilerin seçim hazırlıkları daha büyük bir hız ve ivme kazanıyor.

Seçim öncesinde AK Parti Konya İl Teşkilatı tarafından milletvekili aday adayları arasında küçük bir seçim yapıldı. Oy verenler de partinin delegeleriydi.

Temayül yoklaması adı altında yapılan bu seçimlerde seçim öncesi seçim heyecanı yaşandı. Bu, bir nevi sandıkta ne yapılacağının provasıydı. Provada gerekli başarı sağlandı.

Ancak gel gelelim temayül sonrasında kimin kaç oy aldığı açıklanmadı. Genel merkez bakacakmış. Ne anlamı kaldı temayülün? Delegelere yapılmış bir haksızlık yok muydu burada? Delege oyunu kime verdiğini bilir elbet. Ama oyunu verdiği şahsın toplamda kaç oy aldığını da öğrenmek ister. Şahsen ben delege olsam, madem sonuç gizli tutulacak oy bile vermezdim.

MİLLİ İTTİFAK SÖYLENTİLERİ AĞIR BASIYOR

Diğer taraftan MHP, Saadet Partisi ve BBP'nin Milli İttifak çatısı adı altında birleşip, seçime bir gidecekleri de kulislerin söylentileri arasında. Yapılır mı? Ben buna da pek ihtimal vermiyorum.

Ama tam da bu noktada, 'Devletler arasında hiçbir zaman daimi dostluklar ve daimi düşmanlıklar yoktur' sözü aklıma geliyor. Bunu partilere yorduğumuz zaman, partiler arasında da hiçbir zaman daimi düşmanlıkların veya daimi dostlukların olmayacağını söylememiz mümkündür.

Böyle bir ittifak olur mu, olmaz mı onu sorusunun yanıtını kısa bir süre içerisinde hep birlikte öğreneceğiz.

Diğer taraftan Milli Görüş saflarının en önemli ve en sağlam isimlerinden biri olan Saadet Partisi Genel İdare Kurulu üyeliği de yapmış bulunan Prof. Dr. Mete Gündoğan, İstanbul 1. bölgeden bağımsız milletvekili adayı oldu. Böyle bir ittifak yapılacaksa Mete Gündoğan gibi değerli bir isim, ekonomi alanında eşine az rastlanır bir ayaklı kütüphanenin bağımsız milletvekili adayı olması da bu ittifakın söylemden öteye pek gidemeyeceğini ortaya koyuyor.

Öte yandan Saadet Partisi'nin parti olarak seçime girmeyeceği konuşuluyordu. Konya, Kocaeli gibi güçlü olduğu illerde bağımsız milletvekili adayları çıkacaktı. Sonrasında bu düşünceden vazgeçildi. Bu vazgeçme sürecinde de milli ittifak söylemlerinin etkisinin olduğu düşünülüyor.

Herkesin kendince bir düşüncesi, bir yöntemi var. Seçim yaklaştıkça ortalık daha da karışacak...

Mesnevi'den:

“Tavus kuşunun düşmanı, kendi kanadı oldu; nice sultanı da padişahlık ışığı yok etti.”