Geçtiğimiz günlerde Hayra Koşanlar Derneği Gönüllüsü Kasım Okur ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Hayr adına ne varsa konuşmaya çalıştık.

Konya’nın hayr yarışında da ön sıralarda olduğunu ifade etti.

Neden böyle dedim?

Türkiye’nin birçok ilinde bu tür oluşumlar çok denenmiş ama Konya’daki potansiyel yakalanamamış.

Neden?

Konya bir başka…

Konya hayırda yarışmayı sever.

Konya iyilik sever…

Konya aç bırakmaz…

Maşallah…

İyi ki Konya’da yaşıyorum.

Bu konuda hemfikiriz değil mi?

Evet…

Yalnız bazı atılımları da Konya’dan beklemek doğru olur. İlk Konya yapsın isteriz.

Konya iyi şeylerle anılsın.

Kasım Okur, Suriye çalışmalarını da anlattı.

Suriye’deki mazlum fotoğrafını da çizdi. Hepimiz gördük değil mi?

“Biz dindaşlarımıza sahip çıkarsak böyle derneklere ihtiyaç kalmaz”

Bu cümle önemli…

Suriye’deki kardeşlerimize sahip çıkarsak ülkemizi de inancımızı da korumuş olacağız.

Bu konuyu aslında ayrıntılı yazmak lazım.

Belki ilerleyen zamanlarda…

Fakat…

Kasım Okur’un anlattığı öyle bir konu var ki çok önemli…

Ulusal bir süt markası çok güzel bir çalışmaya imza atmış. Hayra Koşanlar için de kolilerce kahvaltılık göndermiş.

Çocuklar için de…

Bir de el örgüsü inek yaptırmışlar…

Kahvaltı setinin içinde çıkıyor.

Hem evlerde güzel bir görüntü olacak hem de aile bütçesine katkıda bulunacak.

Efendim…

Nasıl yani…

Kahvaltı setinin içinden çıkan bu el örgüsü biblo, Adana’dan Şermin Hanım’ın da ev ekonomisine katkı sunmuş.

Yani Şermin Hanım, bu bibloyu örmüş süt firmasına satmış.

Ne güzel…

Değil mi?

Paylaşmak falan güzel de…

Bu çalışma da çok anlamlı değil mi?

Ben yayından çağrı yapmıştım.

Bir çağrı da buradan yapayım mı?

Konya’nın hatta Türkiye’nin en önemli markalarından Torku da aynı uygulamayı yapabilir.

Kahvaltı setlerinin yanına ördüreceği biblolarla dar gelirli ailelerin bütçelerine katkı sunabilirler.

Yapsınlar…

Paylaşsınlar…

Ne güzel…

Dedik ya…

Konya her şekilde olmalı.

Torku mu?

Yapar yapar…