Komşularına tandır ekmeği satarak iş hayatına başlayan Tandırcı Emine Keleş, şu anda Konya’da 2 şube sahibi. İlk iş yerini açtığında bir hamur makinesinin dahi bulunmadığını aktaran Keleş, Hollandalı bir müşterisiyle yaşadığı diyalog sonrasında hamur makinesine kavuştuğunu söyledi Evinde ekmek yaparken komşularının talep etmesiyle tandır ekmeği satmaya başlayan Emine Keleş, zamanla Konya’nın Tandırcı Emine Ablası oldu. İş hayatında yaşadığı zorluklara rağmen pes etmeyen Keleş, 17 yıldır sektörde hizmet verdiğini söyledi. Keleş, sıkıntı çekmeden başarının elde edilemeyeceğini ifade ederken, “Her seferinde farklı bir zorlukla karşılaştım. Yıllarca hamur karma makinem olmadan, hamuru elimle yoğurarak tandır yaptım ama çok şükür yavaş yavaş hedefimize ulaştık. Sektörün tek sıkıntısı, tandır işini bilenlerin sayısının az olması.” şeklinde konuştu.

2-1-51

Sizi tanıyabilir miyiz?

Emine Keleş. 6 çocuklu bir ailenin en küçüğüyüm. Anne babam ben küçükken vefat etmişlerdi. 18 yaşında evlendim. Selçuklu Eğribayat köyünde yaşıyorduk, evlendikten sonra Konya merkeze geldik.

İş hayatına ilk olarak bu sektörle mi başladınız; tandır işine başlamanız ve bunu işletmeye dönüştürmeniz nasıl gerçekleşti?

Ev hanımlığının yanında evde de oya gibi işler yaptım. Daha sonra 3 yıl amcamların yanında, dondurma işletmesinde yaz aylarında tezgahtarlık yaptım. Küçük bir garajımız vardı. Oraya 2007 yılında kendi ekmeğimizi yapmak adına tandır, ocak yaptık. İşletme kurma ya da satış yapmak gibi bir düşüncemiz yoktu. Komşularım tandır yaptığımızı duyunca, ‘özledik bize de yapın’ demeye başladılar. Bir tandır varken 3 tandıra çıktık derken evimin yanındaki garajda 10 yıl çalıştım.

Şöhretin hakkını eğitimle verecek! Şöhretin hakkını eğitimle verecek!

İki oğlum var. Küçük olan İzmit’te çalışıyordu, ben de Konya’ya gelmesini istiyordum. Oğlumu çağırdım ve ‘Konya’ya gel, ben sana dükkân açacağım’ dedim ve bildiğimiz işimiz olan tandır dükkânı açmaya karar vererek 2018 yılında Bedesten şubemizi açtık. Müşteri portföyümüzün de orada olmasıyla başarılı olduk. Daha sonra ikinci şubemizin bulunduğu Anadolu Sanayi’deki yerimizin satılık olduğunu gördük ve 2 yıldır ikinci şubemizde de hizmet veriyoruz.

2-2-53

İlk başladığınız zamanlarda ne gibi zorluklarla karşı karşıya kaldınız?

Çok sıkıntı çektim ama sıkıntıyı çekmeden balı yiyemiyorsun. İlk başladığımda yakacak olarak tezek kullanıyordum; ıslandıkları zaman tütüyordu. Dumanınla boğulurduk. Her zaman bir sıkıntıyla karşılaştık. Belki de tek avantajım, çocuklarımın küçük olduğu dönemde ilk iş yerimin evimin yanı olmasıydı. Çocuklarımla ilgilenip onları okula gönderdikten sonra hemen tekrar işimin başına dönebiliyordum. Yine malzeme lazım olduğunda yukarı ve aşağı arasında git gel yapmak zorunda kalıyordum ancak en azından yakın olması benim için avantajdı. İnsanın yeter ki azmi olsun, bir şekilde yapılıyor.

2-6-55

‘EKMEĞİMİ BEĞENMEDİ ZANNETTİM’

Yıllarca hamur karma makinem olmadan, hamuru elimle yoğurarak tandır yaptım. İş yerimizi açtığımız zaman da yeni bir işletme olmamız sebebiyle çok eksiğimiz vardı ve 8-9 ay boyunca yine hamuru elimle yoğurdum.

Hamuru yoğururken zaten tüm gücünüzü kaybediyorsunuz, halsiz kalıyorsunuz. Hamur makinesini almamızın da bir hikayesi var: Dediğim gibi iş yerini ilk açtığımızda Hollandalı bir adam, annesiyle birlikte işletmemize geldiler. Ben hamur yoğururken ablam da ekmek yapıyor. Kendi aralarında bizimle ilgili konuştular ve anne oğluna, ‘buraya bir hamur makinesi alalım mı’ dedi. Oğlu da ‘çalışıyorlar, kendileri alsınlar’ dedi. Ben de onu duyduğumda tepki verdim, ‘almazsan, alma ben kendim makinemi alırım’ dedim ve neden makinemiz olmadığını sordular. Ben de daha yeni açıldığımızı söyleyerek, ‘daha üzerime bir kıyafet bile almadım’ dedim. Ekmek aldıktan sonra tekrar geldiler ve ben de ekmeği beğenmediklerini düşündüm. Oysa ki yarın Hollanda’ya gidecekmiş ve bize hamur makinesi için para göndereceğini söyledi. Çok sevindik, ağlamaya başladık. Adam da çok yufka yürekliymiş, o da ağladı. Her zaman dua ederiz.

2-7-53

TANDIR VAR, TANDIRCI YOK!

Gelecekle ilgili hedefiniz nedir?

Yeni şubeler açmayı çok istiyorum, Meram’da da talep var, orada da bir yerimiz olsun istiyorum. İkinci şubemizin bulunduğu sanayide gelen müşterilerimizin de yakındığı gibi, bizim de en büyük sıkıntımız personel bulamamak. Benim hayalim, haftanın 3 gününü bir şubede; 3 gününü diğer şubede geçirerek dükkanların eksikliklerini gidermekti ama maalesef tandır yapacak birini bulamıyoruz. Sürekli olarak personel yetersizliğiyle karşılaşıyoruz.

Dükkandaki diğer işleri yapacak personeli bulabiliyoruz ancak tandır yapacak kişiyi bulamıyoruz. Tandır yapmayı bilen kişiler, çalışmak istemiyor. Gençler de işi öğrenmek istemiyor. Bu yüzden en büyük sorun, tandırcı bulmak. Bu sıkıntımız olmasa, tüm Konya’da şubeleşmek istiyoruz.

2-8-47

Peki bu sorunu gidermek adına belediye eliyle açılan kurslarda tandırcı yetiştirmek adına bir bölüm açmak bu derde çare olabilir mi?

Ben bu tür bir faaliyetin gerçekleşmesini çok isterim çünkü bizler de bu işi bıraksak yapacak kişi kalmayacak ve işin kötü tarafı öğretecek birileri de kalmayacak. Ben bu konuda kurs açılmasını ya da başka bir eğitimin verilmesini isterim.

2-10-27

İSTEYEN HAK EDER!

Kadın olarak kendi ayaklarının üzerinde durmanın verdiği hazzı bizlere anlatırken, diğer kadınlara mesajınız ne olur?

Kadın isterse yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Ben, her şeyi bir arada yürüttüm, evime temizlik için yardımcı bile almam. Evimin işerini de köydeki meyve sebze işlerini de hallettim; bir de geldim iş kurdum. Temizliği çok severim ve tüm işlerimi kendim yaparım. İnsan isterse hak eder; zorluklarla da baş eder.

Teşekkür ederiz.

HACER CEYLAN 

Editör: Birkan Bakay