Yapılan araştırmalara göre; belirsizliğe tahammülsüzlüğü yüksek olan kişilerin belirsiz bilgiyi tehdit edici yorumlama ile ilgili bilişsel yanlılıklarının olduğu bilinmektedir. Belirsizliğe tahammülsüzlük durumunu etkileyen birçok faktör bulunmaktadır. Bunlar genel kişilik özellikleri açısından ele alındığında mükemmeliyetçi, endişeli, garantici ve kontrollü olmayı seven kişiliklere sahip olan bireylerin bu durumu daha çok yaşadığı görülmüştür. Mükemmeliyetçi kişilikler hayatlarında herhangi bir yanlışın varlığa tahammül gösteremeyen bireyler olarak tanımlanan kişiliklerdir. Bu kişiliğe sahip bireyler özel hayatlarında, okul yaşamlarında, iş hayatların da ve sosyal ilişkilerinde kusursuzluğa çok önem verirler. Bu durum gelecekle ilgili plan ve olaylarda da kendini gösterir. Mükemmeliyetçi kişilikler bugünlerin kusursuz ve yanlışsız olmasını arzuladıkları gibi aynı istekleri gelecek için de arzularlar. Ve eğer bu konuda bir şüphe duyarlarsa gelecekle ilgili sürekli bir kaygı ve endişe duymaya başlarlar. Bu sebeplerden dolayı kusursuz bir gelecek planı yapmaya çalışan bu kişiliklerin hayatlarında belirsizlik kavramının yer almaması gerekir. Mükemmeliyetçi kişilikler belirsizliğe tahammülsüzlüğü bu yüzden psikolojik manada çok yüksek düzeyde hissederler. Endişe duymaya eğilimli bireyler küçük bir belirsizlik karşısında endişe duymaya başlarlar. Gelecek için endişe etmelerinin en büyük sebebi ise belirsizlik kavramının doğurduğu bir sonuç olarak ortaya çıkmaktadır. Endişe, gelecekteki olası olumsuz durumlarla ilgili kontrol edilemeyen düşünceyi ve onu takip edebilen kaygıyı içerir, Endişe alanında yapılan çalışmalar sonucunda endişenin etiyolojisi ile ilişkili farklı değişkenler bulunmaktadır. İşte bu değişkenlerden biri olan belirsizliğe tahammülsüzlüğün, endişenin gelişimi ve devamı açısından temel bir rol oynamaktadır. Belirsizliğe tahammül edebilmek için insanların psikolojide belirsizliğe tolerans (ambiguity tolerance) olarak adlandırılan beceriye ihtiyaçları vardır. Bu tanımlama 1949 yılında psikanalist Else Frenkel-Brunswik tarafından geliştirilmiştir. Buna göre; belirsizlik toleransı olan insanlar, çok anlamlılık ve çelişkiler nedeniyle ortaya çıkan güvensizliği kaldırabildikleri gibi, bu durumla yapıcı bir şekilde başa çıkmayı da becerebilmektedir. Belirsizlik toleransı düşük olan insanlar ise net olmayan, belirsiz durumlara ruhsal bir huzursuzlukla tepki göstermektedirler. Çelişkilere ve çözülmemiş sorunlara tahammül etmekte zorlandıklarından, acele karar vererek, henüz yanıtlanmamış sorulara yetersiz ve hatta yanlış yanıtlar vererek, yabancıları ve yabancı olanı kendinden uzak tutmaya çalışarak belirsizlikten kaçınmaya çalışmaktadırlar.