Sizi tanıyabilir miyiz, nerede doğdunuz, eğitiminizi hangi okulda aldınız?

1978 yılında Derbent'te doğdum. İlkokulu ilçemde tamamladım. Ortaokulun ilk iki sınıfını Alibeyhüyüğü'nde okuduktan sonra Ilgın İmam Hatip Lisesi'ne geçiş yaptım.

İş hayatınıza nasıl başladınız?

Derbent halkı arasında tuğla ocağı işçiliği yaygındır. Ben de Eskişehir’de tuğla fabrikasına giderek orada çalıştım. 2000 yılında Konya'ya döndükten sonra Meram Tıp Fakültesinin mutfak bölümünde yaklaşık yedi yıl çalıştım. Müteahhit personeli olduğum daha fazla devam etmeyip ayrıldım ve iki yıl inşaatta çalıştım. 2009-2013 yılları arasında da Selçuklu Tıp Fakültesinde yine müteahhit elemanı olarak hasta bakıcılığı yaptım. Son on yıldır site görevlisi olarak çalışıyorum.

Halk arasında su kabağı ve süs kabağı olarak bilinen ürün ile ilgili çalışmalarınıza nasıl başladınız?

Bir arkadaşım bana süs kabağı tohumu vermişti. Ekip yetiştirdim. Fakat mahsulün nasıl değerlendirileceğine dair bir bilgim yoktu. Yöremizde su kabağını nadir de olsa ekip yetiştiren olurdu fakat ticari amaçlı yapan yoktu. Yetiştirilen kabaklar da elden ele dolaşır, pencere kenarlarında yahut vitrinlerde gösterişsiz bir görsel olarak bir müddet tutulduktan sona kaybolurdu.

Yetiştirdiğim kabakları nasıl değerlendireceğime dair internetten araştırma yapınca, avize, abajur gibi pek çok süs eşyasına dönüştürülebildiğini gördüm.

Okulda resim yapmaktan başka sanata ilgim olmadığı kabakları değerlendirmek için kendimi geliştirmeye karar verdim ve hobi olarak süs kabağı işlemesine yöneldim. Bunu yapabilmek için el becerilerinin dışında bazı aletlere de ihtiyacım vardı. Önce bir matkap aldım. Sonra kesme ve oyma işlerini güzel yapabilmek için el becerimi geliştirmeye gayret ettim. Hiçbir ustanın yanında ders almadan, çıraklık yapmadan kabak üzerinde uygulamalar yaparak modeller geliştirdim.

Sanata ilginiz olmadığı halde başladığınız süs kabağı işlemeciliğinde şu anda hangi seviyedesiniz?

Hediye edilen birkaç tohumu ekerek başlamıştım. Kabaklar yetişince hobi olarak onları işledim. Kendimi geliştirdikçe de sanata dönüştü. Günümüzde sosyal ağlar iletişim kurmada, tanıtım yapmada çok etkili oluyor. Ürünleri sayfamda paylaşınca, talep edenler oldu ve ticaret kapısı açıldı. Şu anda Türkiye genelinden talepler geliyor, başka vilayetlere de istedikleri tarzda ürün yapıp gönderiyoruz.

Ne tür ürünler elde ettiniz?

Ağırlıklı olarak abajur, avize, aplik denilen duvar a montaj edilen tavana monte lamba, lambader dediğimiz köşe lambası ve balkon süsleri ve balkon süsleri yapıyorum. Fakat ürünlerimiz bunula sınırlı değil. Örgülü ve saçaklı, boncuklu modeller de yapıyorum. Kabağın içini itina ile oyarak boşalttıktan sonra, yüzeyde çizdiğimiz motiflere göre delikler açarak ışık geçiren renkli boncuklar monte ediyorum. Bunun için mozaik kesme yöntemiyle çalışıyorum.

Sevdiği futbol takımının logosunu işlememizi isteyenler oluyor, Türk bayrağı, milli ve manevi desen isteyenler oluyor. Bunları da yapıyorum.  

Süs kabağının çok çeşitleri var; bazıları ince boğazlı, sürahi formunda yetişiyor, bazıları boru gibi uzayarak büyüyor. Doğal hali ne tür bir çalışma yapmamıza elverişliyle biz de ona uygun şekilde değerlendiriyoruz.

Kabaktan çeşit üretmek mümkün mü?

Çin tavuğu şeklinde, yılan, akrep, kaplumbağa, penguen, leylek, hatta helikopteri uçak modeli şeklinde yaptığımız görseller var. Semazen matruşka, hatta Recep İvedik modeli ile bile yaptık.

Peki, pazar sorunu var mı?

Bazı firmalar yılbaşı ya da firmalarına uygun dönemlerde promosyon olarak süs kabağından özel ürün yapmamızı talep ediyor. Talebe göre, hem hediye eden, hem hediye edilen firmanın logolarını da renkli boncuklarla kabak üzerine işliyorum. Şahsi olarak evine, işyerine

Sanatçı Ali Kınık geçen yıl Derbent'e konser vermişti. Kendisine, eserinden ilhan-m alarak, “Kurtlar sofrası” adlı karakalem çalışması destekli bir diye hazırladım ve konserde hediye ettim çok beğenmişti.

Konyaspor’daki ilk maçımda ilk golü ben attım Konyaspor’daki ilk maçımda ilk golü ben attım

Süs kabağı yetiştiriciliği hakkında bilgi verir misiniz?

Süs kabağı bahar aylarında, bostan zamanında ekilir. Asma türünde bir bitkidir. Fideye sırıkla destek verilmesi gerekir. Kabak büyüdükçe ağırlaştığı için dalında korumaya özen göstermek lazım. Kabağın, toprağa temas etmesi çürümesine yol açar. Güneşi ve suyu seven bir bitkidir. Dalında Ekim, Kasım aylarına kadar kalıp suyunu iyice çekerek sertleşmesi gerekiyor. Erken hasat edilen kabaklar dayanıklı olmaz. Tamamen kurutulduktan sonra hasat edilen kabaktan evlâdiyelik süs ürünleri yapılabilir.

Siz nerede yetiştiriyorsunuz?

Alakova'da bir arkadaşımızın bahçesi var, orada ekim yapıyoruz. Bahçesi olan arkadaşlara da yetiştirmelerini tavsiye edip, ürettikleri kabağı satın alıyorum. Fakat Konya'da havalar erken sorduğu için bazen verim düşüklüğü yaşanıyor. Bu yüzden üretim düşük olabiliyor. Akdeniz illerinde, ayrıca Adapazarı, Sakarya, İzmir, Kütahya gibi vilayetlerde süs kabağı yetiştiriciliği daha yaygın. Biz de oralardan alım yapıyoruz.

Su kabağı ismi nereden geliyor?

Bizim çocukluğumuzda annelerimiz, ninelerimiz, süs kabağının gövdesini uygun miktarda kesip içini boşalttıktan sonra, ince kısmını da sap olarak kullanarak banyoda, çamaşır yıkarken maşrapa niyetine kullanırlardı. Alt kısmı oval olduğu için süs kabağı dikey olarak yerde durmaz ama altlık yapıp kabağı sürahi olarak kullananlar da olurdu.

Özel bir mekânınız var mı, seri üretim imkanı var mı?

Hayır, evimin balkonunda yalnız başıma yapıyorum. Sipariş olmadığı zamanlarda zevkime göre ürünler geliştirerek sanatımı ilerletmeye gayret ediyorum. Seri halde yapmamız şu an itibariyle mümkün değil, çünkü el becerisi gerektiriyor. Seri halde yapmak müstakil bir ticarethane gerektir ama imkân olursa düşünürüm.

Süs kabağı sanatının yaygınlık durumu nedir?

Türkiye genelinde bildiğim kadarıyla 350 arkadaşımız süs kabağı sanatıyla ilgileniyor ve yavaş yavaş hediyelik alanında sektör olma yolunda ilerliyor. Fakat Konya turistik anlamda farklı bir profilde olduğu için biz biraz zayıf kalıyoruz. Alanya, Antalya gibi turistik bölgelerde sanat eserlerimize daha fazla ilgi var.

Süs kabağı işlemeciliğinin bir sanat olduğunu düşünüyorum ama sanata sahip çıkanın da çok az olduğunu görüyorum. Netice itibarıyla el işçiliği ve beceri ortaya koyarak kişiye özel çalışmalar yapıyoruz. Ama fabrikasyon usulü seri üretim ve işleri daha çok tercih ediliyor. Bir kişiye verilecek hediyenin ona özel olmasının çok daha anlamlı olduğunu düşünüyorum.

İşlemecilikte benden daha ileride olup süs kabağının içinde bir hayatı tasvir edebilenler var. Bir arkadaşımız siz kabağını kalın gözdesini açıp içine köy hayatını anlatan, ekmek yapan kadın figürü çalışmış. Ben de benzer şeyler yapmayı düşünüyorum.

Süsleme gereçleriniz ve bir eserin ortaya çıkma süresi hakkında bilgi verir misiniz?

Akrilik boya ile renklendiriyorum. Sonra kalem çalışması yapıyorum. Deliksiz 4,6 ve 8 mm’lik plastik, ışık geçiren renkli boncuklar çakarak görsel zenginlik kazandırıyorum.

Bir kabağın işlenme süresi çalıştığımız motife göre değişiyor. Bazen çok daha hassas çalışmalar da yapmamız gerekebiliyor. Boyama, karakalem çalışması, motifleme, delme ve montajlama yoğunluğuna göre çalışma süremiz değişiyor.

 

Kaynak: Mustafa Güden