Sevgili Esat Çağla benden Kayhan Hoca ile ilgili bir yazı talebinde bulununca, “omuzum yamızım” demeden, tereddütsüz “seve seve” dedim doğal olarak…

Çünkü, sadece benim değil, ailemizin de son derece sevdiği, saygı duyduğu, önünden geçmediği kıymetli bir büyüğümüzdü…

Dolayısıyla onu erken kaybetmenin sızısını yüreğimde hissettim, o nedenledir ki, biraz duygusala bağladım…

Kayhan Hocayı anlatmak için anlamak lazımdı…

Ki, ben hep öyle yaptım…

Hocanın hayata bakışını, insanlığa kattığını, gençlere verdiği önemi bildiğim için, ona karşı saygıda ve sevgide asla cimrilik yapmadım…

Kayhan Hoca iyi bir eğitimci olduğu kadar, iyi de bir sporcu ve spor adamıydı…

Türkiye’de tekvando sporu gelişmişse, geniş kitlelere ulaşmışsa Kayhan Hocanın emeği unutulamaz, göz ardı edilemez…

İsmet Iraz Hoca ve kayınpederim Hanefi Kökçınar ile birlikte tekvandonun gelişmesine verdikleri emekleri yakından bilen birisiyim…

HEM TEKVANDOYA HEM İNSANLIĞA KATKILARI OLDU

Kayhan Hoca, hem tekvandoya hem de insanlığa verdiği desteklerle birçok defa ödüllendirilmiştir…

Gençlik ve Spor Bakanlığı başta olmak üzere, Tekvando Federasyonu, Gazeteciler Cemiyetleri, Türkiye Spor Yazarları Derneği gibi birçok kurum ve kuruluş Kayhan Hocayı yaşarken anlamış ve anmışlardır…

Bunun yanısıra eski statta tekvando salonuna ismi verildi Kayhan Hocanın…

Mütevazi olmayacağım bu konuda benim de minikte olsa bir katkım olmuş, eski federasyon başkanı Metin Şahin ile büyük bir ihtimalle o dönemin Gençlik ve Spor İl Müdürü olan Muhittin Yıldız ile istişareler yaparak, Kayhan Hocanın ismini ölümsüzleştirmiştik…

Rahmetli Kayhan Hoca ile bin sohbetimizde, “Recepciğim rahmetli kayınbabanla birlikte bu spora elimizden geldiğince, hem maddi hem de manevi destek verdik. Tekvandonun daha iyi tanınması ve daha büyük kitlelere ulaşması için çok uzun mesafeler kat ettik. Türkiye’de tekvandonun tanınması için İsmet Hoca Ankara’da ben ve Hanefi Hoca da Konya’da büyük çabalar sarfettik, Allah’a şükürler olsun ki, Türk tekvandosu bugün dünyada anılır hale geldi” demişti…

Hem İsmet Iraz Hoca, Hem Kayhan Aytar Hoca, hem de kayınpederim Hanefi Kökçınar Hoca umarım ki, Cennettelerdir…

Çünkü, bu dünyada insanlığa, gençliğe dokundular…

Kayhan Hocanın yetiştirdiği, Türk Tekvandosunun dünyada isim sahibi olmasında önemli katkıları olan eski federasyon başkanı Metin Şahin de, Kayhan Hoca ile ilgili düşüncelerini açıklarken, oldukça samimi ve içtendi…

“Kayhan Aytar Hocamız genç yaşımızda bizlere rehberlik, antrenörlük, abilik ve babalık yapıp, hayattaki değerler manzumesinde bir yol gösterici olmuştur.  Yaşamı boyunca bütün gençlere rol model olmuş, abilik yapmış Tekvando Federasyon’unun kurucu üyesi olarak, tekvandonun gelişmesinde ve genişlemesinde en büyük emeği olanlardan birisi olmuştur. Kayhan Hoca, binlerce öğrenci yetiştirmiş onların Türk örf, adet ve geleneklere bağlı saygı ve sevgi prensipleri için de yetişmelerini sağlamış, bir değerdi.  Allah rahmet eylesin anısı hiçbir zaman unutulmayacaktır.”

Metin Şahin’in ısrarla altını çizmek istediği şu: “Türk tekvandosu dünyada söz sahibi ise bu başarı hikayesini yazanlardan birisi de Kayhan Aytar Hocamızdır” dedi.

‘Aç yatacağız ama ülkemizi kalkındıracağız’ ‘Aç yatacağız ama ülkemizi kalkındıracağız’

xxx

Kayhan Hoca’nın vefat haberini ilk alanlardan birisiydim…

Ailemize de yakın olduğu için, çok üzülmüş ve kendimizi hem yetim hem de öksüz hissettik…

Tabii ki Kayhan Hocanın vefatı nedeniyle de duygularımı paylaştım…

xxx

KAYHAN HOCA SEVDİKLERİNE KAVUŞTU

Cuma sabahı hiçte beklemediğimiz bir haber, ailecek burnumuzun direğini sızlattı…

“Kayhan Hocayı kaybettik” dedi ve telefonu kapattı arayan kişi…

Belli ki, o da ağlıyordu…

Bunu hissettim…

Kayhan Hoca, benim ve ailem için aile büyüğü, dahası aileden birisiydi…

Özellikle Kayınbabam Hanefi Kökçınar’ın “gardaşı”, dahası ahretliğiydi…

Rahmetli babamı da çok sever, bizlere, eşime, kayınbiraderlerime “siz bana gardaşımın emametlerisiniz” derdi…

Her Cuma biz aramadan kendisi arardı ve ince ince dokunur, sonra da hayır duasını eder ve telefonu kapatırdı…

Kayhan Hocayı, Allah dostu hayırlı bir insan olarak tanıdık…

Hem mesleği öğretmenliğe, hem de tekvandoya aşık bir insandı…

İnsanları asla kırmaz, ağzından hayır-duanın dışında kötü bir söz duymazdınız…

Yukarıda da dedim ya, Cuma günleri erken arar, ince ince göndermeler yaparken bile efendiliğini, babacanlığını elden bırakmazdı…

Karşısında kim olursa olsun, kırmamak, incitmemek için büyük özen gösterir, gösterdiği gibi de, o kişiyi yüceltmesini bilirdi…

Son zamanlarda rahatsız olduğunu bilmemize rağmen, kendisine takılıyorduk, “hocam senin daha yapacak çok işin var, senden öğreneceğimiz çok şey var” dediğimiz zaman çok hoşuna giderdi…

Bu gidişi beklemiyorduk açıkçası…

Biraz ani oldu…

Ama, gök kubbede bir hoş seda bıraktığına kalıbımı basarım…

Bu şehirde dokunmadığı insan kalmamıştır…

Hem eğitimde, hem de sporda binlerce öğrenciyi hayata hazırlamış, hayata kazandırmıştır…

Özellikle Türk tekvandosunun kurucularından birisidir…

Rahmetli İsmet Iraz hocayla birlikte tekvandonun yaygınlaşması için, büyük çaba sarf etmiştir…

Bunu kimse inkar edemez…

Bu ülkede Metin Şahinlerin, Ali Şahinlerin ve birçok sporcunun başarısında Kayhan Hocanın imzası vardır…

Öğrencisine, sporcusuna babacan yaklaşan, iyilik, güzellik, hoşgörü, dahası iyi olan  ne varsa Allah’ın kendisine vermiş…

Kayhan Hoca, bunları hep paylaşmış…

Metin Şahin, “Türk tekvandosu için çok önemli bir isimdi. Sporumuzun kurulmasında ve yaygınlaştırılmasında  çok büyük emekleri oldu. Bugün tekvandomuz dünyanın  önde gelen ülkeleri arasında yer alıyorsa Kayhan Hocamız ve o dönemden birçok ismin başlattığı çalışmalar sayesindedir” diyerek, Kayhan Hocanın tekvando noktasında ne kadar önemli olduğunun altını çizmiş…

El hak doğrudur…

Kayınbabamla birlikte yaptıkları çalışmaları yakından bilen birisi olarak, Kayhan Hocanın tekvandoya olan tutkusu tarif edilemez…

“Kel ölünce sırma saçlı, kör ölünce badem gözlü” olurmuş ya, Kayhan AYTAR, yaşarken de sırma saçlımız, badem gözlümüz, tatlı dillimizdi…

Kayhan Hoca, Silleli İsmail Amcaya, Parsanalı Mustafa Amcaya ve kayınbabam olan gardaşı Hanefi Kökçınar’a kavuştu…

Ne diyebilirim ki “Allah’ın rahmeti üzerine olsun” demekten başka.

Kaynak: Recep Çınar