Son Dakikada Çoluk Çocuğa...

Abone Ol

Son Dakikada Çoluk Çocuğa Yenilmekten Kurtulmak..!

Evet. Çoluk çocuk tabiri hepimizin iyi bildiği bir tabir! Yani yaşı küçük, tecrübesiz ve acemi gibi kelimelerin yerine sıklıkla kullanılır. Özellikle sportif müsabakalarda genç takımlarla berabere kalan ya da yenilen takımları eleştirmek için kullanılan yanlış bir tabir. Çünkü planlı, programlı ve bilimsel çalışan çoluk çocuk, aynı şekilde çalışmayan tecrübeli iyi takımları eninde sonunda yenecektir. Aslında istenen ve beklenen de bu değil midir? Yani daha genç oyuncularla daha tecrübeli ve sizden daha büyük takımları yenebilmek!

Evet. Galatasaray-Anderlecht maçından bahsediyorum. Yaş ortalamaları 22 olan genç futbolculardan oluşturulmuş bir Anderlecht takımının Şampiyonlar liginde oynayabilmesi, bireysel, grup ve maç taktiklerini hem savunmada hem de hücumda daha iyi yapması takdire şayandır. Bence bu alt yapıya gereken önemin verilmesinden ve alt yapıda planlı, programlı ve bilimsel çalışmanın A takıma kadar devam ettirilmesinden kaynaklanıyor. Hemen basit bir örnek verelim. Siz alt yapının bütün gruplarında 4-4-2 oyun sistemini uyguluyorsunuz diyelim. A takımda da aynı sistemi oynarsanız başarı yüzdeniz artar. Ancak alt yapıda farklı, A takımda farklı oyun sistemleri uygulamaya kalkarsanız Galatasaray gibi kötü oynamak zorunda kalırsınız.

Galatasaray takımı milyar Euro'lar harcayarak yanlış transfer politikası izlemekle kalmıyor, aynı zamanda kendi alt yapısından yetişen öz çocuklarını oynatmayarak en büyük hatayı yapıyor. Bugün Galatasaray takımı, tecrübe kazansın diye diğer takımlara kiralık olarak gönderdiği genç oyuncularıyla mücadele etse inanın bundan daha kötü oynayamaz. Buradaki en büyük problem futbolcularda bireysel taktiğin, bir takım ve maç taktiğinin takımda oluşturulamamış olmasıdır. Takımınıza 11 adet çok yetenekli ve pahalı oyuncu transfer etseniz, ancak yeterince takım hüviyeti kazandıramadığınız sürece başarılı olmanız mümkün değildir. Çünkü futbol gibi takım oyunlarında bireysel özellikler bir yere kadar etkilidir, önemli olan takımdaki tüm sporcuların aynı taktik düşünceyi sahaya yansıtabilmesidir. Bunu da makro planlarla alt yapıdan itibaren devam ettirerek gerçekleştirebilirsiniz.

Konyaspor bir dönem kerhen de olsa transfer yasağıyla karşı karşıya kalmıştır. Bu istenmeyen bir durum gibi görünse de Konyaspor'un alt yapıya yönelmesine ve kendini toparlamasına neden olmuştur. Kerhen de yapılmış olsa Konyaspor'un bu olumlu davranışı transfere çok paralar harcayan büyük takımlara örnek olmalıdır.

Kaldı ki çok paralarla yerli-yabancı transferler yaparak yenilmektense, kendi çoluk çocuğumuzla yenilmeyi tercih ederim. Bu düşüncelerle Galatasaray'a Şampiyonlar liginde başarılar dilerken, Anderlecht takımını da çoluk çocukla göstermiş olduğu performanstan dolayı takdir etmeden geçemiyorum.