Türkiye'de bir Osmanlı tutkusu var, aldı başını gidiyor. “Osmanlı müthişti. Osmanlı dünyayı dize getirmişti. Biz Osmanlı torunuyuz. Cumhuriyet'i kuranlar Osmanlı'ya ihanet etti. Bunlar Musul ve Kerkük'ü elleriyle ittiler” deniyor. Ev ve dükkânlar Osmanlı sancaklarıyla süslenirken ay yıldızlı bayrağımız azalıyor, bayrak asanlar “tahrikçi” diye suçlanıyor. Daha ileri gidenler var; bayrağımızı indiriyorlar, çiğniyorlar.  Araçlar Padişah tuğralarıyla süslenirken, TC rumuzları kazınıyor.          Osmanlılar için söylenenlerin içinde doğru olanlar var, eksik olanlar var, yanlış olanlar var. Tabii ki Osmanlı kendi devrinin büyük devletiydi. Yüzyıllarca, birçok ülkede egemen oldu. Bu devlet çağına ayak uyduramadığı için de yıkıldı.

         “Ceddimiz Osmanlı değil” demiyoruz ki ikiye bir “Osmanlı'nın torunuyuz” diye bağırıp duruyoruz. Geçmişimizde Osmanlılar olduğu kadar Anadolu Selçukluları, Büyük Selçuklular, Gazneliler, Göktürkler de var. Onlar da bizim ceddimiz. Niye “Selçuklu, Gazneli ve Göktürklerin torunlarıyız” demeyiz? Hepsine sahip çıkalım. Biz, 1299'da, Bilecik'te büyümüş bir meyve fidanı değiliz.

         Takvim yapraklarında, imsakiyelerde vs yerlerde Osmanlı Padişahlarının resim ve tuğraları var ama II Kılınçarslan'ın, Alparslan'ın, Gazneli Sultan Mahmut'un, Göktürk Hakanı'nın resmi, tuğrası yok. Bu bir çarpıklıktır, yanlışlıktır.

         Bugün geçmişimiz üzerinde yapılan yıkımların başında; TC'nin kurucularını kötülemek, TC'ni değersiz göstermek, yanlış, kafa karıştırıcı, karalayıcı dedi-kodu ve iftiralar var. Konunun aslını bilsin bilmesin birçok kişi, beyin ve midesi kirli bazı kişilerin söylediklerine kanarak hayal makinesi gibi çalışıyor, kara propagandanın malzemesi oluyor. Osmanlı'yı övebilmek için TC kötüleniyor. Ülkemiz üzerinde uygulamaya konan düşman planlarından birisi de budur; seni sana düşman etmek.

         “Cumhuriyet'i kuranlar, İngilizlere “biz Musul'u da Kerkük'ü de istemeyiz, sizin olsun” demişler de o yüzden Musul, Kerkük Irak'ta kalmış. Rodos, Girit gibi adaların ne zaman elimizden çıktığını, Lozan görüşmelerinin 10 aydan fazla sürdüğünü bilsek böyle konuşmazdık. Şimdi hava atıyorlar; “az kaldı, Musul'u da Kerkük'ü de alacağız” diyorlar. Aklı başında birisi rüyalara inanmaz. Bu tür hayalleri deli Mehmet'ler kurar.

         Bugünkü şartlarda Musul ve Kerkük'ü almaya kalkmak; Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmaktır. Dünyayı biraz okuyalım; Musul ve Kerkük'ü bize yedirmezler. Günümüzün hâkim güçleri, bizim acemi oğlanları “Yeni Osmanlı Şövalyesi” yaparak, Musul ve Kerkük sömürmeye başladılar. Biz bugün Türkiye coğrafyasını koruyabilelim, yeter! Türk milleti ve TC coğrafyası bugün Siyonistlerin çentikli altınına döndü. Dikkat edin, Kerkük-Musul nakaratçıları Osmanlıyı parçalayanların varisleri ile kafa kafaya vermişler, birlikte çalışıyorlar. Halkımıza ve boynu kravatlı Cumhuriyet küfürbazlarına şu Atasözümüzü hatırlayalım:

         Davulun sesi uzaktan hoş gelir.

         Okuduğum okullarda, iç içe yaşadığım kesimlerde ben yıllardır bu tartışmaları dinledim. Osmanlı'nın yüceltilmesine, TC'nin kötülenmesine, önceki atalarımızın unutturulması çabalarına şahit oldum. “Türk, Türkler” dersen ırkçısın, ümmet olmaktan çıkarsın. TC'ni temellendirenleri kabullenirsen, TC'ni savunursan “işe yaramaz”sın. Osmanlıyı yüceltirsen şuurlusun. 'Bu görüşler neyin nesi, arkasında kimler var, ne yapılmak isteniyor' diye düşündüm, düşündüm ve şu sonuca vardım:

         Osmanlı çok milletli bir devletti. Üçü dördü hariç, Padişahların tamamı ırk olarak; baba tarafından Türk, çoğu ana tarafından Türk değildi. Osmanlı'daki üst yöneticilerin çoğu devşirme (soyu karışık) idi. Osmanlı yönetiminin üst kademesi refah, alt kademesi sefil idi. Osmanlı yönetiminde halkın seçme-seçilme hakkı yoktu.        TC üniter yapılı tek hukuklu bir devlet olarak kurulunca, Cumhuriyet yönetimi bize seçme-seçilme hakkını verince:

         Asırlarca buyruk almaya alışmış bir kitle bir anda padişahlık sisteminin alışkanlıklarından kurtulamadı; kendi adına, kendi soyuna, kendi diline, kendi giyimine, kendi kültürüne sahip çıkmada zorlandı, İnsanlık ve İslam'ın temelinde var olan Cumhuriyet'in erdemlerini özümseyemedi ve bu yüzden TC'ne mesafeli durdu. Farklı nedenlerle Cumhuriyet'ten hoşnut olmayanlar, buyrukçu ve çıkarcılar Cumhuriyet'i kötülediler, bunu yaparken İslam'ı kullandılar. Halktaki Cumhuriyet karşıtlığının bir nedeni de budur, iyi niyetli vatandaşlarımız bu yüzden padişahçıdır.

         TC emperyalizme karşı kurulmuş, millet esasına dayalı bir hukuk devletidir. Bu devlette “millet bilinci” yaşadığı sürece, başka milletlerin Türk milletini yönetmesi, sömürmesi, yok etmesi zordur. Milli devlet bilinci “milli egemenlik” esasını getirir. Eğer padişahlık geri gelirse; Türk milleti, milli egemenlik, bağımsızlık gibi fikirler Türkiye'de erir ve kaybolur, kimliksizlik dirilir. İşte o zaman dışımızdakiler Türkiye'yi avuçlarına daha rahat alırlar, bizi istedikleri gibi yönetirler. Bunun örneklerini padişahlık dönemlerinde yaşadık.

         Osmanlı davulculuğu demek, Hıristiyan tokmağı yemek demektir.