Cumhuriyet tarihinin kuşkusuz en önemli seçimlerinden biri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın net bir zaferi ile sonuçlandı. Hayırlı olsun, hayırlı sonuçlara vesile olsun inşaallah.
Tarihimizin bu en önemli dönüm noktalarından biri hakkında küçücük bir köşede birkaç beylik laf söyleyerek durumu izah etme densizliğine düşmemek gerekir diye düşünüyorum. Onun için binlercesi yazılı ve görsel medyada yer alan yorum ve analizlere bir yenisini eklemek istemiyorum. Çünkü bu pek çok yönü olan, uzun bir serüveni olan, çok ciddi sonuçlar doğuracak olan bir olaydır ve hak ettiği cesamette ele alınmalıdır.
Ben bu köşede; Ekmeleddin İhsanoğlu'nun adaylığı açıklandıktan sonra Çatı Çatladı başlıklı bir yazı yazıp şunları söylemiştim.
Çatıcılara gelince; çürük binaya çatı kurmaya kalkıştılar. Daha ilk anda çatı çatladı.
Hallerine bakınca iki şey görüyorum.
Birincisi derin bir çaresizlik! hüzün içinde olmak ve agresif davranışlar göstermek şeklinde tezahür ediyor.
İkincisi, boğazına kadar kirli bir suyun içinde keyifle sigara içen adamın durumuna benzeyen bir aymazlık!
Her iki durum da istikbal vaad etmeyen bir durumdur.
Demem o ki, çürük binaya çatı yapılmaz beyler, maazallah çatı çöker altında kalırsınız.
Bir başka yazıda ise; yeni Türkiye kurulacak, bunun için çalışan kadrolar Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olması senaryosuna göre idari ve siyasi, kontrol edilebilir bir kaos hesabı yapmışlardır. Normal yollarla değiştirilemeyen (eski Türkiye'nin direnci karşısında) idari ve siyasi yapı fiili durum yaratılarak değiştirilmeye çalışılacaktır. Önce fiilen başkanlık icraatları kontrollü bir şekilde uygulamaya konulacak, doğal olarak ortaya çıkacak olan idari kaos yasal düzenlemelerle çözülecektir. Şeklinde görüş beyan etmiştim.
Şimdi bu görüşüme ilave olarak şunları kaydediyorum.
Önümüzdeki dönemin muhtemel modeli şöyle olacaktır.
Seçilmiş Cumhurbaşkanı olarak Tayyip Erdoğan, benim çekirdek kabine dediğim bir yapı ile etkin olarak icranın içinde olacaktır. Başbakan, Dış İşleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı, İçişleri Bakanı, Hazine (den sorumlu) bakan, Genelkurmay Başkanı ve İstihbarat Başkanından oluşan bir ekiple fiilen ülke yönetimini elinde bulunduracaktır.
Başbakan, mevcut diğer bakanlıklar ile rutin çalışmaları bugünkü sisteme yakın bir sistemle yürütmeye devam edecektir.
Bu tabloda Başbakan hem çekirdek kabinede bulunan hem de rutin işlerin icrasında hizmet eden bir rol üstlenmiş olacaktır.
Kısaca benim yeni döneme dair öngörüm bu şekildedir.
Tarihe tanıklık etmek, tarihe not düşmektir.