Bu hafta, sizlerle, kentlerin, insanlar ve ekonomi üzerinde etkilerini kendi penceremden tartışmak istiyorum.

Sanayi devrimine kadar kentlerle ilgili daha az bilgi sahibiyken, sanayi devriminden sonra kentler, hayatımızda daha fazla yer almaya başladı. Bunun nedeni sadece insanların bir arada yaşama isteği değil, kentlerin hayatı kolaylaştırıcı olduğu düşüncesi idi.

Kentler, içerisinde; hızlı yaşamı, (gerekli/gereksiz) bolluğu, çabuk ulaşımı, hava kirliliğini, tüketim merkezlerini, daha yakın yaşamı, daha uzak akrabaları, sosyalleşme ve asosyalleşmeyi, daha fazla iş imkanlarını, yoğun trafiği, hantal gürültüyü, daha iyi eğitim imkanlarını, daha iyi sağlık olanaklarını, vb. barındırmaktadır.

Bütün bu saymaya çalıştığım imkanlar dahilinde fayda/maliyet analizi yapmaya çalışsak acaba durum ne olur? Ya da isterseniz fayda/maliyet analizini sizlere bırakıp ekonomi üzerinde, mesela enflasyon, herhangi bir etkisi olabilir mi buna bir bakalım.

Enflasyon en klasik anlatımla; fiyatlar genel düzeyi üzerindeki sürekli artışlar olarak tanımlanır. Burada fiyatlar genel düzeyini sürekli olarak yükselten etkenlerden birisi olarak topyekun kent yaşamı olabilir mi?

Kent yaşamının bununla ne ilgisi var diyebilirsiniz. Ancak sürekli aşırı ve farklı üretim istekleri enflasyonu tetikleyici unsurlar haline dönüşebilir. Veya yeni iş imkanları olarak mı değerlendirmeliyiz. (Burada Phillips'i anabiliriz).

Kentlerin oluşumu ve gelişimi kolay veya kolaycı yaşamı beraberinde getirmektedir. Kolay yaşam teknoloji eksenli olarak vücut bulmaktadır. Teknolojinin gelişimi makine kullanımını gerektirmekte ve insanların işini ellerinden almaktadır.

Haliyle;

 

Aşırı ve Farklı Üretim İsteği

 

Kent Yaşamı                           Teknoloji = Enflasyon ve Krizler

 

 
   

Kolay veya kolaycı yaşam tarzı

 

şekline bürünmektedir.

Burada enflasyonun; arz enflasyonu, talep enflasyonu, ithal enflasyon gibi alt dallarla ilişkisini unutmamak gerekir. Tartışmaya çalıştığımız mekanizmada her üç etkiye de rastlamak mümkün görünüyor.

Üstelik kent yaşamı sadece ekonomiyi değil insanları da obez yapmaktadır. Kolay veya kolaycı yaşam, üretimden uzaklaşma, tüketime yoğunlaşma her alanda obeziteyi beraberinde getirmektedir.

Örnek isterseniz; trafik kazalarında obezite, çeşitli hastalıklarda obezite, hava kirliliğinde obezite, tüketimde obezite, israfta obezite, enflasyonda obezite, sağlıksız yaşamda obezite, psikolojide obezite ve ekonomide obezite.

Sonuçta, hız ve teknoloji, kentleri ve insanları esir almış durumdadır. Ekonomik sorunları belki bir de bu açılardan değerlendirsek sanırım farklı bir pencereden bakmış oluruz.

Çözüm, hadi gelin köyümüze geri dönelim!

İyi haftalar.

 

Y. Doç. Dr. Bülent Darıcı

[email protected]