Araştırmacı-Yazar Salih Sedat Ersöz, Konya Eski Milletvekili ve Meram Belediyesi’nin ilk Başkanı Veysel Candan’ı anlattı. Candan’ın samimi ve gayretli bir insan olduğuna dikkat çeken Ersöz, “Veysel ağabeyim inandığı doğrulardan asla taviz vermeden, her ortamda davasını savunan, doğruyu olduğu gibi söyleyen, eğip bükmeyen, içindeki neyse dışına da onu sızdıran, İslam davasının samimi bir neferidir” dedi.

VEYSEL CANDAN

Konya eski Milletvekili ve Meram Belediyesi’nin ilk Başkanı Veysel Candan, 1947 yılında Konya’nın Hadim ilçesinde dünyaya geldi. İlk ve Orta eğitimini Konya’da tamamladı. İmam Hatip Lisesi’nden mezun olduktan sonra Konya Erkek Lisesi diplomasını da aldı. O yıllarda İHL mezunları istedikleri yüksekokula girebilmek için bu yolu tercih ediyorlardı. 1966 yılında İstanbul’da yatılı olarak Yüksek İslâm Enstitüsü’ne kayıt oldu. Aynı anda Eczacılık Fakültesine de girdi.  İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden mezun olduktan sonra eczacılığa başladı.

1970 yılında Erbakan Hoca ile tanıştı. Milli Nizam Partisi İl Gençlik Kolu Başkanı olarak görev yaptı. Bu partinin kapatılmasından sonra kurulan Milli Selamet Partisi’nde Merkez İlçe Başkanlığı görevini üstlendi. 1989 yılında Refah Partisi’nden Meram Belediye Başkanı seçildi. Belediye Başkanlığı devam ederken 1995 yılındaki genel seçimlerde RP’den aday oldu ve Konya Milletvekili olarak Meclise girdi. 28 Şubat’tan sonra Refah Partisi kapatılınca yerine kurulan Fazilet Partisi’ne geçti. 1999’da FP’den tekrar Konya Milletvekili seçildi. FP’nin de kapatılmasından sonra Saadet Partisi’ne geçiş yaptı. Fazilet ve Saadet Partilerinde Kurucu Üye, Siyasi İşlerden ve Mahalli İdarelerden sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı, Saadet Partisi Grup Başkan Vekilliği görevlerini yürüttü.  2009 yerel seçimlerde Saadet Partisi Ankara Büyükşehir Belediyesi Adayı olan Veysel Candan daha sonra aktif siyasete noktayı koydu.

Veysel Candan’ın siyaset yaptığı partilerin hepsinin Erbakan Hoca’nın kurduğu Milli Görüş çizgisindeki partiler olduğu ve kapatılan partilerin, “İslâmî faaliyet yaptıkları” iddiasıyla açılan davalar sonucunda kapatıldığını belirtmek gerekiyor.

Veysel Candan 1989 yılında Meram Belediye Başkanı olduğu zaman; borçlanmadan, tasarrufa önem vererek ve ihtiyaçların önem sırasına göre kenardan merkeze doğru bir hizmet anlayışı ortaya koyuyor. Büyükşehir Belediyesine de 3 yıl boyunca vekâlet eden ve Başkanlığı döneminde 40 temel esere imza atan Veysel Candan dönemindeki bazı hizmetleri şöyle sıralıyor:

Sağlıkta; Vakıf Hastanesi, 3 adet Sağlık Ocağı, Selçuk Üniversitesi Kalp Damar Cerrahi Hastanesi ve Büyükşehir Belediyesi Hastanesi’nin açılışları gerçekleştirildi ve buralarda fakirlerin ücretsiz muayene olmaları sağlandı.  

Eğitimde; 20 bin öğrencinin eğitim gördüğü ilk, orta ve liseler, Çıraklık Okulu, 4 – 6 yaş arası çocuklar için kreş gibi eğitim yuvalarının yapımı sağlandı.

İmar Çalışmalarında; Belediye envanteri hazırlandı. Tapu Kadastro işlemleri, hisseli tapular, Meram’ın SİT alanı ilan edilerek korunması, Meram Yaka Yolu, Meram Yeni Yol ve Meram Eski Yolun genişletilerek yeniden düzenlenmesi gibi icraatlar yapıldı.

Dere’de, Alakova’da, Kovanağzı’nda olmak üzere 3 adet ekmek fabrikası açıldı ve buralarda özel fırınların yarı fiyatına halka ucuz ekmek satışı yapıldı.  

O dönemde Meram’da 150 adet toplam olarak Konya’da 450 adet Tatlı Su Çeşmelerinin yapımı gerçekleştirildi. Hanımlara yönelik iş atölyeleri açıldı, 4 -6 yaş arası çocuklara kreşte temel dini bilgiler verildi. Belediyeden hiç para çıkmadan iş merkezi olarak Merkez Çarşı yapıldı.

Sadece bir kısmını yazabildiğimiz bu hizmetlerde hiç kredi kullanmadan, borçlanma yapmadan, işçi ücretlerinde de iyileştirmeler yapılarak çalışılmış ve 8 yılın sonunda borçsuz bir belediye teslim edilmiştir.

Veysel Candan’dan Belediye Başkanlığı döneminden bazı hatıralarını anlatmasını istiyoruz. Şunları anlatıyor. Halk görüşmesine bağırıp çağırarak yaşlı bir hanım gelir “Bir haftadır gelip gidiyorum, Emlak vergisi borcum varmış, bir türlü çözülmüyor. Şuraya gir derdini anlat dediler, onun için geldim” der. Başkan, emlak bürosunu arar, kadının 23 TL borcu olduğunu öğrenir ama kadının bu parayı ödeme gücü yoktur. Cebinden öder, borcu kapatır. Bu arada kadına üç bardak ıhlamur söyler. Kadın kalkıp giderken; “Böyle kolaydı da beni bir haftadır ne diye uğraştırdınız. Bana ıhlamurları, benim bağırmamı önlemek için içirdiğini de biliyorum” der.

Umut dolu gelecek bıraktılar Umut dolu gelecek bıraktılar

Başkan bir gün sabah açtıkları ekmek fabrikasına gider. Çok kalabalıktır. Hemen görev bölümü yapılır ama kasa boş kalır. Başkan hemen kasaya geçer ve o kalabalık eritilinceye kadar kasada 10 ekmek 5 TL. ye ekmek satışı yapar. Yaptığı bu satış için “o kadar hoşuma gitmişti ki kendim kazansaydım bu kadar zevk almazdım” demiştir.

Meram Çarşının projesi hazırlanır ama henüz yapımına başlanmaz. Ortada bina yokken dükkânlar kiraya verilir ve kira karşılığı senetler alınır. 24 ay sonra teslim edilecektir. Kiraya tutanlar, “Başkan bu evrakları belediyeye değil sana veriyoruz” derler. Alınan bu evraklarla çarşı yapılır ve teslim edilir. Belediyeden hiç para çıkmaz. Sonra müfettiş gelir, inceler, nasıl yapıldığı konusunda işin içinden çıkamaz. Kendisine izah edilince “ben şimdiye kadar böyle bir çalışma görmedim” der, tebrik eder. Başkan da “bizim bu çalışmamız mahalli okullarda ders olarak okutulması gerekir” der.

Halil Ürün ile birlikte Almanya’ya giderek önceki dönemde Almanlarla yapılan raylı sistem anlaşmasını görüşürler. Almanlar kontrol için mühendis görevlendireceklerini söylerler. Mühendisin o günkü parayla masrafı aylık 50 milyon TL. dir. Ayrıca tramvaylar için kira isterler. Başkanlar bu şartlarda bu işten vazgeçeceklerini söyleyince “peki sizin isteğiniz nedir?” diye sorarlar. “Biz kira ödemeyiz ve Alman değil Türk mühendis görevlendiririz, ayrıca yedek parçaları da vereceksiniz” derler. Almanlar bütün şartları kabul ederler ve imzalar atılır.

Belediye’ye 10 adet BMC kamyon alınacaktır. İhaleye çıkılır. Konyalı bir firma fazladan bir kamyon vereceğini vaad eder. Alınan tekliflerin hepsinden daha cazip olduğu için ondan alınır. Daha sonra müfettiş gelir ve üretici firmadan alınmadığı için soruşturma açacağını, dosyayı ağır cezaya göndereceğini söyler. Başkan Veysel Candan bunun üzerine, Belediyenin lehine olan işlerde yasal olarak Başkanın takdir hakkı olduğunu, burada da belediyenin fazladan bir kamyon kazandığını söyler. Müfettiş bütün dosyaları inceler ve hiçbir usulsüzlük göremeyince soruşturma açmaktan vazgeçer.

O dönemde genelevin kaldırıldığını, hiçbir yere içkili ruhsat verilmediğini belirten Veysel Candan daha sonra şunları ilave ediyor: “Bunları övünme maksadıyla anlatmadım. Cenab-ı Hak bize bu hizmetleri nasip ettiği için şükran olsun diye bir de başka kişilere örnek olsun diye anlattım. Allah riyadan, gösterişten uzak etsin. Bu işlerde Meclis üyelerimizin büyük emeği ve desteği oldu. Biz bütün kararlarımızı muhalif üyeler de dâhil olmak üzere oy birliği ile aldık.”

Veysel Candan milletvekili adayı olmak için Belediye Başkanlığından istifa eder. İstifasını verdikten 10 dakika sonra radyodan, “Meram Belediyesi eski Başkanı milletvekili adayı oldu” şeklinde verilen haberi dinler. 8 yıllık başkan 10 dakika içinde eski başkan oluvermiştir.

Milletvekili olunca daha önceki milletvekillerinin nasıl çalıştıklarını araştırır. Hadimli Mehmet Vehbi Efendi Birinci Meclis Üyesidir. Meclis Başkanlığı ve Şer’iyye ve Evkaf Vekili yani Diyanet ve Vakıflar Bakanlığı yapmıştır. Meclis Başkanı iken çıkarılan ilk kanun içkinin yasaklanmasını öngören men’i müskirat kanunudur. Mehmet Vehbi Efendi, 3 km. uzaklıkta olan evinden yürüyerek sarığı, cübbesiyle gelir gider, milletvekili maaş artışına karşı çıkar, kendisine CHP’ye girme teklifi yapılınca Meclis kürsüsünden, “Biz Allah’tan başkasına kulluk yapmayız” dediği için Bakanlıktan düşürülür.

Yine Cumhuriyetin ilk yıllarında mebusluk ve Mehmet Vehbi Efendi’den sonra Şer’iyye ve Evkaf Vekilliği yapan Musa Kâzım Onar, içkinin serbest bırakılmasına dair kanun metnini imzalamaz ve Bakanlıktan istifa eder. Bu bilgilere ulaşan Veysel Candan, milletvekilliği boyunca bunları kendisine yol gösterici olarak kabul eder.

Refah Yol Hükümetinin kurulması için, daha önce Tofaş devlet hisselerinin satışı ile ilgili verilen gensoru, Tansu Çiller’in şartı ile geri çekilince güven oylamasında hükümete hayır oyu verir. Mecliste 389 defa kürsüye çıkarak konuşma yapması bir rekordur.  Erbakan Hocayla Mısır, Libya, Nijerya yurtdışı seyahatlerine katılır. Libya’da Kaddafi’nin çadırında yaşanan olayın basın tarafından yüzde yüz zıt şekilde yansıtıldığını belirten Veysel Candan, 28 Şubat’tan sonra kurulan Anasol-M Hükümetinin Bayındırlık Bakanı ile Enerji Bakanı hakkında yolsuzlukları nedeniyle gensoru vererek istifa etmelerini ve yargılanmalarını sağlar. KİT Komisyonunda aktif görev yapar. 28 Şubat’ta MGK’da dayatılan 14 maddenin ABD’de hazırlandığını ve Refah Yol Hükümetinin ABD planıyla düşürüldüğünü belirten Veysel Candan’ın, Anasol- M Hükümeti döneminde yaşadığı bir hatırası da şöyle:

Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu ile birlikte bir general, Fazilet Partisi Grup Başkan Vekili olarak Veysel Candan’ı ziyaret ederek, askerlerin özlük haklarının iyileştirilmesi konusunda Fazilet Partisi’nden destek isterler. Veysel Candan, generale hitaben; “siz tankların bakım ve onarımı için bir İsrail firmasına 1 milyar verdiniz. Üstelik o firma battı. O parayı vermeseydiniz de askerlerin özlük haklarını iyileştirseydiniz” deyince, general “ben de aynı görüşteyim” diye cevap verir.

Anasol- M Hükümetinde Veysel Candan’ın gensorusu ile istifa etmek zorunda kalan Bakanlar, Meram Belediye Başkanlığı dönemindeki bütün dosyaların müfettişlerce incelenmesini sağlarlar. Milletvekilliği sona erince evine polis baskını yapılır. Hâkim karşısına çıkar ve böylece Başkanlığı döneminde her icraatı tek tek incelenerek olumlu raporlar verilen dosyalar tekrar önüne getirilerek yargılaması yapılır. Sonuçta zaman aşımına uğramasına 2 ay kala bütün dosyalardan berat eder ve aklanır.

Veysel Candan’a siyasetle ilgilenenlere ve gençlere tavsiyeleriniz ne olur sorumuz karşısında tavsiyelerini şöyle sıralıyor:

*Kendinizi iyi yetiştirin. *Öncelikle bir Akaid kitabı, İslâm İlmihali ve Siyeri Nebi okuyun. *Ashabı Kiram ve Hülefa-i Raşidin’in hayatlarını öğrenin. *Emevi, Abbasi, Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı Tarihini mutlaka okuyun. *Hadis’e, Sünnet’e tabi olun. *Tasavvufi sohbetlere devam edin.  *İyi bir arkadaş çevresi edinin. *En az bir veya iki yabancı dil öğrenin. *Okuyacağınız eserler, hal ehli insanların yazdığı eserler olsun. *Vaktinizi iyi değerlendirin. *Söylediklerinizin ve yaptıklarınızın kayıt altına alındığını unutmayın. *Şarkı, türkü dinlemeyin. *Kazancınız helal olsun. *Faizden, krediden uzak durun. *Herkesle iyi geçinin, kimseyi küçümsemeyin. *İslâmî ve tarihi şahsiyetleri sevip sayın. *Kabirleri sık sık ziyaret edin. *Ölümü hiç unutmayın. *Hiçbir göreve talip olmayın, matlup (aranan) olun. *Her zaman doğruyu söyleyin. Yeri ve zamanında az ve öz konuşun. *Bütün mahlûkatı Allah için sevin, Allah için buğzedin. *Dünya, para, pul, makam ve mevki sizi Allah’tan alıkoymasın. *Namazlarınızı aksatmayın. *Kıldığın namazı, tuttuğun orucu son olarak düşün. *Çok dua ve niyazda bulun. *Dün geçti, yarın ne olacak bilmiyoruz, o halde içinde bulunduğun zamanı iyi değerlendir. *Kur’an’ı manasıyla beraber bir bilenle oku. *Sakın Kur’an bize yeter diyenlerle olma. Hadis, sünnet Kur’an’ın izahıdır. Onlar olmadan olmaz. *Söylediklerimi tefekkür et, iyi düşün. *Cep telefonu ve bilgisayarı ihtiyaçtan fazla kullanma. *Sosyal medyayı kapat. *Dinini TV hocalarından öğrenme.  *Söylediklerimi unutma, bizi de hatırla. *Dünya imtihan dünyasıdır. Bela ve musibetlerle imtihan olacağız, sabır ve tahammül et. *Hastalık, eş, evlat, mal kaybı hepsi imtihan vesilesi. *Allah’ın muradı olmadan hiçbir şey olmadığını bil ve unutma. *Hak’tan gelene razı ol.

Veysel Candan ağabeyimi merhum babam ve ben MSP döneminden itibaren tanıdık. Belediye Başkanlığı döneminde daha da yakından tanıma imkânımız oldu. Merhum babam kendisini çok sevdiğini her fırsatta söylerdi. Veysel ağabeyim inandığı doğrulardan asla taviz vermeden, her ortamda davasını savunan, doğruyu olduğu gibi söyleyen, eğip bükmeyen, içindeki neyse dışına da onu sızdıran, İslam davasının samimi bir neferidir. Gerek siyasi hayatında gerekse yaşantısında zerre kadar sapma yapmamış, yaptığı her görevde dürüst davranmış, İslam prensiplerinin topluma hâkim olması yönünde gayret etmiştir. Bundan sonraki hayatında da sağlık ve huzur içinde hizmetlerini sürdürmesini Yüce Allah’tan niyaz ederim.

SALİH SEDAT ERSÖZ 

Editör: Birkan Bakay