6 Şubat depremiyle ilgili çalıştay düzenlediklerini ve bunu kitaba dönüştürdüklerini açıklayan Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) Konya Şube Başkanı Av. Levent Babacan, yaptıkları bu çalışmanın Türkiye’de ilk olduğunu vurguladı. Levent Babacan, ‘Teknik, Sosyal, Ekonomik ve Hukuki Boyutuyla Deprem” adlı bu eserlerinin Yargıtay tarafından önemli bir kaynak kabul edildiğinin altını çizdi. Ayrıca Babacan, Gazze’ye karşı gerçekleştirilen soykırımdan dolayı İsrail’e dava açtıklarını da dile getirdi.
TÜRKİYE’DE BİR İLKE İMZA ATTILAR!
Levent Babacan, HUDER Konya Şubesi olarak 6 Şubat 2023 tarihinde deprem meydana geldiğinde hemen organize olup bir deprem çalıştayı yapmaya karar verdiklerini anımsatarak bu çalışmalarının Türkiye’de ilk olma özelliğini taşıdığını belirtti. Levent Babacan, “11-12 Mart 2023 tarihleri arasında Karatay Belediyesi’nin ev sahipliğinde Deprem Çalıştayı yaptık. Konya Aziziye Kültür Merkezinde gerçekleştirilen çalıştaya; ‘Teknik, Sosyal, Ekonomik ve Hukuki Boyutuyla Deprem’ olarak adlandırdık. Üniversitelerden öğretim üyesi arkadaşlarımız, Konya Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Şükrü Arslan, Şehir Planlayıcısı Odası Başkanı, İnşaat Mühendisleri Odası Eski Başkanı Süleyman Kamil Akın, Konya Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Nuri Çelik, Konya Baro Başkanı Av. Oktay Unkur davetimize icabet ederek katıldı. Çalıştay programımız 2 gün sürdü. Bizler de yapılan bu çalışmayı bir kitaba dönüştürdük. Çalışmamızı; Adalet Bakanımıza, Yargıtay üyelerimize, Konya’daki tüm meslektaş avukat arkadaşlarımıza ve hukuk camiasında bulunan herkese dağıtılmasını sağladık” şeklinde konuştu.
ÇALIŞMAMIZ YARGITAY TARAFINDAN ÖNEMLİ BİR KAYNAK OLDU
Depremle ilgili olan kitaplarını Yargıtay 4’üncü Hukuk Dairesine sunduklarını anlatan Av. Babacan, bu dairenin, eserlerini kendilerine külliyat olarak kabul ettiklerini dile getirdi. Babacan, “Çok verimli bir çalışma olduğunu vurguladılar ve kitabımızdan 50 tane daha göndermemizi istediler. Yargıtay bizim çalışmamızı önüne gelecek davalarda kaynak olarak kabul edecek. Bu çok önemli bir şey ve mutlu olduk. Bu deprem çalıştayımız ve kitabımız; bir vatandaşın veya avukatın, el rehberi niteliğinde deprem meydana geldiği zaman karşılaşacağı sorunlarda neler yapması gerektiği noktasında içerik olarak cevap verilebilen bir kaynak haline dönüştü. Deprem bölgelerinde bulunan hukuk camiasına da kitabımızı gönderme kararı aldık” diye konuştu.
HUDER SAHA ÇALIŞMALARINA DEVAM EDİYOR
Her ay farklı etkinlikler yaptıklarını söyleyen Babacan, saha çalışmaları hakkında bilgi verdi. Babacan, “Ocak ayında, ‘Neden Yeni Anayasa’ diyerek yeni yıla başladık. Geldiğimiz noktada gerçekten Anayasa artık tahribatlı hâle dönüşmüş durumda. Bunun değişmesi gerekiyor. Tüm kesimlerin, Sivil Toplum Kuruluşlarının ve herkesin katkıda bulunması lazım. Biz de Konya’da bu sesi oluşturalım istedik. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı, aynı zamanda Anayasa Hukukçusu Yavuz Ata bu daveti yaptığımızda bizi kırmadı. Dolayısıyla Selçuk Üniversitesinin salonunda programımızı yaptık. Programa; Vali Vahdettin Özkan, önceki dönem Milletvekilleri katıldı. HUDER olarak aynı zamanda Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformunun da İcra Kurulu Heyeti Üyesi olduğumuzdan dolayı STK’lara neden yeni Anayasa gerektiği konusunda bir program yaptık. Şubat ayında ise, tarihi netleşmedi ama paylaşmak istiyorum, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu’nun olacağı, Konya Teknik Üniversitesi ile beraber organize edeceğimiz depremle ilgili bir panel yapacağız. Bakan Yardımcımız Tuzcuoğlu eğer müsait olursa şubat ayı içerisinde bu programı da icra edeceğiz. Ayrıca 28 Şubat programını yapıyoruz. Selçuklu Üniversitesi Rektörlüğümüzle birlikte organize ediyoruz. Eski Meclis Başkanımız İsmail Kahraman’ı, Ahmet Sorgun ve Hüsnü Tuna Beyleri 28 Şubat’ta Selçuk Üniversitesinde ağırlayacağız. ’28 Şubat Süreci’ unutulmaması gereken bir tarih. Bunu bilerek çalışmamızı gerçekleştireceğiz. 1 Mart’ta ise, Karatay Üniversitesiyle İnfaz Hukuku üzerine bir programımız olacak. İnfaz Yasası, nisan ayında değişiyor ve yeni Yargı Paketi geliyor. İnfaz Yasası deyince de akla ilk gelen isim Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi Üyesi Konyalı Osman Atalay oluyor. Osman Atalay ve yargı camiasından birçok kişi, 1 Mart saat 14.00-18.00 arasında Karatay Üniversitesinde olacak. Hem infaz hesabı hem İnfaz Yasasında olacak değişiklikleri Osman Atalay anlatacak. Tüm meslektaşlarımızı bu programa davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.
FAKÜLTELERİN SAYISI DEĞİL NİTELİĞİ ÖNEMLİ
Üniversitelerde fakültelerin sayısından çok niteliğinin ön planda olması gerektiğini savunan Babacan, tek hukuk anlamında değil, diğer bütün bölümler için çok fazla fakülte olmasının yanlış olduğunu vurguladı. Babacan, bu konuda ciddi anlamda adımların atılması gerektiğinin altını çizdi.
HUDER’İ TAKİP ETMEYİ UNUTMAYIN
HUDER olarak birçok büro ziyaretinde bulunduklarını ve bunlara devam edeceklerini belirten Babacan, meslektaşlara, neler yaptıklarını, bugüne kadar gerçekleştirdikleri programları anlattıklarını ifade etti. Babacan, “HUDER Konya Youtube kanalımıza da bakmalarını tavsiye ediyoruz. Çünkü Youtube kanalında bu zamana kadar yapmış olduğumuz programların videolarını yüklüyoruz. Bunun yanında HUDER Dergimizin de 22. sayısını çıkarttık ve meslektaşlarımıza ulaştırıyoruz. Kısmet olursa eylül ayında dergimizin yeni sayısını çıkartmayı planlıyoruz” diye kaydetti.
İSRAİL’E SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDULAR!
Gazze ile ilgili Sivil Toplum Kuruluşları Platformuyla birlikte İsrail’e suç duyurusunda bulunduklarını anımsatan Babacan, son olarak şunları söyledi: “Gazze bir açık hava hapishanesi. Bu bölge sürekli bombalanıyor. Hukuk olarak da İsrail Başbakanının, İsrail Milli Savunma Bakanının ve diğer yetkililerin yargılanması için Konya’dan bir ses olmaya çabaladık. İlgililer hakkında suç duyurusunda bulunduk. Uluslararası Ceza Mahkemesi nezdinde yargılanmaları için Konya’da tüm avukat arkadaşlarımızla suç duyurusuna ilişkin imza kampanyası da başlattık. Topladığımız bu imzaları bizzat Önceki Dönem Konya Milletvekili Ahmet Sorgun ve Önceki Dönem Baro Başkan Adayı Halil Özkan’ın İstanbul 2 Nolu Baroyla beraber yerine götürerek teslim etmelerini sağladık. Bizim yapmış olduğumuz duyuru, İsrail’in ‘soykırım’ yapmasıyla alakalıydı. Çünkü dini ve etnik bir toplumu tamamen yok etmek üzerine İsrail’in faaliyetleri söz konusu. En son geldiğimiz noktada da Uluslararası Ceza Mahkemesinde bir tedbir kararı çıktı. Bu tedbir kararı bir ateşkes anlamına gelmese bile İsrail’i frenleyici sonuç ortaya çıktı. Bu konuda süreç devam ediyor. Uzun zaman alacak davanın içindeyiz. Fakat soykırım suçundan İsrail’in yargılanmasının yolu açılmış oldu.”
KAYNAK: TUBA KAYA-MUHAMMED ESAD ÇAĞLA
