Yaşam hikayeniz, nerde doğduğunuz, eğitimleriniz ve iş hayatınızla ilgili bilgi verir misiniz?
Konya’nın Beyşehir ilçesinde doğdum. Babam eczacıydı ve onun mesleğine duyduğum ilgi, benim de eczacılık yolunu seçmemde büyük bir etken oldu. Şu anda Konya’nın Hüyük İlçesi’nde serbest eczacı olarak çalışıyorum.
Fotoğrafçılıkla tanışmam ise lise yıllarıma dayanıyor. Eskişehir Anadolu Lisesi’nde öğrenciyken, okulun fotoğrafçılık kulübüne katılmam, bu sanata olan ilgimi başlattı. Zamanla fotoğraf, sadece bir ilgi alanı olmaktan çıkıp hayatımın büyük bir bölümünü kapsayan bir tutkuya dönüştü. Bugün hem mesleğimi sürdürmeye hem de fotoğraf sanatıyla ulusal ve uluslararası projelerde aktif olarak yer almaya devam ediyorum.
Fotoğraf sanatıyla nasıl tanıştınız? Biraz ayrıntılardan bahsedebilir misiniz?
Fotoğrafla tanışmam, Eskişehir Anadolu Lisesi’nde öğrenci olduğum yıllara dayanıyor. Okulumuzda bir fotoğrafçılık kulübü vardı ve ben de merakla bu kulübe katıldım. O dönem karanlık odada film banyosu yapmayı öğrenmek, siyah beyaz fotoğrafların oluşum sürecine tanık olmak beni çok etkiledi. Fotoğrafın, anları ölümsüzleştiren güçlü bir anlatım dili olduğunu fark ettiğimde, bu sanatın benim için sadece bir hobi olmayacağını hissettim.
Zamanla bu ilgi, yerini derin bir tutkuya bıraktı. Fotoğraf, hayatı farklı açılardan görmeme, insanları, kültürleri ve doğayı daha iyi anlamama yardımcı oldu. Bugün, fotoğraf sanatıyla hem kişisel hem de uluslararası düzeyde birçok projede yer alarak bu tutkumu sürdürüyorum.
Birçok ödül aldınız. Elde ettiğiniz başarılardan bahseder misiniz?
Fotoğraf sanatıyla lise yıllarında tanıştıktan sonra bu alanda kendimi geliştirdim ve zamanla ulusal ve uluslararası birçok projede yer aldım. Sille Sanat Sarayı’nın kurucusu olarak, fotoğraf sanatını yaygınlaştırmak ve sanatseverleri bir araya getirmek amacıyla birçok sergi, yarışma ve organizasyon düzenledim.
Fotoğraf yarışmalarına katıldığım dönemde 500’den fazla ödül kazandım. Ancak, uzun yıllardır yarışmalara katılmıyorum çünkü zamanımın büyük bir bölümünü fotoğraf organizasyonları, uluslararası projeler ve jüri üyelikleri alıyor. Bugün, farklı ülkelerde düzenlenen fotoğraf festivallerine davet ediliyor, jüri üyesi olarak yarışmalarda görev alıyor ve fotoğrafın evrensel diliyle insanları bir araya getiren projelere odaklanıyorum.
Sanata katkılarımdan dolayı Sigma Fotoğraf Akademisi tarafından ‘Grand Master Photography Artist’ unvanına layık görüldüm. Aynı zamanda Mısır'daki Pharaohs International Photographic Club tarafından Ömür Boyu Üyelik (Life Membership) kartı ile onurlandırıldım. Ayrıca, dünyanın en büyük fotoğraf grubu olan Uluslararası Fotoğraf Sanatı Federasyonu – FIAP tarafından onur üyesi olarak kabul edildim.
Fotoğraf, benim için bir tutku olmanın ötesinde, insanları ve kültürleri bir araya getiren güçlü bir ifade biçimi. Bu sanatı daha geniş kitlelere ulaştırmak ve geleceğe taşımak için çalışmalarımı sürdürüyorum.
Bu kadar başarı, ödül ve fotoğraf tutukusu… Peki fotoğraf tutkunlarına nasıl yardımcı oldunuz, onlara nasıl bir yol açtınız?
Fotoğraf benim için sadece bir sanat dalı değil, aynı zamanda insanları bir araya getiren, farklı kültürleri buluşturan ve yaşamı anlamlandıran güçlü bir anlatım biçimi. Bu tutkuyu daha fazla insana ulaştırmak için yıllardır birçok proje yürütüyorum.
En önemli adımlardan biri, Sille Sanat Sarayı’nı kurarak Türkiye’de ve dünyada fotoğraf tutkunlarını bir araya getiren bir platform oluşturmak oldu. Bugün, Sille Sanat Sarayı aracılığıyla ulusal ve uluslararası fotoğraf yarışmaları düzenliyor, sergiler açıyor, atölyeler ve eğitim programları organize ediyoruz. FIAP onaylı sergi salonumuzda dünyanın farklı ülkelerinden sanatçıların eserlerini sanatseverlerle buluşturuyor, sanal sergiler aracılığıyla fotoğraf sanatını daha geniş kitlelere ulaştırıyoruz.
GENÇ FOTOĞRAFÇILARA REHBERLİK EDİYOR
Ayrıca, fotoğraf sanatına gönül vermiş birçok kişinin gelişimine katkıda bulunmak amacıyla fotoğraf festivalleri ve geziler düzenliyor, genç fotoğrafçılara rehberlik ediyorum. Uluslararası jüri üyeliklerim ve festival katılımlarım sayesinde farklı kültürlerle iş birlikleri kurarak, fotoğraf sanatının evrensel bir köprü oluşturmasına destek oluyorum.
Bütün bunların yanı sıra, yeni nesil fotoğrafçılar için fırsatlar yaratmak, onların sanat yolculuklarına ışık tutmak benim için her zaman öncelikli oldu. Bugün fotoğrafla ilgilenen herkesin kendini ifade edebileceği bir alan açmak ve onların sanatsal yolculuklarına katkıda bulunmak için çalışmalarımı sürdürüyorum.
Reha Bilir’in fotoğraf kariyeri ve aldığı bazı ödüller:
-Yurtdışında, Uluslararası Fotoğraf Federasyonu (AFIAP) patronajlı fotoğraf yarışmalarında 200'den fazla fotoğrafım sergilendi ve birçok uluslararası yarışmalarda ödüller aldım.
-1999 yılında Belçika'da düzenlenen siyah beyaz bienalinde, Türkiye adına yarışan ve Dünya Kupası kazanan Türk takımında yer aldım. Aynı yarışmada kişisel olarak mansiyon kazandım.
-Türkiye'de fotoğraf sanatının Oscar’ı olarak bilinen Altın Kamera Fotoğraf Yarışmasında 2 kez ödül aldım.
-2000 yılı Pamukbank Fotoğraf yarışmasında "Son Ustalar" isimli seri fotoğraflarımla teşvik ödülü aldım.
-Ayrıca, Türkiye'nin çağrılı yarışmaları olan "Özgen Özgenal Kupası"na ve "Şinasi Barutçu Kupası"na davet edildim.
-Yurtiçinde düzenlenen "Atatürkçü Düşünce Derneği Fotoğraf Yarışması", "Safranbolu Belediyesi Fotoğraf Yarışması", "Beyşehir Belediyesi Fotoğraf Yarışması" gibi yarışmalarda jüri üyesi olarak görev aldım.
-Bilgisayar ortamında fotoğraf üzerinde yaptığım çalışmalarla oluşturduğum "Dijital Kareler" isimli sergim ve dia gösterim Türkiye'nin birçok ilinde ve K.K.T.C. Yakın Doğu Üniversitesi’nde sergilendi.
-Dijital fotoğraf alanında yaptığım çalışmalar nedeniyle, Pamukbank tarafından yayınlanan "Türkiye'de Fotoğraf" isimli yayında, dijital fotoğrafın Türkiye'de ilk uygulayıcıları arasında gösterilerek yer aldım. Ülkemizde düzenlenen fotoğraf günlerinin birçoğunda katılımcı olarak yer aldım. Türkiye'de yayınlanan fotoğraf dergilerinde ve mesleki dergilerde fotoğraflarım ve röportajlarım yayınlandı.