Zihni Boğaç Üner Konya Anadolu Lisesi Hentbol Takımının 7 numaralı oyuncusuydu. Bilkent Üniversitesini kazanıp Konya’dan ayrıldıktan sonra bir daha yollarımız hiç kesişmemişti. Birkaç yıl önce, Turizm derneği adına hentbolla ilgili program hazırlığı yaptığımız günlerde bir gece yarısı telefonuma peş peşe fotoğraflar gelmeye başlayınca dikkat kesildim; gönderen 7 Numara Boğaç’tı… Ne iyi etmişti de elindeki 35-40 yıllık fotoğrafları gönderme nezaketinde bulunmuştu. Hentbol Milli Takımında da oynayan ve Bilkent Üniversitesi Mütevelli Heyetinde 25 yıl görev yapan Boğaç Üner sorularımızı, yaşadığı Bodrum’dan cevapladı.

Ne zaman nerede dünyaya geldiniz, hangi okullarda eğitim aldınız?

Spor seyyahı Ömer  Altay’ın ardından Spor seyyahı Ömer Altay’ın ardından

1968 yılında Konya'da doğdum. Konya Anadolu Lisesi 1986 mezunuyum, devamında da Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümünü bitirdim.

Hentbola ne zaman başladınız, hangi Antrenörlerle çalıştınız ve ne tür başarılar elde ettiniz?

Hentbol ile 1979'da Konya Anadolu Lisesi'nde tanıştım. Okulumuzda hentbol çok popülerdi ve ben ortaokula başlarken takıma girmiştim. Lise 2. sınıfa kadar sol kanat pozisyonunda, sonrasında da sol oyun kurucu pozisyonunda ilk 7'de oynadım.

Dönemimin en iyi sıçrayan oyuncularından biriydim. Fakat o kadar yoğun sıçrama çalışmasının bedelini 40'lı yaşlarımda aşil tendon kopması ile de ödedim. Ameliyatımı da o dönemdeki takımın diğer sol kanat oyuncusu, sınıf arkadaşım olan Prof. Dr. Bülent Bektaşer yaptı.

Okulumuz her yıl Türkiye liseler arası hentbol müsabakalarında final oynar,  ya şampiyon ya da ikinci olurdu. Aynı yıllarda Konyaspor'da yıldızlar ve gençler kategorilerinde şampiyonluklar da yaşadık. Ben lise son sınıftayken de Konya YSE spor ile 1. lige çıkma başarısını yaşadık.

Tüm bu başarılarda okulumuzun beden eğitimi öğretmeni ve antrenörümüz Sayın Ahmet Toptaş hocamızın bizlere öğrettiği takım olma disiplini vardır. Bizlerde emeği çoktur. Sezgin Kaymaz gibi eski mezun hentbolcu ağabeylerimiz de zaman zaman okula gelip bizleri çalıştırırlardı.

Anadolu Lisesi hentbol takımlarının başarısındaki sır neydi?

Okulda ders sırasında bile antrenmanlarda ve maçlarda yapacağımız hareketleri düşünüp hayal kurardık.

Turnuvalarda takım disiplini sadece saha içinde değil dışında da çok yüksekti. Bizim dışımızdaki maçları takım halinde izlerdik; başka yerde oturmak yasaktı. Seyrederken sevinç ve hüzün gösteremezdik. Takım dışında bir şey yemek-içmek yasaktı. Hatta beraber yerken bile sizin bir fazla içecek içmeniz bile yasaktı. Odalar iki kişilik ise her oyun kurucu kendi kanadı ile yatardı. Bir dönem okuldaki tenefüslerde bile beraber olmamızı önermişlerdi. Ama bu sayede; birbirimizin maç içinde ne yapacağını hisseder, gözü kapalı paslaşırdık. 

Anadolu Lisesi hentbol takımının Konya içinde rakibi yoktu. Hatta Ahmet hocamız diğer okulları zar zor teşvik edip maçlara çıkmalarını sağlardı. Bir gün maçımıza Ahmet hocamız gelememişti ve o maçta karşı takımı 70-1 gibi bir skorla yenince çok kızmıştı bize, “Zaten zor buluyoruz rakip takımı, ayıp ayıp” diye...

O zamanki Konya Anadolu Lisesi seçilmiş zeki çocuklardan ve onları eğitebilecek başarılı, idealist hocalardan oluşuyordu. Mezunlarının başarıları da malum.

Bir hatıram da; Tıp Fakültesine giden bir takım arkadaşımızın o yıllarda hipnoza merak sarmasıydı. Bazı takım arkadaşlarımızı gizlice hipnoz vasıtası ile maç sırasında yapacakları konusunda yönlendirdiğimizi ve hatta sakatlıklar konusunda hipnozu kullandığımızı da hatırlıyorum.

Sporcuların ilginç kamp ve maç hatıraları olur, bir-iki tanesini bizimle paylaşır mısınız?

Ben de en derin iz bırakan maç, Lise ikinci sınıftayken oynadığımız Türkiye Şampiyonası final maçında İzmir takımı Mithatpaşa'ya son dakika içinde benim yaptığım pas hatası yüzünden bir sayı ile yenilmemizdi.

Bursa'da oynan maçtan sonra Konya'ya dönmeden Uludağ'da takım halinde bir gezi bile yapmışız fakat o gün ben şoka gidiğim için o geziyi hatırlamıyordum. Konya’ya döndükten sonra, ertesi gün okula giderken henüz finallere gitmedik zannediyordum. Okulda anlattılar durumu. Beynim üzüntüyü engellemek için tüm turnuvayı silmişti. Çok sonra bir kısmını hatırlayabildim.

Milli takıma ne zaman çağrıldınız, aktif sporcu hayatınızı hangi kulüplerde sürdürdünüz ?

Lise son sınıfta öğrenciyken Günal Ensari hocamızın daveti ile milli takımda görev aldım. 1986 yılında Bilkent Üniversitesi'nin ilk öğrencilerinden biri olmuştum. Üniversitedeki tek milli sporcu olduğum için okul yönetimi beni üniversite spor başkanı yaptı. Bilkent Üniversitesi ilk spor müsabakalarına, bizim kurduğumuz takım ile hentbol branşında katıldı. Aynı yıl ben Konya YSE'den ayrılıp Toprak Mahsulleri Ofisi takımına geçtim. 1. Lige çıktık ve üniversite yıllarında 1. Ligde bu takımda oynadım. Üniversite son sınıfta da aktif hentbol hayatımı sonlandırdım.

Sizinle, üniversiteyi kazanıp Konya’dan ayrıldığınızdan bu yana görüşemediğimiz için spor hayatınızdan sonraki dönemle ilgili de bilgimiz yok. İş hayatınızda neler yaptınız?

İş hayatım girişimcilikle geçti. Yeme içme sektöründe Ankara'nın ilk kafesi Cafemiz'i , Uzakdoğu restoran markası Quick China'yı, üç dönem Cumhurbaşkanına da hizmet veren Kuki pastacılık markasını ve  Meraki meze markalarını kurdum. Konfeksiyon alanında, Donna Karan New York markasının 16 yıl Türkiye temsilciliğini yaptım ve mağazalarını açtım. Savunma Sanayi ve elektronik ticareti konularında şirketler kurdum.

Sizi Bilkent Üniversitesi için özel kılan vasfınız Üniversitenin ilk milli sporcusu olmanızdı. Diplomayı alınca okulu arkanızda bıraktınız mı, yoksa ilişkiniz devam etti mi?

Rahmetli Profesör Doktor İhsan Doğramacı'nın daveti ile henüz 27 yaşında iken, Bilkent Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi oldum. 25 sene bu görevi sürdürdüm. Üniversitenin, Mezunlar Merkezini kurdum. Birçok üniversitede girişimcilik ile ilgili seminer dersleri verdim.

Spor adamlığı hayatınız hentbol ile sınırlı mı kaldı?

Konya'da yaşamama rağmen her yaz deniz kenarına gitme imkanım oldu. O yıllarda tanıştığım yabancı hocalardan su kayağı ve wind sörf eğitmen sertifikası almıştım.

Sonraki yıllarda, sporda Konya'mızın gururu arkadaşım Dr. Metin Şahin ile Tekvando Federasyonu'nda bulundum. Milli takımlarımız ile birlikte birçok başarıya şahit oldum.

Bir girişimci olarak Sivil Toplum oluşumlarında ne gibi görevler adlınız?

Türk Tanıtma Vakfı (TÜTAV), Türkiye Çin Halk Cumhuriyeti Dostluk Derneği, Türkiye Rusya Dostluk Derneği Yönetim Kurulu Üyesiyim. Türkiye Restoran Yatırımcıları Derneği (TURYİD),  Konya Maarif Kolejiler Derneği, Bilkent Mezunlar Derneği, Kavaklıderem Derneği üyesiyim.

Yeni projeleriniz var mı, şimdi neler yapıyorsunuz?

Artık daha çok, bulunduğum Bodrum Yalıkavak'ta da, Yalıkavak Spor bayan hentbol takımının başarılarını takip edip maçlarına seyirci olarak gidiyorum.

Sizinle uzun yıllar sonra görüşmek ve sohbet etmek güzeldi, teşekkür ederim.

Tüm o günler; bugün düşününce bizleri gülümseten, dostluk bağlarıyla bizleri saran, mutlu günlerdi. Üzerimizde emeği olan tüm hocalarımıza ve arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Size de, bu güzel hatıraları bizlere tekrar hatırlattığınız için teşekkür ederim Mustafa Bey.

Kaynak: Mustafa Güden