Biliyorum biraz iddialı ve hatta riskli bir başlık oldu...

O yüzden şunu da peşinen söyleyeyim, bu ülkenin sivil toplumuna da kamu kurumlarına da 40 yıl boyunca ağlarını ilmek ilmek örmüş olan bir Fethullah Gülen'den söz ediyorsak, teröristtir...

Devlet içinde devlet kurmaya çalışan, askeriyeyi, polis teşkilatını, Milli Eğitimi, kısacası devletin tüm kurumlarını ele geçirmeye yönelik altyapı hazırlayan Fethullah Gülen, teröristtir...

'Türk okulları açıyoruz' adı altında çeşitli ülkelerde lobi faaliyetleri yürüten, kendisini şişirip, Türkiye'nin üstünde bir güç gibi göstermeye çalışan Fethullah Gülen, teröristtir...

Halkın dini duygularını istismar etmek için dernekler kuran, bu dernekler aracılığı ile topladığı paralarla gül gibi geçinip giden, yine aynı paralarla ülkemize düşmanlık edenlerin ellerini kuvvetlendiren Fethullah Gülen, teröristtir...

Bir gece ansızın 'ayaklanın' emri veren, 15 Temmuz gibi kara bir geceyi Türkiye tarihinin sayfalarına yazdıran, bu milletin paralarıyla alınmış olan silahları bu millete çeviren, bu milletten alınan vergilerler alınmış olan ve milleti korusun diye görevlendirilen tankları milletin üstüne süren Fethullah Gülen, teröristtir...

Bütün bunları yaptıktan sonra ise, “Benim bir talimatım olmadı. Arkadaşlar böyle bir kanaat getirmişler” diyebilecek kadar aymazlığı yapabilen, dünya kamuoyunda 'masum insan' rolünü oynayamaya çalışan ve hedef saptırmaya çalışan, takiyye öncüsü, kamuflajcı Fethullah Gülen, teröristtir...

Daha pek çok şey sayarız Fethullah Gülen'in terörist olduğuna, terörist elebaşı olduğuna dair ancak bu sayfalar ve sayfada bana ayrılan yer bunları anlatmaya yetmez...

Zaten herkesin bildiği şeyleri de anlatmaya çalışmaya lüzum yok...

Peki ben bunları niye söylüyorum?

Antalya Gazeteciler Cemiyeti ile Nürnberg Gazeteciler Cemiyeti'nin 12 yıldan bu yana süregelen bir dostluk ilişkisi varmış.

Bu dostluk ilişkileri çerçevesinde Antalya Gazeteciler Cemiyeti'nin organizasyonu ile Alman gazeteci heyet Konya'ya geldi.

Yanılmıyorsam, bugün de Konya'da kalacaklar. Dün de Konya Gazeteciler Cemiyeti'ni ziyaret ettiler.

Alman meslektaşlarımızla, kısa bir süre de olsa sohbet etme imkanı bulduk. Onlar bizimle ilgili merak ettikleri konuları sorup öğrenmeye çalışırken, biz de onlara dışarıdaki yani Almanya'daki Türkiye algısını ve özellikle 15 Temmuz ve sonrası sürece bakış açılarını sorduk.

Fethullah Gülen'in nasıl bir hain, ne büyük bir kalleş, ne kadar usta bir terörist olduğunu biz biliyoruz da bizim dışımızdakiler bilmiyor ne yazık ki!

Almanlara, Almanya'dan baktıklarında nasıl bir Türkiye gördüklerini ve Antalya Gazeteciler Cemiyeti ile 12 yıldır var olan dostluk ilişkilerine dayanarak 15 Temmuz ve sonrasındaki gelişmelere yönelik bakış açılarını sorduğumuzda aldığımız cevap bunları yazmaya sevk etti.

Türkiye'yi ve Türkleri sevdiklerini, Türklerle dost kalmak istediklerini peşinen belirttiler.

Lakin, uluslararası haber ajanslarını kaynak göstererek yaptıkları haberlerde Türkiye'deki FETÖ operasyonlarına ilişkin bakış açılarının biraz karamsar olduğunu bir şekilde ifade ettiler.

Bu karanlık yapının, paralel devlet yapılanmasının lideri olan Fethullah Gülen için ise terörist diyemiyorlar.

Çünkü yanlış yönlendiriyorlar. Olanı biteni olduğu gibi görmüyorlar. Çarpıtılmış bilgiler ışığında olayları kendi süzgeçlerinden geçirdikleri için FETÖ operasyonları çerçevesindeki görevden atma ve açığa alma olaylarını haksızlık olarak görüyorlar.

Biz de zaman zaman diyoruz kurunun içinde yaşın da yandığını. Ama bu demek değildir ki Fethullah Gülen terörist değil!

Bizde bir laf vardır. Eşekten düşenin halinden eşekten düşen anlar. Ama gel de bunu Almanlara anlat. Başlarına gelmediği için içimizde yaşadıklarımızı bilmiyorlar.

Dostluğumuzun zeval görmesini istemeyiz elbet. Ancak bu dostluk daim olacaksa da, 12 yıl önce atılan adımları göz önünde bulundurarak Türkiye'ye şaşı bakmamaları gerekiyor. Kaynakları yanıltıyorsa, birebir bu olayların içinde olan Türkiye'deki gazeteci dostlarına olayların aslını astarını sorsalarmış.

Bizim bu noktada eksik yönlerimiz var. Bizimle dost olduklarını söyleyen, bu dostluk ilişkileri çerçevesinde Konya'ya gelen, bizimle hemhal olan Almanlar bile böyle önyargılı hareket ediyorlarsa; bizi bilmeyen el alem ne der?

Dışarıdaki algıyı da bir an önce düzeltmemiz gerekiyor. Çok yönlü saldırıların odağı olan Türkiye'nin bu durumdan zararsız bir şekilde kurtulması için, gerçekleri en iyi şekilde anlatmak ve muhataplarımıza anlatmak gerekiyor.