Güzel ahlaklı, dürüst, güvenilir bir insanın özelliklerinden biri, kendisine emanet edilen şeyleri korumasıdır. Emanet, korunmak ve saklanmak amacıyla birine ya da bir yere bırakılan para, eşya vb.dir. Her insan, zaman zaman başkalarına eşyasını ve malını emanet etmek durumunda kalabilir. Bunu yaptığı zaman da emanet ettiği şeye herhangi bir zarar gelmemesini, onun olduğu gibi korunmasını ister. Bundan dolayıdır ki insanlar, emanet olarak istedikleri şeyleri ancak güvendikleri kişilere bırakırlar.

Emanet; eşya, para, mal ya da başka bir şey olabilir. Örneğin arkadaşımızdan aldığımız bir kitap bize bir emanettir. Onu yıpratmadan, dikkatli bir şekilde okumak ve zamanında arkadaşımıza geri vermek, güvenilir bir insan olmanın gereğidir. Tatile giden bir komşumuzun bize bıraktığı değerli eşya da emanettir. Vatanımız, atalarımızın canları pahasına bize bıraktığı bir emanettir ve korunması gerekir. Okulumuzda oturduğumuz sıralar, kullandığımız bilgisayar, tepegöz, video gibi araçlar, laboratuvardaki deney malzemeleri de bize bırakılan emanet sayılır. Onları özenli kullanmak, sıraya, ders araç gereçlerine zarar vermemek hepimiz için hem dinî ve millî hem de ahlaki görevdir.

Toplumsal ilişkilerin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi için insanlar dürüst ve güvenilir olmalı, verdiği sözleri tutmalı, emanetleri de titiz bir şekilde korumalıdır. Dinimiz de bizlerden bu konuda duyarlı olmamızı ister. Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de verdiğimiz sözleri tutmayı, yaptığımız antlaşmalara sadık kalmayı, emanetleri korumayı emreden birçok ayet bulunur. Örneğin bir ayette, “Allah size, mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel öğüt veriyor…” buyrulur. Başka bir ayette ise müminlerde bulunması gereken özellikler sıralanırken “Müminler… emanetlerine ve verdikleri sözlere riayet ederler.” buyrulmaktadır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) de verdiği sözleri tutmaya, emanetleri korumaya her zaman önem vermiştir. Mekke’den Medine’ye hicret ederken Mekkelilerin kendisine bıraktıkları emanetleri sahiplerine ulaştırması için Hz. Ali’ye bırakmıştır. Hz. Ali de kendisine bırakılan emanetleri tek tek sahiplerine teslim ettikten sonra Medine’ye doğru yola çıkmıştır.

Sevgili Peygamberimiz birçok hadisinde, emanetleri koruma konusunda bizleri açıkça uyarmıştır. Örneğin bir hadisinde, “Münafığın alameti üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler. Söz verdiğinde, sözünde durmaz. Kendisine bir şey emanet edildiğinde (ise) korumaz, ihanet eder.” buyurmuştur. Peygamberimiz (s.a.v.) başka bir hadisinde de “Emanet ehline verilmediği zaman kıyamet yakındır.” buyurarak emanete ihanet etmenin tehlikelerine dikkat çekmiştir.