1876 yılından bu yana meydana gelen siyasi faaliyetler, darbeler ve muhtıralar üzerine derinlemesine araştırmalar yapan Konya Yenigün Gazetesi Yazarı – Eğitimci Salih Sedat Ersöz, yaptığı araştırmaların sonuçlarını bir kitap haline getirdi. Kısa bir süre önce kitabını yayın hayatına sunan Salih Sedat Ersöz, Araştırmacı – Yazar Sadık Gökçe ile birlikte Konya Yenigün Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Arslan’a gerçekleştirdiği ziyarette kitabın içeriği hakkında bilgiler verdi. Ersöz, kitabını imzalayarak, Mustafa Arslan’a takdim etti.

KİTABIN TEMELİNDE 28 ŞUBAT VAR

Darbeler üzerine bir kitap kalem alma fikrinin nereden doğduğunu açıklayan Yazar Salih Sedat Ersöz, “Bu kitabı kaleme almamın temel nedeni 28 Şubat’ta yaşadığım olaylar. Ben o dönemde İl Kültür Müdürü olarak görev yapıyordum, 28 Şubat süreci ile birlikte görevden alındım. Konya Büyükşehir Belediyesi’ne geçtim, Genel Sekreter Yardımcısı olarak çalışmaya başladım. O dönem Konya Büyükşehir Belediye Başkanı olan Halil Ürün Bey, yoğun programı nedeniyle bazı programlara katılamıyor, kendisini temsilen benim gitmemi isterdi. O döneme ilişkin hatıralarımı gazetede kaleme aldım. Yazılarım ilgi çekmiş olacak ki, bazı vakıf ve dernekler söyleşi için çağırdılar. Ben de kapsamı biraz daha genişlettim. 28 Şubat Darbesi, 12 Eylül Darbesi, 27 Mayıs Darbesi ve sonrasında yakın tarihte yaşanan 15 Temmuz sürecini de anlatmaya başladım. Derken çalışma genişledi ve Osmanlı tarihine de dönüp bakmak icap etti. Tabi anlattıklarımızın büyük bir bölümünü kendimiz de yaşadık. 12 Eylül süreci öncesinde öğrenciydim. 12 Eylül’den sonra gazetecilik yaptım. Babam rahmetli de o dönemde yazılar yazardı. Evimizi bastılar, aramalar yaptılar vesaire… Yaptığım araştırmalarda özellikle şunu gördüm ki, yapılan darbelerin ve darbe girişimlerinin hepsi dış destekli. Mesela 12 Eylül Darbesi amacına ulaştıktan sonra dönemin ABD Başkanı ‘Bizim çocuklar kazandı’ diyor. 15 Temmuz’un zaten dış destekli olduğunu herkes biliyor. 28 Şubat’ın kriptolu bir mektubun ardından gelen bir darbe olduğunu herkes biliyor. 28 Şubat için postmodern darbe deniyor ama bence çok büyük bir darbedir 28 Şubat. Sonuçları bütün darbelerin fevkinde bir darbe olmuştur” dedi.

İLK DIŞ DESTEKLİ DARBE, 1876’DA YAPILDI

Darbeler ile ilgili yaptığı araştırma derinleştikçe tarihin de daha geriye yol aldığını dile getiren Salih Sedat Ersöz, “Tüm bunları göz önünde bulundurduğumda aklıma sadece şu soru geldi, ilk dış destekli darbe ne zaman yapılmış ve dış destekli bu darbeler nasıl başlamıştı. Araştırmalarım sonucunda 1876 yılında Abdülaziz döneminde yapılan darbeye ulaştım. Osmanlı döneminde birçok darbe girişimi ya da darbe olmuş. Ama bunların hepsi iç karışıklıklar, padişaha başkaldırı, yeniçerilerin ayaklanması gibi şekillerde cereyan etmiş. Ama 1876 yılındaki darbe bizzat İngilizlerin kontrolünde gerçekleştirilen bir darbe olmuş. Bu nedenle 1876 tarihini çalışmamda baz aldım. Türkiye ve Osmanlı tarihine baktığımızda ilk dış destekli darbe 1876 yılında İngilizlerin kontrolünde yapılmıştır.

Bugüne kadar meydana gelinen süreçteki darbelerin hepsinin dış destekli olduğunu söylemek mümkündür. Neden böyle bir girişimde bulunuluyor sorusuna yanıt da aslında çok basit. Bunların hepsinin ortak amacı Türkiye’yi zayıflatmak. Elimizdeki son Anadolu parçasını da bölüp parçalayıp kendilerine mal etmektir. Bir de ben şunu gözlemledim, bu darbelerin yapılışının temeli, ‘Sizin burada ne işiniz var, bu topraklar bizim’ anlayışı. Gözleri hala bu topraklarda. Hala hazmedememişler. Türkiye’yi böl, parçalı, yut düşüncesinin bir neticesi bu olaylar. Bu topraklarda Müslüman Türk hakimiyetini istemiyorlar” diye konuştu.

DARBELER, OSMANLI’DAN MİRAS KALDI!

Osmanlı’da başlayan darbelerin Türkiye Cumhuriyeti’ne miras olarak kaldığını söyleyen Salih Sedat Ersöz, “Tek partili dönemden çok partili döneme geçiş biraz sancılı oldu. Bu sancının etkisiyle yaşanan 27 Mayıs 1960 darbesi yaşanmış, sonrasında 1971 yılındaki muhtıra adı verilen ve hükümet değişikliği ve idamları da beraberinde getiren bir darbe var. Sonrasında 1980 darbesi, 28 Şubat süreci ve 15 Temmuz olayını yaşadık” ifadelerini kullandı.

‘BİR DAHA DARBE YAŞANMAZ DİYEMEYİZ’

Darbe girişimleri yahut darbelerin aslında büyük birer ders olduğunu ancak alınan bu derslerin bundan sonra darbe yaşanmayacağı anlamına gelmeyeceğini bildiren Ersöz, “Şunu söylemek lazım, Silahlı Kuvvetler’in İç Hizmet Yönetmeliği’nde ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni Koruma ve Kollama Görevi’ diye bir madde yer alıyordu. Yapılan darbelerin ardından bu madde kaldırıldı. Çünkü buna dayanarak yapılıyordu darbeler. Bunun kaldırılması da darbeleri önlemeye yetmeyecektir.

Elinde silah bulunduran güç art niyet taşırsa bir şekilde yolunu bulacaktır. Zaten darbelerin yıllar öncesinden kafaya konulmuş bir altyapısı var. Yıllar süren bir altyapı süreci yaşanıyor. Mesela 1980’de anarşi ile altyapısı hazırlanırken, 28 Şubat sürecinde irtica denilerek altyapısı hazırlandı. 15 Temmuz’a gelindiğinde ise FETÖ olayı, 17-25 Aralık MİT TIR’larının durdurulması ve MİT Başkanı’nın gözaltına alınması gibi olaylar silsilesi ile bu girişime altyapı hazırlandı. Osmanlı dönemindeki darbelerde de yine aynı şekilde altyapıların hazırlandığını görüyoruz. Gözlüyorlar ve kıvamına geldiğine inandıklarında kalkışıyorlar. Bundan sonra darbe yaşanmaz diyemeyiz ama Allah korusun. Her darbe ülkeyi hem ekonomik, hem sosyolojik, hem siyasi anlamda en az 10 yıl geriye götürüyor. İnşallah yaşanmasın bu tür olaylar” diyerek sözlerini tamamladı.

NAZİFE ARSLAN

Editör: TE Bilişim