Araştırmacı Yazar Alaaddin Aladağ, Şehir Sohbetlerinde bu haftaki yazı dizisinde Konya Teknik Üniversitesi (KTÜN) Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bilgehan Yılmaz’ın eskiz çizme yolculuğunu anlattı. Çocukluğundan beri çizmeyi sevdiğini ve resim yapmayı renkleri kullanmayı ve bir şeyleri birleştirerek yeni şeyler üretmeyi sevdiğini dikkat çeken Yılmaz, hayat motivasyonunu kalem, kâğıt ve boyalarla sağladığına dikkat çekti.
Bilgehan Yılmaz kimdir; bize hayat hikâyenizden bahsedebilir misiniz?
1979 Konya doğumluyum. İlk, ortaokul ve liseyi Konya'da tamamladım daha sonra mimarlık okumak için Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi’ne gittim. Sonra da araştırma görevlisi olmak için tekrar Konya'ya döndüm 2001 yılında Selçuk Üniversitesi Mimarlık bölümünde başlayan akademik hayatıma son 4 yılı Konya Teknik Üniversitesi’nde olmak üzere 24 yıldır devam ediyorum. Mimarlık benim tutkum mesleğim hobim kısacası hayatımı düzenleyen her şeyi mimarlıkla yapıyorum bu anlamda mimarlığı sadece bir meslek olarak değil hayatıma anlam katan ve beni tamamlayan bir parça olarak gördüğümü belirtmeliyim.
Eskiz çizme yolculuğunuz nasıl başladı? Bu süreçteki temel motivasyonlarınız neler?
Çocukluğundan beri çizmeyi severim resim yapmayı renkleri kullanmayı ve bir şeyleri birleştirerek yeni şeyler üretmeyi severim. Benim dedem iyi bir katipti yazısı çizgisi düzeni kalem tutuşu mükemmeldi. Annemin de resme ve güzel sanatlara ilgisi vardır sanırım onların önderliğinde çizmeye başladım. Ortaokul ve lisede moda çizimleri anlamında kataloglarım vardı farklı ve değişik kıyafetler tasarlamayı seviyordum. İlk çizim denemelerim arkadaşlarımın düğün kıyafetlerini çizerek başlamıştı. Aslında eskiz yapmak bir olayı zihnimde şematize ederek onu anlamak tır benim için. Bu nedenle hayatta vazgeçmediğim en değerli araçlarım kalemlerim ve kağıtlarımdır sürekli onlarla düşünür onlarla hayal kurar onlarla mutlu olurum. Hayat motivasyonumu kalem kâğıt ve boyalarla sağlıyorum. Derin düşüncelere boğulduğumda ya da karanlık düşüncelerin çıkmazında iken genelde elimde bir kağıt kalemle kendi iç dünyamda saklanır halde bulurum kendimi. Buralardan çıkış yolum genelde çizerek, karalayarak ve çözüm yollarını çizim yoluyla göstermek olur.
İlk çizim deneyiminizden bahsedebilir misiniz?
Mimarlık eğitimi ve öğrencilik yıllarım, bana çizim yolunda yeni bir rota belirledi. Kalem türleri, kağıt dokuları boyama tarama tarzları, renklerin anlamları bunların kullanım teknikleri konusunda çok fazla deneme yapma imkanım oldu. Derslerde ve projelerde kullandığım çizim teknikleri sayesinde eski deneyimimi geliştirme fırsatım oldu.
Eskizleriniz, anılarınızı hatırlamanıza nasıl yardımcı oluyor? Çizim yapmanın hafızanız üzerindeki etkisi nedir?
Bir yer ile ilgili hatırlanması gereken önemli kavramları tasarım kodları halinde düşünmek ve onları az ve öz geometrilerle kâğıda aktarmak benim yaptığım eskizin tam bir tanımı. Bu noktada eskizi yaparken zaten hafızama bütünüyle kaydetmiş oluyorum. Tekrar hatırlamak için eskize bakmam yeterli oluyor. Bütün mekanlar hareket halinde gezdiğim yerler ve bütün fotoğraflar o çizime baktığımda canlanıyor. Hafızam üzerinde etkisi tabii ki çok fazla oldu. Çünkü çizmek o mekanı derinlemesine düşünmeyi gerektirir çok düşünülen şey de zihinde derin yer bırakır. İmgelere dönüştürdüm mekanlar zihinde daha az yer kaplıyor fakat çok bilgi barındırıyor.
Eskiz yaparken hangi duyguları hissediyorsunuz? Bu süreç, ruh halinizi nasıl etkiliyor?
Her zaman söylediğim gibi eskiz yapmak benim için bir terapi. Keyif dinlenme ve huzur anları... Çünkü çizerken başka bir şey düşünme fırsatınız olmuyor gördüğünüz mekâna ya da bulunduğunuz ortama konsantre olmak zorundasınız. Ayrıca çizimin anlamlı ve güzel olması için emek harcamak ve sonucunda bir eser ortaya çıkarmak bu keyifli terapi için harcadığım zamanın boşa gitmediğini gösteren ayrı bir kazanım oluyor. Tüm bu katkılar ve en önemlisi sahip olduğum ruhsal ferahlık benim hayata devam edebilmemi sağlıyor.
Seyahatlerinizde en çok hangi unsurlardan ilham alıyorsunuz? Belirli yerler veya manzaralar var mı?
Tarihi yapıları çok seviyorum katedraller kiliseler camiler taş ve ahşap yapılar çizmekten en keyif aldığım türler. Mutlaka etrafındaki yeşil doku ile birlikte bu yapıları çizmeyi seviyorum. Bir mimari yapının çevresi ile ilişkisi benim için önemli. O yüzden çizerken bir sokak ya da bir arada bulunan yapıları çizmeyi seviyorum. Peyzaj ögelerine eklerim çizimlerime çünkü canlılık ve yaşanmışlık katıyor. Binalardan sonra çizmeyi sevdiğim diğer unsurlar ise ağaçlar...
Gezi sırasında hangi malzemeleri yanınıza alıyorsunuz? Taşınabilirlik ve kullanım kolaylığı açısından ne tercih ediyorsunuz?
Mutlaka küçük bir eskiz defterim ve birkaç kalemim yanımda olur. Günlük hayatımda da bunları taşırım. Çok çeşitli kalem kullandığım için çok fazla kalem çantam farklı kâğıt türlerini barındıran eskiz defterlerim ve yoğun renkleriyle boyamaktan keyif aldım sulu boyam genelde gezilerimde yanımda olur. Sert bir altlık üzerinde bir masada ya da daha geniş renk paletleri ve kalem türleri ile çalışmayı sevmeme rağmen geziler sırasında genellikle 2B kurşun kalemim, 05 milimetre artline kontur kalemim ve sulu boyamı alıyorum yanıma daha fazla malzeme taşımak eskiz yapmayı sıkıntılı bir sürece taşıyabilir.
Hangi teknikleri kullanıyorsunuz? Çizim stiliniz zamanla nasıl gelişti?
Karma bir teknik kullanıyorum. Yani farklı kalem türlerini bir arada kullanmayı tercih ediyorum. O nedenle hepsine imkan verecek Orta kalınlıkta ve orta pürüzlü bir kağıt seçerim. Öncelikle taslak için kara kalemle başlarım. Yapıyı ya da çizeceğim unsuru kağıda ortalayarak etrafındaki boşlukları da anlamlı kullanmayı planlayarak başlarım. Daha sonra karar verdiğim taslak çizimin üzerinde bazı unsurları koyulaştırarak ön plana çıkarırım. Eskizin doğası gereği tekrar eden çizgileri çizmem bazı noktalar basit ve taslak halinde kalır vurgulamak istediğim yerleri koyulaştırır ve artline kalemimle belirginleştiririm. Sulu boya ile birkaç dokunuş ve gölge efekti yaptıktan sonra kurumaya bırakırım. Vaktim olursa kuruduktan sonra da üzerine yazı tarama doku detayları ekleyerek belirginleştiririm. Planlamadan artık seri bir şekilde bu yöntem ile bütün çizimlerimi yapıyorum Bu benim kendi çizim stilim oldu.
Çizim yapmak için seyahatlerinizde ne kadar zaman ayırıyorsunuz? Çizim süreci gezinizin diğer aktivitelerini nasıl etkiliyor?
Sürekli çantamda taşıdığım için değerli bir yapı ya da güzel bir manzara gördüğümde kısa bir mola vererek geziye çizim için zaman ayırıyorum. Benimle gezen insanlar çizim yapacağımı bilirler ve genellikle bekler ve beni izlerler. Bazen ayakta yapıya bakarak bir dakika içinde tamamlayabilirim bazen ise yapının karşısında bir yere oturarak (10-15 dakika) çizimimi yaparım. Sadece çizmek için değil mekanın ruhunu hissetmek de önemli olduğu için çizeceğim mekanda zaman geçirmeyi önemsiyorum. O bölgenin yerel lezzetleri kokusu tadı o yerin ruhunu taşıyan her ögeyi yaşamayı seviyorum. Bunlar da çizimlerime yansıyor.
Bir yeri eskiz çizerken, sadece görsel detayları değil, o anki hislerinizi ve çevrenizdeki atmosferi de nasıl aktarabiliyorsunuz? Bu duygusal katmanları çiziminize yansıtmak için hangi yöntemleri kullanıyorsunuz?
Çizim yapmak benim için bir amaç değil o yerin ruhunu özümsemek ve daha derin yaşamak için bir araçtır. O nedenle teknik ya da mimari bir dil kullanmam. O an hissettim duyguyu aktarırım. Karalama renkler yazılar bu katmanları ayırt etmem için kullandığım araçlardır.
Çizim yaparken zamanın durması veya akması gibi hissi yatlarınız oluyor mu? Bu süreçte, mekânın zamanla olan ilişkisini nasıl yorumluyorsunuz ve bu, çizimlerinizi nasıl etkiliyor?
Zaman benim için genişleyen bir kavramdır anlık bir eskiz yaparken bile zaman içinde uzun bir yolculuğu tamamlayabilirim. Bu bağlamda mekanda eskiz yaparken orada yaşamış insanların deneyimlerini geçmiş ruhları ve yaşanmışlıkları içimde zihnimde kalbimde Bu anlamda eskiz yaptığım "an" benim için, içinde yaşanmışlıkları hikayeleri ve tarihsel süreçleri barındıran derin bir zaman dilimine dönüşür.
Eskiz yaparak gezmek, kişisel ve sanatsal gelişiminize nasıl katkıda bulunuyor? Hangi becerilerinizi geliştirdiğinizi düşünüyorsunuz?
Görme becerimin geliştiğini düşünüyorum çünkü bir yapıya hangi noktadan hangi ışıkta ve nasıl baktığımda oradaki mekansal niteliği ortaya çıkaracağıma zaman içinde çok iyi anladım. Yapıları kentleri ve oluşumlarını kavramak konusunda eskiz yapmak benim görme biçimlerimi geliştirdi. Çok fazla çizim yaptım ve bütün renklendirme tekniklerini denediğim için sanatsal anlamda da geliştiğimi hissediyorum. Hiçbir tekniği denemekten korkmam çünkü bir mimar deneyimle gelişir buna inanıyorum.
Çizimlerinizi sosyal medyada veya sergilerde paylaşmayı düşünüyor musunuz? Bu paylaşımın sizin için önemi nedir?
Uzun bir süre belgesel isimli YouTube kanalıma gezdiğim yerleri hem anlatarak hem de çizerek yüklemeler yaptım belgesel videolarım benim çizim yolculuğumun en önemli yoldaşıdır. Bir GoPro el kamerası ile gezip daha sonra eskizini yapıp hepsini birleştirip video ulaştırarak üzerine seslendirme ekleyerek yoğun emek harcadığım videolarım halen YouTube kanalımda yayınlanmaktadır. Sosyal medya platformlarında çizimlerimi sürekli paylaşıyorum Mimarlık festivallerinde ve konsept alanlarda çizimlerimi sergiledim daha büyük sergiler yapmayı da planlıyorum. Paylaştıkça zihnimdekileri insanlara aktarma ve mimari eskiz yoluyla yeni öğrenme biçimlerini göstermeyi seviyorum.
Gelecek seyahatlerinizde ve projelerinizde çizimle ilgili planlarınız neler? Yeni teknikler denemek veya farklı yerler keşfetmek üzerine düşünceleriniz var mı?
Genelde defterleri ve küçük alanlara çizdim seyahatlerimden ve gezdiklerimden öğrendiklerimi büyük boyutlarda çizmeyi hayal ediyorum. Çünkü ölçek ve çizimin detaylanması büyük boyutlarda zor bir konu. Alanda da kendimi geliştireceğim. Duvar boyadım bununla ilgili de Yeni deneyimler kazanmak kendi çizimlerimi duvar gibi sabit alanlara aktarmayı düşünüyorum. Ayrıca sketchle gibi akademik çizim dergisinde makalemin yayınlanmasının ardından kültür sanat dergilerinde de çizimlerimin yayınlanmasını planlıyorum.