ÇOCUKLAR NEDEN SINIRLARA İHTİYAÇ DUYARLAR?
Disiplin nedir ?
Davranışı yönlendirmeyi amaçlayan bir eğitimdir. Cezalandırma ile eş anlamlı değildir. Çocuğa istenilen davranışları ve alışkanlıkları öğretmek, kendi kendini denetleme olan ahlak gelişimini sağlamaktır. Çocuğun kendi kendine yönetme yeteneği kazanmasını sağlamaktır. Yapıcı ve iyi niyetli bir yardımdır. Tam da bu noktada ana babaların kurallarını nasıl öğrettikleri aklımıza takılıyor. Burada ebeveynin kural koyuculuğu ile tutumları arasında doğrudan bir ilişki vardır. Ebeveyn tutumları:
a.Otoriter aile yaklaşımı: Çocuk her kurala uymak zorunda bırakılır. Evde katı ve sert bir disiplin uygulanır. Ana baba sürekli araştıran, çocuğun her işine karışan bir tavır sergiler. Aile çocuğun her hareketini izler mutlaka onun hareketlerinde kusur bulur, olaya müdahale eder doğrusunu ! çocuğa öğretir. Çocuğun hata yapmasına fırsat verilmez. Kısa vadede bu yöntemle çocuğun bir disiplin altına alındığı görülse de uzun vadede bu yöntem sağlıksız ve zararlıdır.
Otoriter tutuma sahip ebeveynlerin, bu tutumlarının çocukları üzerindeki etkisi: Çocuğun kendine olan güveni ortadan kalkar. Sessiz, uslu, nazik ve dürüst olabilir ama küskün, silik, çekingen ve kolay etki altında kalan bir yapıya bürünür. Çocuk kolayca ağlar. İsyankar, inatçı, huysuz bir yapıya da bürünebilir ki bu durumda bu tip aileler genelde sorunu çözmek için baskı artırma yoluna giderler. Bu asiliği daha da artırır. Çocuk hırçın ve kindar, arkadaşları ile uyumsuz ve kavgacı olabilir. Hata yapmasına müsaade edilmediği için ileri yaşlarda hayatın sıkıntıları karşısında dayanıksız olabilir.
b.İlgisiz ve kayıtsız aile yaklaşımı: Aile aşırı rahattır, çocuğun dünyasına girmek gibi bir kaygıları yoktur. Çocuk sorumluluklarından kaçar. Ana baba çocuğa örnek bir model olamaz. Bu tutum anne ve babada aynı anda görülmez. Çoğunlukla aile de çalışan birey hangisi ise ilgisiz aile davranışı onda görülür. Çok çocuklu ailelerde rastlanma olasılığı daha fazladır.
İlgisiz ve tutuma sahip ebeveynlerin, bu tutumlarının çocukları üzerindeki etkisi: Çocuk bencil ve şımarık olur. Bu yüzden arkadaş çevresinde sevilmez. Çocuk evde veya okulda dikkat çekmek için alışılmadık davranışlar sergiler. Ailesi çocuğa model olamadığı için çocuk kendine başka modeller seçer. Gençlik dönemlerinde çocuk vaktinin tümünü arkadaşları ile geçirir. Genç yaşta çocuk zararlı alışkanlıklar edinmeye eğilimli olur.
c.Koruyucu aile yaklaşımı:Bu aile tipi baskıcı otoriter aile ile karıştırılabilecek kadar benzer. Aralarındaki temel fark; bu aile tipinde şefkat, koruma güdüsü, disiplinin önünde gelir. Çocuğa gerektiğinden fazla özen ve kontrol gösterilir. Özellikle anneler bu tip bir tavır sergiler. Çocuğun kendi yapacağı ve yapması gereken işler bile koruyucu ebeveyn tarafından yapılır.
Koruyucu tutuma sahip ebeveynlerin, bu tutumlarının çocukları üzerindeki etkisi: Çocuk aşırı duygusaldır. İleri yaşlarda bile etrafına bağımlı olarak yaşar. Kendi ayakları üzerinde durması uzun yıllar alır. Toplum içinde kendi başına iş yapma cesaretini gösteremez. Çocuk anne babasından ayrı kalamaz ileri yaşlarda bile sürekli anne babasının yanında olmak ister.
d.Hoşgörülü aile yaklaşımı: Mükemmele en yakın aile tipidir. Çocuk burada başıboş bırakılmaz. Hoşgörü, yapılan her şeyi hoş görmek değildir. Belirli kurallar ve kısıtlamalar mutlaka vardır. Evde herkesin söz hakkı vardır. Çocukta kendini ifade edebilir. Duygu ve görüşlere saygı vardır. Konulan kurallar çocuğun anlama seviyesine inilerek mantıklıca izah edilir. En zor ve sabır isteyen yöntemdir. Hoşgörülü ailenin düşebileceği en yaygın hata çocuğa aşırı serbestlik verilmesidir.
Hoşgörülü tutuma sahip ebeveynlerin, bu tutumlarının çocukları üzerindeki etkisi: Özgüven sahibi bireyler yetişir. Kendini rahat ve kolayca ifade edebilen bireyler yetişir. Çocuğun farklı hobilere yönelmesi daha sık görülür. Çocukta asilik ve kavgacılık görülmez. Anne babaya saygı noktasında gevşeklik görülebilir.
e.Tutarsız aile yaklaşımı: Genellikle genç ebeveynlerde ve ilk çocuğun yetiştirilmesinde görülür. Eski- yeni çatışması ve ailenin çocuğa karşı tutumunda tutarsızlık görülür. Tutarsız davranmanın nedeni; eşlerin çocuk yetiştirmeye farklı bakmaları ve bunu çocuğa yansıtmalarıdır. Bazen de eşler çocuk yetiştirme yönteminde değişiklik yapma konusunda farklı düşünürler bu da tutarsızlığa neden olur.
Tutarsız tutuma sahip ebeveynlerin, bu tutumlarının çocukları üzerindeki etkisi: Buna bağlı olarak çocuk asi, hırçın inatçı olabileceği gibi içine kapalı ve pısırık da olabilir. Çocukta ana baba sevgisi azalır. Dikkat toplayamama ve uzun süre bir işe odaklanamama problemleri ortaya çıkar. Çocuk anne veya babadan birisine çok yaklaşırken diğerinden uzaklaşabilir. Çocukta yalan söyleme gibi davranış problemleri görülebilir.
Başlıca ebeveyn tutumlarına değindikten sonra, ana babaların uyguladıkları cezaya dayalı olumsuz disiplin şekilleri nelerdir bunlara değinmekte fayda vardır. Başlıcaları; fiziksel disiplin, çocuğu sözle hor görmek ve sevgiyi esirgemektir. Bunlara da kısaca değinecek olursak:
a.Fiziksel disiplin(dayak):Çocuk bir yaramazlık yaptığı zaman dayak yerse bunun karşılığını ödemiş demektir. Yaptığını düzeltmek için başka bir şey yapmasına gerek kalmadığını düşünür.
Dayak yiyen çocukta ana- babaya karşı kızgınlık oluşur. Kendi yaptığının kötü bir şey olduğunu öğrenip kendini suçlu göreceğine, kendisini döveni suçlar.
b.Çocuğu sözle hor görmek:
1. Korku ve Tehdit; Çocuklar korku konusunda çok hassastırlar. Hele pek anlamadığı kavramadığı şeylerle korkutulursa bu sözlere inanır ve çok sarsılır.
2. Alay, küçümseme; çocuk için onur kırıcıdır.
3- Bağırma Beddua Etme; Çocuğun olumsuz davranışlarını düzeltmez, sadece ana babaların rahatlamasını sağlar. Çocuk kendini suçlayacağına ana babayı suçlar.
Sevgi esirgeme:Çocukla konuşmamak, küsmek, ona aldırmaz bir şekilde davranmak, onu artık sevmediğini söylemek , Sevgi esirgemenin de vicdan gelişimi üzerinde olumsuz etkileri vardır, Cezasını çeken çocuk burada da yaptığı yaramazlığın karşılığını ödemiş demektir. Pişmanlık duyarak yanlışını düzeltmek için bir şey düşünmesine gerek yoktur.
Pekiiiii!.Çocuklarımıza olumlu davranışlar kazandırmak için neler yapabiliriz?
a.Pozitif ödüllendirme yöntemi: Doğru davranışları öğretmek için en etkili yöntemdir. Kazanılması istenilen davranışlar daima ödüllendirin. Bu sistemde çocuğunuzun davranışlarını ve duygularını ayrı ayrı değerlendirin. Ödüllendirmeyi gözle görülen şeyler için uygulamak gerekir, örneğin; elbiselerini katlaması gibi.
b.Çocuk,ana ve baba arası sözleşme:
1.Kural: Sözleşme yapılırken her iki tarafın da anlaşmaya varması şarttır.
2. Kural: Sözleşmeye göre herkes sözler vermelidir.
3. Kural: Sözleşmeyi kağıda dökmek en iyisidir. Özellikle 6-12 yaşları arasındaki çocuklar üzerinde yazılı belge etkili olur.
4. Kural: Sözleşmeye yazılan maddeler anlaşılabilir ve somut olmalıdır.
Ana babaların çocuklarının eğitiminde kullanacakları yöntem olarak, ceza yerine kullanabilecekleri çözümler var mıdır? Bu soruya vereceğimiz cevap şüphesiz evet olacaktır. Bu çözümler;paslaşma tekniği, sorunları karşılıklı çözme yöntemi, negatif düşünme sanatı, mola tekniği gibi teknikler kullanılabilir.
a.Paslaşma tekniği:Olumsuz duyguları ifade edebilmek insanlarda emniyet sübabı gibidir. Çocuğun bu duyguları ifade edebilmesi onun ruhsal gelişiminin emniyetini sağlar. Olumsuz duyguları içine atan çocukta olumlu duygular için yer kalmaz. Küçük çocuklar duygularının içinden olumsuz olanları seçemedikleri için olumlu duyguları da bastırırlar. Eğer çocuk olumsuz duygularını sözlerle ifade edemezse olumsuzluk başka bir anti-sosyal davranış olarak ortaya çıkar.
b.Sorunları karşılıklı çözme yöntemi: Özellikle 5 yaşından sonra uygulanabilecek bir yöntemdir. Aile bireyleri karşılıklı olarak oturup çocuğun olumsuz davranışlarını düzeltmesi için bir anlaşmaya varırlar. Anlaşmada her iki tarafında kuralları kabul etmesi ve uygulaması gerekir. Bu konuşmalar yapılırken bir kişide not tutar.
c.Negatif düşünme sanatı: Bu yöntem, çocuğunuz yaşına uygun yaramazlıklar yaptığında, kendinizi kötü hissettiğiniz de kullanılabilir bir yöntemdir. Sizi sinirlendiren hareketleri boş bir odada günde bir yada birkaç kere abartarak ve hatta komik öğeler ekleyerek ifade etmeniz gerekir. 8 yaşındaki bir çocuk ihtiyar kılığına girmiş bir yetişkin gibi davranmalı, bisikletine ihtiyar bir adam edasıyla binmeli, daime alçak sesle fısıldayarak konuşmalı gibi şeyleri yüksek sesle söyleyin. Bir süre sonra rahatsız olduğunuz bu olayların hiç de önemli olmadığını görürsünüz.
d.Mola yöntemi: Molaya uygun kötü davranışlar, vurmak, öfke nöbetleri, alay ederek öteki çocukları kışkırtıp kızdırmak, anne ve babaya, yetişkinlere saygısızca konuşmak, öfke çığlıkları atmak, bağırmak, oyuncakları kırıp bozmak, başkalarına tekme atmak, ısırmak ya da ısırmakla tehtid etmek, saç çekmek, başkalarının boğazını sıkmak, taş, sopa, çamur atmak, evde beslenen hayvanlara eziyet etmek davranışlara karşı bu yöntem kullanılabilir.
Mola yönteminin kullanılmamasını gerektiren davranışlar ise şunlardır: Yüzünü asmak, somurtmak, sinirlilik, aksilik, keyifsizlik, kendisine verilen işi yapmamak, unutmak, giysilerini oyuncaklarını toplamamak, çekingenlik, korkaklık, ana babaya bağımlılık veya pasiflik, içe kapanıklık, yalnız kalmayı istemek, ana veya baba tarafından doğrudan gözlenmiş olmayan davranışlarda bu yöntemin kullanılmamasını öneririm.
Ana babalar mola yöntemini ne zaman kullanmalılar?
Mola uygulayacağınız bir veya iki kötü davranışı belirleyin. Buna hedef davranış denir. Amacınız bunları değiştirmektir. Bu hedef davranışları mola yöntemini tekrar tekrar uygulayın. Bu hedef davranışın belli bir süre içinde kaç kez yapıldığını sayın. Mola için sıkıcı bir yer belirleyin (Kendi odası olmasın). Çocuğunuza bu yöntemi açıklayın. Hedef davranışın ortaya çıkmasını bekleyin.