Araştırmacı- Yazar Alaaddin Aladağ,  Şehir Sohbetleri’nin 103’ci sohbetinde uzun yıllar Türkçe öğretmenliği ve eğitim yöneticiliği yaptıktan sonra 2017 yılında profesyonel yazın hayatına başlayan eğitimci yazar Hurihan Yıldırım Kurtaran’ı konuk etti.

Hurihan Yıldırım Kurtaran kimdir? Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

1978 İstanbul doğumluyum. Mimar Sinan Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesinden pedagojik formasyon alarak tezsiz yüksek lisansımı tamamladım. Çeşitli İstanbul’un en bilenen okullarında Türkçe öğretmenliğinin ardından son on yıl zarfında eğitim yöneticisi olarak görev aldım. Bu süreçte yazmaya devam ediyordum. İlk kitabımı 2016 yılında yazdım. Adı: Şahmeran’ın Sırları. Ardından on iki kitap daha geldi. Bu süreçte üretmeye devam ettim. Son olarak da yazar ve seslendirme oyuncusu Şeyma Ayık ile ortak projemiz olan “Masalcı Annelerden Uykulu Masallar” kanalımızı hayata geçirdik. İstanbul’da yaşıyorum. Evliyim ve beş yaşında Ceyda isminde bir kızım var. 

Çocuk kitaplarının didaktik olması, yaygın bir algı var. Siz, eğlenceli hayal gücünüzü besleyen bir hikâye nasılsınız?

Çocuk kitapları bence de didaktik olmalı. Didaktik olmak sıkıcı olmak demek değildir. Zaten maharet burada. Eğer eğlenceli, dikkat çekici, sürükleyici ve aynı zamanda didaktik olmayı başarıyorsanız Çocuk edebiyatı yazarısınız demektir. Her şey besler hayal gücünü. Geçmiş yaşantılar, izlediğiniz bir film, gittiğiniz bir seyahat dinlediğiniz bir şarkı… Bir çocuk!.. En çok da çocuklar… Benim en büyük ilham kaynağım onların dünyası. Mesleğim gereği milyonlarca çocuk tanıdım ve tabi ki ailelerini… Bu yüzden yazacak daha çok şey var.

Çocuk kitaplarını yazarken kendi çocukluğunuzdan veya öğretmenlik deneyimlerinizden nasıl ilham alıyorsunuz ve bu kişisel deneyimlerin hikâyelerine nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu, çok yaptığım şey aslında. Geçmiş yaşantılar eski öğrencilerim, çalıştığım okullardaki öğretmenler, yöneticiler, tanıdığım anne babalar…Yöneticilik yaptığım dönemde yaşadıklarım… O kadar fazla şey var ki... Tabi karakterleri ve hikâyeleri özgün yazarken onlardan ilham aldıklarım, ders çıkarıp başkalarına da aktarmak istediklerim oluyor. Bu aşamada yaratıcı yönümle tecrübeler bir kahve içmek için buluşuyor ve ortaya kitaplarım çıkıyor. Bu buluşmadan çok büyük keyif alıyorum ben yazarken.

You Tube gibi dijital bir platformda içerik üretirken, çocukların ekran süresini en aza indirmekle uyku rutinine yardımcı olmak arasında nasıl bir denge kuruyorsunuz?

Aslında bu kanalı kurarken amacımız, ilk hedefimiz “izleme” olmadı. Amacımız “dinleme” yani sesli masal. Dinleme etkinliği daha anne adayı olunduğunda başlaması gereken bir yolculuk. Dil gelişimi ve okuma alışkanlığı, dinleme etkinliği yapılan küçük çocuklarda daha hızlı gelişiyor. Sesli masallarımızı Youtube platformunda video olarak sunmak durumundayız. Bu videolar hareketsiz resimlerden ve kitap sayfası çevirme efektlerinden fazlası değil. Ortalama yirmi dakika sürüyor. Dolayısıyla dijital bir masal kitabı gibi. Bizler de anneyiz aynı zamanda ve bu süreçlerden biz de geçiyoruz. Kendi kızımda da Uykulu Masallar kanalının testini yaptım. Uyku öncesi yatağına girdikten sonra “Uyumadan önce sana hangi masalı dinleteyim?” diye soruyorum. Seçim yapmasına izin veriyorum.

Ekranı kesinlikle eline vermiyorum. Yatağına oldukça uzak bir çekmeceli dolabı var. Onun üzerine ekranı bırakıp masalı dinletiyorum. Bir süre resimlerine bakıyor. Bir süre sonra hayal kurarak gözlerini kapatıyor. İşte o süreçte uykuya dalıyor. Uykuya daldığında ekranı odasından alıp çıkıyorum. Kesinlikle odasında bırakmıyorum. Benim kızım Ceyda 5 yaşında çok erken daha ben hamileyken kitaplarla ve müzikle tanıştı. Bunun da uykuya kolay geçmesinde etkisi mutlaka vardır. Ama uyku eğitimi konusunda destek arayan herkese Uykulu Masallar kanalımızı mutlaka denemelerini öneriyorum. Özellikle temaları ve kazanımları bakımından uyku öncesi beynin algılama gücünü hatırlarsak bu tarz içerikleri dinleyerek öğrenerek çocukların uykuya geçmelerini istedik. Yani nerden bakarsanız bakın kanalımızın faydası çok. Zarar olarak düşünebileceğimiz eğer tabletteki görüntü ise onu da hiç göstermeden ekranı ters çevirip çocuktan uzak bir yüzeye bırakmak özellikle iki yaştan küçük çocuklar için tercih edilebilir. Bu tamamen ebeveyne bağlıdır.

"Uykulu Masallar" kanalında yer alan hikâyelerin içeriklerini oluştururken pedagojik bir eğitim alıyor musunuz? Hikâyelerinizde hangi temalara özellikle odaklanıyorsunuz?

Kanalımızdaki masalların bazıları bana bazıları değerli dostum Şeyma Ayık’a ait. Kanalın eğitim danışmanlığını da ben yürütüyorum. Fen edebiyat fakültesinden sonra İstanbul üniversitesinden tezsiz yüksek lisans ile pedogpjik eğitim almıştım. Öğretmenlik mesleğinin şartı bu eğitimden geçer zaten. Yirmi yılı aşkın bir eğitimci olarak pedagojik unsurları ve güncel okul öncesi kazanımlarını takip ediyorum. Zaten bu projeye başlama cesaretim mesleğimde kazandığım tecrübelerden kaynaklanıyor. Bu yönden ciddi bir analiz sentez çalışması ile masalların son şeklini oluşturmaya gayret gösteriyoruz. Temaları tamamen ilgili yaş grubu olan okul öncesi döneminden alıyoruz. Sizlerin de duymaya alışık olduğu “değerler eğitimi” ve “MEB programı” bu konuda vazgeçilmezimiz. Güvenli ve faydalı içerik üretmek ilk hedefimiz.

Ürün yelpazesinden gelen geri bildirimler çerçevesinde kanalınızda ne tür yenilikler tamamladınız ya da yapmayı planlıyorsunuz?

Maneviyatın merkez üssü
Maneviyatın merkez üssü
İçeriği Görüntüle

Masalları, görsel olarak zenginleştirme kararı aldık. Yine yaş grubuna uygun masaldaki anlatımı destekleyen görseller ve kitap sayfası çeviriyor algısı yaratan efektler ekledik. İlk masallarımız böyle değildi. Her işte olduğu gibi yol aldıkça farklı düşünceler ve daha iyisi olma adına projeyi besleyecek yeniliklere pedagojik sınırlar dâhilinde daima açığız.

Dijital platformların hızla değişerek günümüzde, "Uykulu Masalları ’’ sürdürülebilir ve etkili bir içerik markası olarak nasıl kültürel planlıyorsunuz?

Uykulu Masallar aslında çok yeni bir kanal. Bu kadar kısa zamanda bu kadar ilgi görmesi elbette bize doğru yolda olduğumuzu ve önemli bir açığa hizmet ettiğimizin sinyallerini veriyor. En büyük motivasyonumuz da zihnimizde ve arşivimizde olan özgün masalları buraya yansıtmak zaman alacaktır. Şu an sadece on üç masalımız yayında. Kanalı oluştururken her on günde bir masal yayınlama kararı aldık. Süreçte yenilenerek ve belli konularda da çizgimizi koruyarak devam etmeye kararlıyız. Anne adaylarının, ebeveynlerin ve anaokulu eğitimcilerinin faydalandığı ve olumlu dönüşler verdiği bir kanal olmak bize büyük bir güç veriyor. Kanalımızın daha da büyüyeceğine inanıyoruz. 

Kaynak: ALAADDİN ALADAĞ