Son üç yazımda elimden geldiği kadarıyla doğa ve çevre ile alakalı farkındalık oluşturma gayreti içerisindeyim. Varoluşumuzu sürdürebilmemiz adına bu farkındalığın oluşmasının ve devam ettirilmesi gerekmektedir. İnsanlar olarak bizler tabiatın bütün nimetlerinden fayda sağladığımızdan dolayı bunun karşılığında da çok hassas ve mümkün olduğu kadarıyla temiz bir çevre oluşturmalıyız. Kullandığımız her bir maddenin bu dünya üzerinde etkisinin bilincinde olarak dünyamızın sınırlı olan kaynaklarını en verimli şekilde kullanarak hem kendimize hem de dünyamıza katkı sağlamalıyız. İhtiyacımız olan her bir damla suyun, teneffüs ettiğimiz temiz havanın kıymetini kaybetmeden farkında olmalıyız. Ülkemizin bizlere sunmuş olduğu doğal güzellikleri ve kaynakları verimli kullanmak her bir bireyin zorunlu vatandaşlık görevlerinden olmalıdır. Hatta devlet olarak kamu spotları yapılarak vatandaşın anlayacağı dil üzerinden topluma anlatılmalı ve israfın azaltılmasını sağlamalıyız.

            Gelişmiş toplumlara bakıldığında bu konular üzerinde hassasiyetle durulduğu gözlemlenebilir. Her bireyin doğaya, çevresine, kullanmış olduğu kaynaklara duyarlılığı ve verimli kullanma bilinci vardır. Ülkemiz olarak en büyük eksikliklerimizden biriside bu olsa gerek diye düşünüyorum. Bu konu ile alakalı ülkemizde kurum ve kuruluşların, bakanlıkların var olması da ayrıca mutluluk verici fakat icraat yok maalesef.

            Ülkemizin aslında ne kadar önem verdiği bu konu üzerindeki hassasiyeti dolaylı olarak direk üç adet bakanlık sayabilirim. Çevre ve şehircilik bakanlığı, enerji ve tabi kaynaklar bakanlığı, orman ve su işleri bakanlığı. Görüldüğü üzere ülkemizde doğaya ve çevreye verilen hassasiyet bakanlıklarla güvence altına alınmıştır. Ama sadece bakanlıkların var olması da yeterli olmamaktadır. Çevremiz için bu saydığımız bakanlıkların entegre olarak çevre bilincini oluşturmalı ve topluma doğal kaynakların, su kullanımının, enerji kullanımının, ormanların önemini yani sayamayacağım bir sürü projeler hazırlayarak toplumu aydınlatabilir. Aynı zamanda proaktif önlemler almalı yani problem oluşmadan oluşabilecek problemlerin kaynağını tespit etmeli. Çevremiz, doğamız ve insanlık için geleceğimiz için duyarlı olmayı toplumun geneline anlatmalıyız. Daha temiz ve güzel bir dünya için herkesin elini taşın altına koyması gerekmektedir. Denizlerimiz kirlenmeden, su kaynaklarımız tükenmeden, ormanlarımız yok olmadan, doğamız kirlenmeden üzerimize düşen sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz. Geri dönüşümü özendirmeli ve plastik kullanımını azaltmalı denizlerimizi pisliklerden kurtarmalıyız. Bizler toplum olarak duyarlı insanlarız sadece yönlendirme ve özendirme faaliyetleri gerçekleşsin.