Hem Fayçal Fajr’in, hem Max Gradel’in yoklukları, her teknik adamın elini zayıf düşürecek ve  düşündürecek bir sorun…

Sivasspor takımının en iyi servisçisi Fayçal ile topu rakip kaleye en seri şekilde götüren Gradel’in yoklukları ve muadillerinin olmaması da, bu maç öncesi  rakip için önemli bir kayıptı…

Sivas takımının diğer eksikleri olan Felix, Ziya ve Frederik’i saymıyorum bile…

Bizim ligimizde de hatırı sayılır 5-6 iyi yabancı oyuncudan ikisi şüphesiz Sivasspor’un Fayçal Fajr ile Max Gradel’i…

Kim ne derse desin Sivas takımını sırtlayan 3-5 oyuncudan 2’si bu Afrikalılar…

Bunların bu maçtaki yokluğu aranacaktı…

Bu bir gerçek…

Ancak, Konyaspor yakaladığı bu hava ile Sivasspor engelini öyle ya da böyle yine de geçer diye düşündük!

Hem de Serdar Gürler’in ve Mpoku’nun yokluğuna rağmen…

Dolayısıyla Konyaspor, Sivasspor’a oranla hem saha avantajı adına, hem de oyuncu kalitesi adına bir adım önde başladı maça…

İlhan Palut, Serdar’ın yokluğunda son haftaların formda oyuncusu Konrad Michalak’a, Mpoku’nun yokluğunda ise Rahmanoviç’e görev verdi…

Gelelim gerçeklere…

Maçın başlaması ile iyi düşüncelerimiz taca çıktı…

Erken bir gol bulabilmek çok önemliydi bu maçta…

Ama gelişi güzel değil…

Topun sende kalması, topla çok oynaman önemli, ama rakip kaleye gitmen de çok önemli…

Sivasspor’un kapanan, bekleyen, kısıtlı olan gücünü ve direncini kırmanın yolu bu…

Yüksek toplarla değil…

İlk 45’te bütün yüksek topları armut toplar gibi topladı Sivas’ın güdük kalecisi…

Bu tür maçlarda golü erken bulamazsan, geçen her saniye sorunun ve paniğin büyümesi ve problem çözebilme şansının da zorlaşması ya da imkansızlaşması demek…

Hem İlhan Hoca’nın hem de oyuncuların bu futbol aklı tutmadı…

Sahaya kazanamazsak, kaybetmeyelim futbol aklıyla çıkan Sivasspor’un gömülü savunmasını yerden değil, ısrarla yüksek toplarla açma gafletine düştü temsilcimiz…

26’da Michalak’ın pozisyonu hariç, ürettiğimiz tek bir pozisyon yok ilk yarıda…

Bu yarıdaki top kayıpları ile de rakibe pozisyon verdik…

Ki, onlar da beceriksizlerdi ki, takımlar soyunma odasına 0-0’la girdiler…

İlhan Hoca, ‘ikinci 45’e Ahmet Hassan’la başlar’ diye düşündüm, ama 60’larda sahaya sürdü Mısırlıyı…

Hoş, o da sadece bir yüksek topla buluştu o kadar…

Mısırlı da çare olmadı…

Olmadı, çünkü Konyaspor’u organize oynatacak saha içi organizatörü yoktu…

Bu işi Amir yapacaktı, maalesef performansı yerlerde sürünüyor…

Ne toplu oyunda, ne de topsuz oyunda takıma katkısı yok Amir’in…

Dolayısıyla Konyaspor yönetimi, sol öne ve orta sahaya iyi bir 10 numara düşünsün…

Düşük ve yaratıcılıktan yoksun pas yüzdesi ile Amir, bırakın Avrupa’ya, Arap liglerine bile zor gider!

Başakşehir’in puan kaybettiği ikinci yarının ilk haftasında, Sivasspor’a yenilmek iyi olmadı…

Sıkıntılı günler geçiren Sivasspor’u yenerek daha derin bir krizin sokabilirdik, tam tersi oldu…

Yukarıda da dediğim gibi, Başakşehir takımının kaybettiği bir haftada, kötü oyun ve kötü sonuçla büyük balığı kaçıran taraf biz olduk.