Bir Fütühat Teşkilatının Hazin Sonu; Kapıkulları
Gerek ülkemizde, gerekse batı kamuoyunda Osmanlı Devleti hakkında en çok merak edilen konulardan birisi de Kapıkulları ve bunun kaynağını teşkil eden devşirme usulüdür. Konu ile ilgili tartışmalara açıklık kazandırabilmek için devşirme usulünün hukuki ve tarihi gerekçelerini bilmek gerekir. Kapı kulları tabirini kullanarak Osmanlı devlet memurlarının padişahın köleleri olduklarını ileri sürenler, açıkça Osmanlı'ya bühtanda bulunmaktadırlar.
Osmanlı devletinde pençik oğlanı, acemi oğlanı ve devşirme oğlanı ifadeleriyle bahsedilen Yeniçeri Teşkilatı merkezi ordudaki vurucu güçtür ve bu sebeple de Kapıkulu Ocakları denilen askeri teşkilatın çekirdek kısmıdır. Yeniçerilerin sahip oldukları iktisadi, sosyal ve idari imtiyazlardan dolayı, devletin yükselme devrinde görev almak Müslim, gayr-i Müslim herkes için bir şeref olmuştur. Zira devletin askeri ve mülki erkânın çoğu da bu ocaktan yetişmedir.
Osmanlı Devleti'nde Yeniçeri ocaklarına asker temin eden iki önemli kaynak vardır:
1-Pençik Oğlanları ve Acemi Ocakları
2-Devşirme Usulü ve Acemi Oğlanları.
Pençik Oğlanları ne demektir? Osmanlı Devleti, Acemi Ocaklarında kimleri hangi hakla toplamıştır? Kanunla mı yoksa keyfi mi yapmıştır?
İslam'a göre savaş esirleri ganimetlerden sayılmaktadır. Ganimetin beşte biri ise, Kuran'ın emriyle devlete aittir. Devlet, bu beşte birlik hakkında, kamu yararına uygun olarak istediği gibi tasarrufta bulunur. İşte genel olarak Osmanlı hukukunda devletin bu beşte birlik Kuran'la sabit olan hakkına Farsça olarak penç-yek(1/5) ve halk dilindeki ifadesiyle pençik adı verilmiştir. İslam Hukukuna göre, savaşlarda elde edilen esirler hakkında yapılacak muamele hususunda Müslüman devlet idaresi şu seçimlik haklara sahiptir:
1-Savaş hukukunun gereği ve İslamiyet'i yaymak gayesiyle gerekiyorsa devlet reisi onları öldürtebilir.
2-Müslümanlara hizmet etmeleri için onları köle olarak kullandırabilir.
3-Onlarla zımmilik anlaşması yapabilir.
4-Hanefi mezhebinde tartışmalı olmakla birlikte, bedel(fidye) karşılığı salıverebilir.
I. Murad Hüdavendigar, büyük hukukçu Karamanlı Rüstem'in teklifi ve Çandarlı Kara Halil Efendi'nin meşruiyetini izah etmesi üzerine, harpte esir alınan erkeklerden beşte birini devlet hesabına ve asker ihtiyacını karşılamak üzere almayı kanun haline getirmiş ve bu tarihten sonra, bu usule dile kolay bir telaffuzla pençik adı verilmiştir.
Osmanlı Devleti, esirleri köle yapmak veya Avrupalılar gibi satmak yerine, hem onlara bir nevi yarı hürriyetlerini kazandırmış, hem de kendi rızalarıyla Müslüman olmalarını sağlamıştır. Bu şekilde devşirilen pençik oğlanlarının, zulümle ve haksızlıkla alakası yoktur. Ancak duraklama ve gerileme dönemlerinde birçok müessesenin bozulduğu gibi bu müessesenin de bozulduğunu, çığırından çıkarıldığını görüyoruz.
Devşirme usulü nereden çıkmıştır? Çocuklar ailelerinden zorla mı alınmışlardır?
Devşirme sisteminin başlama nedenlerini şöylece özetlemek mümkündür:
1-Yıldırım Bayezıd'ın Ankara mağlubiyetinden sonra fetihlerin duraklaması, hatta muvakkaten gerilemesi sebebiyle yeniden esir elde edilememesi acemi oğlan ihtiyacını artırmıştır.
2-Ayrıca bugün Amerikan ordusunda asker olmak için can atan üçüncü dünya ülkesi vatandaşı insanların mevcut olduğu gibi, o günün tek süper gücü olan Osmanlı devletinin en önemli ordusu olan Yeniçeri Teşkilatında görev almak için Müslüman ve Hıristiyan çevrelerden talepler gelmeye başlamıştır.
3-Bir diğer hususta gayr-i müslimlerin askerlik edemeyişleri ve buna karşı cizye vergisi ödemeleri söz konusu olduğundan, gayr-i müslimler ve özellikle Osmanlı hayranı Bulgar, Arnavut, Bosnalı ve Ermenilerin Osmanlı Ordusunda görev alma arzuları gittikçe artış göstermiştir.
İşte bu sebeplere dayanan Osmanlı Devleti, belli bir kanun ve kaide çerçevesinde, sadece gayr-i müslim Bulgar, Arnavut, Bosna yerlileri ve Ermenilerden, rızaları dahilinde, her kırk haneden bir tane 14 ila 18 yaş arasında genci, Osmanlı Ordusunun temelini teşkil eden Yeniçeri Teşkilatına girmek veya Saray'da önemli vazifeler yapmak üzere devşirmeye başlamıştır. Bu usule 'Devşirme' denmiş, Kanunnamesi hazırlanmıştır.
Yeniçeri Teşkilatına ve Saray'a girmek önemli bir şeref olmasından, yetenekli olanlarının askeri ve mülki makamlarda yükselmelerinden dolayı gayr-i müslim gençler ve aileler iştiyakla teşkilata girmek istemişlerdir. Diyarbekir, sonradan Mısır Beylerbeyi olan Hüsrev Paşa, Mimarbaşılığa yükselen Mimar Sinan, Sadrazam olan Sokullu Mehmet Paşa devşirme yoluyla bu görevlere yükselmişlerdir.
Bu devşirmeden kasıt, rızası dairesinde kalmak şartıyla önce Müslüman Türk ailelerin yanına verilerek Müslümanlaştırmak ve Türkleştirmektir. Ancak bunun zorla yapıldığına dair herhangi bir şikâyet söz konusu değildir. Belki devşirmeye tabi olmayan Yahudi, Rus ve Rumlardan neden bizlerden almıyorsunuz? diyerek sitemler gelmiştir. Pek tabii ki gerileme dönemlerinde devşirme sistemi de bozulmuş, zaman zaman bazı zulümler vukua gelebilmiştir. Bütün işlerde olduğu gibi insan unsurunun girdiği bu işte de bazı suiistimaller yaşanmış olabilir. Yine Müslüman ailelerin yanına verilen devşirmeler iyi bir dini eğitim verilmediğinden dolayı teşkilata girdikten sonra boyunlarından haç çıktığı kaynaklarda belirtilmektedir.
Devşirme usulü nasıldı? Acemi Oğlanları nasıl yetiştiriliyordu ve bu düzen nasıl bozuldu?
İhtiyaca göre üç beş senede bir ve bazen daha uzun fasılalarla Hıristiyanlardan(Yahudilerden alınmazdı) 14-18 yaş arasındaki çocukların gürbüz ve sağlam olanlarından alınırdı. Evvela Arnavutluk, Yunanistan, Bulgaristan, daha sonraları Sırbistan ve Bosna-Hersek'ten, Macaristan'dan 15.Yüzyılın sonlarından itibaren yavaş yavaş Anadolu'daki Hıristiyan tebaadan, 17.yüzyılda ise umumi olarak bütün Osmanlı memleketlerindeki Hıristiyan tebaadan devşirme alındı. Acemi Ocağında askeri ve mesleki eğitim görenler, kabiliyetlerine göre Yeniçeri Teşkilatına, Enderun Mektebine veya başka yere alınırdı. Bunlardan sadrazam, paşa, sancakbeyi vb. mülki ve askeri makamlara yükselenler çoğunluktaydı.
Osmanlı Devletinin önce genişlemesine ve sonra da gerilemesine sebep olan Yeniçeri Ocağı 465 yıllık uzun bir ömürden sonra 1241/1826 yılında ilga edilmiştir. Ocağın ilga edilişine tarihte Vak'a-i Hayriye adı verilmiştir.
465 yıl, Osmanlı Devletinin zaferden zafere koşmasında, Müslümanların can, mal ve ırzlarının korunmasında ve kısaca 24 milyon km2'lik Osmanlı diyarının fethedilmesinde büyük payı olan Yeniçeri Ocağı tamamen çürümüştü. Yeniçeri Ocağına yaklaşık 200 senedir vasıfsız insanlar alındığından, bu ocağın kanunları ayaklar altına alınmıştı. Ve en önemlisi de Yeniçeri Ocağı artık askerliği bırakıp siyasete, servete ve sefahate bulaştıklarından dolayı, son Rus Harbinde patır patır dökülmüşlerdi. Padişahta, devlet ricali de hatta yeniçeri ağaları da teşkilatın miadını doldurduğunu düşünüyorlardı.
Sultan II. Mahmut zeki bir devlet adamıydı. 17 yıl sabırla bekledikten ve yeni bir teşkilat oluşturduktan sonra ilga fetvasını alarak Ocağı top ateşine tutturdu. Halk ve yeni asker Aksaray Meydanına geldiler. Binlerce yeniçeriyi katlederek ocağı tasfiye ettiler.
Yeniçeri Ocağının günümüze verebileceği birçok mesajının olduğu aşikâr!Değişmeyen tek şey değişimdir. Tarih tekerrürden ibarettir. Biz de bunların derin tefekkürünü sizlere bırakıyoruz.