2015 yılına girdiğimiz bu günlerde ekonomiye ilişkin veri açıklanma hızında biraz yavaşlama olsa da 2014 yılı değerlendirmeleri bu boşluğu gidermiş gibi görünüyor.

Yeni yılın başlangıcında genelde geçtiğimiz yıl ile ilgili bir takım ekonomik gelişmelerin yorumu yapılır. Ancak bu hafta farklı bir yaklaşım sergileyip, belki de bundan sonraki haftalarda da takip edeceğim, bir dizi analizler ve yorumlar yapmayı tercih ettim. Belki de ekonomi, tercihler ve seçimler bilimi olduğundan beni yönlendirdi. Bilemiyorum...

Şimdi sizinle yöntemimi kısaca paylaşayım. Basit bir yöntem olduğunu ama yorucu olduğunu da belirtmeliyim. Geçtiğimiz hafta boyunca ekonomi üzerine gazete ve dergilerde çıkan bütün yazıları elimden geldiğince derlemeye ve kategori etmeye çalıştım. Hocam senin işin mi yok! demeyin. Çok fazla da işlerim var. Fakat bunu yaptım çünkü ülkemizde böyle bir analize de ihtiyaç duyulduğunu hissettim. Karşıma güzel sonuçlar da çıkmadı değil ve bu sonuçları sizlerle paylaşmayı istedim.

Kabataslak unuttuğum olabilir ama 66 tane ekonomi üzerine yazı yazan köşe yazarı olduğunu gördüm. Ekonomi üzerine kendimce daha fazlası da olabilir 30 başlık altında bunları topladım. İçlerinde hangi konular yok ki; genel ekonomik konular, beklentiler, sektörler, dış ticaret, işsizlik, büyüme, teknoloji (girişimcilik, inovasyon vb.), kentsel yaşam, inşaat, kriz, tasarruf, para politikaları, dünya ekonomisi, endeks değerlendirmeleri vs. Tabi bunları farklı şekilde kategorilerde de gruplandırabiliriz. Geçen hafta, takip edemediğim de olabilir, yaklaşık olarak 130-170 arasında köşe yazısı yayınlandı. Hocam sen herhalde şaşırdın Google mı kesildin başımıza dediğinizi duyuyorum. Biraz daha sabır...

Sonuçlara gelince, en fazla yazılan ekonomi konulardan başlarsak, malum yeni yıl arifesi genel ekonomik değerlendirmeler kategorisinde 15 yazı, 2015 beklentiler kısmında 10 yazı, mevzuatlar-vergiler-kamu maliyesi kısmında 9, dış ticaret ithalat-ihracat-döviz gelişmeleri ile alakalı 8, sektörel (daha çok sanayi ve hizmetler ile alt sektörler) gelişmeler 7, tek başına tarım 6, siyasi ekonomi eleştirileri 5 diye liste uzayıp gidiyor.

Üzerinde çok az konuşulan konular ise, yerel gündem ekonomileri, işsizlik, araştırma-istatistik-karşılaştırma, kent ekonomisi, altyapı ekonomisi, gelir dağılımı, yoksulluk. Tabi bu listeye hiç değinilmemiş konuları da ekleyebiliriz. Mesela bölgesel farklılıklar, sürdürülebilir iyi kalkınma, aile ekonomisi, tüketim, tasarruf vb konular.

Sizce de bu tabloda gariplikler yok mu?Asgari ücret sadece yılın sonunda, zam pazarlığında mı gündeme gelmeli? Öncelik genel işsizlik sorunu olmak üzere genç işsizlik, dezavantajlı kesimin işsizliği, kadınların istihdamının azlığı ve diğer kronik işsizlik türleri neden gündemde yer bulamadı? Tarım kesiminin sorunları sadece birkaç köşe yazarının yazması beklenen sorunlar mı?

Siyasetin ekonominin önüne geçtiği her durumda ekonomik sorunların küçüldüğü değil görmezden gelindiği görülür.

Güzel olduğunu düşündüğüm bir iki yazıyı okumanızı tavsiye ile bu haftaki yazımı sonlandırmak isterim.  21 Aralık günü Hasan Coşkun tarafından kaleme alınmış bir köşe yazısında dile getirilen, çekirdek işletmeler için mini kümelenme çalışması "Dostlarımız Desteğimiz" projesini okumanızı tavsiye ederim. Mehmet Uğur Civelek'in 31 Aralık günü kaleme alınan "Her son yeni bir başlangıçtır!" köşe yazısını da en iyi değerlendirmeler arasında gösterebilirim, mutlaka okuyun.

Haftaya görüşmek üzere...

Not:Her iki köşe yazısına da (www.dunya.com) internet adresinden ulaşabilirsiniz.

           

 

Yrd. Doç. Dr. Bülent DARICI

[email protected]