Bundan 101 yıl evvel Çanakkale'de amacına ulaşamayan İngilizler başta olmak üzere sömürgeci Hristiyan Batı'nın Türkiye ile hesaplaşması bitti mi zannediyorsunuz. Yıllar, asırlar geçse de onlardaki düşmanlık değişmedi. Sadece harp teknikleri değişti.  Yıllarca narkozu ülke insanına uzantıları eliyle verdi. Uyuşturduğu millet artık uyanmaya başladı. Bizim dini değerlere yeniden dönüşümüz onları kudurtmaya devam ediyor. Bundan sonra maşaları eliyle, terör örgütleri ve yumuşatılmış İslam Projeleriyle ülkemizi parçalamak, milletimizi bölmek için tüm güçleriyle açtıkları post modern Çanakkale cephelerinden saldırmaya devam ediyorlar. Şimdi boğaza dayanan cehennem kusan zırhlı Elizabethler, Oceanlar yok. Ama yetiştirip beslediği terör örgütleriyle eliyle ülkemizin bağrına hançerleri saplamaya devam ediyorlar. 

İnsanlardaki ideolojik taassup hangi boyutlara ulaşmış. İngiliz'i, İsrail'i, Rus'u ve teröristleri sevecek kadar gözleri dönmüş, gemi azıya almış maalesef yerli hainlerimiz türedi. İnsanlar hata edebilir. Yanlış yapabilirler. Kimse hatadan beri değildir. Kimse eleştirilmeyecek kutsanmış tabu değildir. Herkes medeni tepkisini ortaya koyabilir. Ama tüm düşmanlıklar vatan haini olmayı gerektirmez.  Biz milletimizin ve devletimizin bekasını hedef alan her türlü dâhili ve harici düşmanlığın karşısında olmalıyız. Batı zaten bizi düşman kabul etmiş bunlardan bir merhamet beklemiyoruz. Kendi yaramızı ve acımızı ancak kendimiz sararız. Hepimiz bu vatan için canlarını feda etmiş şehitlerin evlatlarıyız. Ecdadımızın kavgasını verdiği düşmanlarımızı iyi tanımalıyız.

Mehmet Akif ERSOY Çanakkale yıllarında Berlin'de iken Almanlara esir düşen kampta Müslümanlarla görüştü. Akif'i gören Hindistanlı, Cezayirli, Senegalli Müslümanların feryatları ciğerleri parçaladı. Hele bir Tunuslunun Akif'e seslenişi vardı. Yıllar geçse de bu ses Akif'in kulaklarında çınladı: "Bu İngilizler bizi en ön safa ateş hattına yerleştirdiler. Bunlar sizi yıkıp parçalamak için zora ve şiddete başvurmayacaklar. Memleketinizde bitmez nifaklar, fesatlar, isyanlar, kıyımlar çıkaracak ve etrafınızdaki hükümetleri aleyhinize kışkırtacaklar. Kanınızı, iliğinizi kurutmak isteyeceklerdir." 

Belçika'nın başkenti Brüksel'de terör çadırı kurulmasına izin veren zihniyet Batı'nı apaçık yüzünü gösterir. Brüksel'de patlama olduktan sonra da bayrakları yarıya indiren Avrupa'nın kendi âlemlerinde tek bir millet olduğunu gösteriyor. Ankara'da iki defa patlama olduğu halde birçok masum insanımız hayatını kaybettiği halde Ankara için yas tutan, bayrağını yarıya indiren olmadı. Terör ne zaman kendilerini vurdu; yine birlik olup Müslümanları suçladılar. Dünya âlem biliyor ki DAİŞ terör örgütü kendilerinin besleyip palazlandırdığı bir örgüttür. Masum insanların öldürülmesine asla sevinemeyiz. Terörün her türlüsünü dinimiz reddetmiştir. Hiçbir terör faaliyeti hak arama mücadelesine mazeret olamaz. Hâlbuki Brüksel'de çadır kuran teröristleri zararsız gören, onlara kucak açan bir zihniyet başka bir terör örgütünden niçin rahatsız olsun. Herkes bilir ki, bu olay bahse konu olan iki örgütün paslaşması sonucu gerçekleşmiştir.

Batı'nın kan kokan medeniyetindeki ayırımcılık yeni bir olay değildir. Filistin-Gazze'de katledilen çocuklar, Mısır'da öldürülen binler, yakın geçmişte Bosna-Hersek'te olan katliamlar onları hiç rahatsız etmedi, ekmeklerini kursaklarından koymadı. Niçin kendi rahatınız önemli de başkalarının acı ve zulüm görmesi sizi rahatsız etmez.  Nasıl bir vicdan vardır ki size adaletli olmayı telkin etmez. Yeryüzünde meydana gelen acı ve hüzünler hiç rahat ve konforunuzu etkilemez mi? 

"Akşam beş çayını İstanbul'da içeceğiz" diyen Amiral Hamilton artık bu isteğini torunlarına bıraktı. Onlar hala hayranı oldukları İstanbul'un boğazında akşam çayını içmeleri sevdasından vazgeçmediler. Şu anda yeni bir Çanakkale harbi ile karşı karşıyayız. Zaman, uyanık olup vatanımızı savunma adına Seyyid Onbaşı ve Yahya Çavuş olma zamanıdır.  Feraset ve basiret sahibi olup dostunu ve düşmanını tanıma zamanıdır. Çevreni etrafını Müslümanca görme zamanıdır. Tövbe edip, İngilizlere hizmet etme sevdasından vazgeçme zamanıdır. Kendi milli değerlerimiz doğrultusunda düşünmeyi ve fikir üretmeyi öğrenmeliyiz. Rabbim bizleri dinine, vatanına milletine sahip çıkan ve düşmanlarına karşı gerekli kuvvet hazırlayanlardan eylesin.