Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ulusal güvenliğimizi tehdit eden unsurları ortadan kaldırmak için başlattığı Fırat Kalkanı Hareketi önemli bir devreye girmiş durumda. 

Suriye'nin kuzeyinde Türkiye'yi tehdit eden İŞİD, DAEŞ, YPG gibi terörist unsurları yok etmeye başlayan şanlı ordumuz, bir taraftan da bölge halkının can güvenliğini sağlıyor...

Fakat birileri bu başarıdan rahatsız!

Türk Ordusu'nun varlığı hoşlarına gitmiyor. 

Dikkat edin Türk Ordusu, kritik bölge El Bab'ı almak için harekete geçti, İstanbul'da, Kayseri'de bombalar patladı, iki Türk askerinin yakıldığıyla ilgili propaganda videosu paylaşıldı...

Amaç ne peki?

Türk Milleti içinde kargaşalık çıkarıp Türkiye'nin bölgeden geri çekilmesini sağlamak. 

Akıllara başka bir şey gelmiyor...

Fakat şunun farkındayız ki Türkiye, Fırat Kalkanı ile büyük bir oyunu bozdu. 

Türkiye üzerinden bölgesel yeni haritalar çizenler, 15 Temmuz'da olduğu gibi şaşkınlık yaşadı. 

Şu anda da El Bab ve Münbiç şaşkınlığı yaşıyorlar. 

El Bab, çok kritik bir kavşak olarak stratejik öneme sahip. 

Bu bölgeyi teröristler eleman getirmek için ana güzergah olarak kullanıyor. 

Bölge alındığı takdirde Musul ve Rakka'da taarruz altında kalan IŞİD'in daha da zayıflamasına yol açacak. Örgütün elinde Rakka dışında önemli bir merkez kalmamış olacak. 

90 kilometre uzunluğundaki IŞİD'den arındırılmış bölgenin derinliği de 30 kilometreye kadar çıkacak. 

Özgür Suriye Ordusu, rahatlamış olacak. 

En önemli ise Türkiye, PYD'nin Afrin ve Kobani kantonlarını birleştirme arzusuna darbe indirecek. 

El Bab'tan sonra terör örgütü PKK uzantısı YPG'nin elinde bulunan Menbic'in de alınmasıyla sözde Büyük Kürdistan hayali tarihe karışacak...

İşte bugün bölgeden çıkmamızı isteyenlerin rahatsızlığı bundan. 

İsrail'i rahatlatmak, kendine bağlı yeni devletlerin kurulmasını sağlamak için yapılan planlara karşı Fırat Kalkanı, her şeyi altüst etti. 

Hayallerine ulaşamayacakları için Türk Milleti'nin moralini bozmak, milli birliği ortadan kaldırmak, hükümete karşı, devlete karşı isyan hareketleri başlatmak için bombalar patlatılıyor, propaganda videoları yayınlanıyor. 

Ama maalesef birileri bu oyuna geliyor ve arkasına bakmadan ahmakça belki de bilinçli olarak milli birliğe karşı sosyal medya hesaplarından devletin politikalarını eleştiriyor...

***

Asker yakılmasıyla ilgili video ne kadar gerçek! 

Resmi bir açıklama yok, birileri çekiyor, görüntüye biz de sazan gibi atlıyoruz. 

Video o kadar profesyonelce hazırlanmış, tam bir film sahnesi. 

Amerika'nın oyunundan başka bir şey değil. 

Amerikan hükümeti propaganda cephaneliğinde her daim Hollywood yapımı filmleri kullandı.

Terörün oluşturduğu kabusu, anlamsız bir şekilde gaddarlık unsurlarına odaklanarak gösterdi. 

Savaşın tüm karmaşıklığını, dehşetini, trajedisini gerçekçi bir şekilde aktardı. 

İkiz Kulelerde, Afganistan'da, Irak'ta geçmişte Vietnam'da, Kore'de, Filipinler'de, Afrika'da bunu gösterdi. 

İşgal için önce dramatik montaj görüntülerini piyasaya sürdü, dünyayı savaşa hazırladı ardından milyonlarca kişiyi katletti. 

Katledilenleri düşünmedik çünkü propaganda videoları karşısında öyle öfkelendik ki önemsemedik soykırımları. 

Buna karşın Hollywood'daki aynı film şirketleri Irak’ta ölen neredeyse 1,5 milyon kişiden hiçbirini veya Amerikan askerlerinin yuvalarına cesetlerinin dönmesini göstermedi. 

Hollywood’un propaganda filmleri yoluyla Amerikan hükümeti onlarca kuşağı kendi kanlı ve pis savaş ihalesi için manipüle etti.

Onun için Amerikan karar alıcıları açısından Hollywood, ABD’nin askeri, ekonomik ve siyasi güç unsurları dışında, cephaneliğinin dördüncü büyük gücünü oluşturmuştur.

***

DAEŞ'in servis ettiği iki Türk askerinin yakılmasıyla ilgili video da Amerika'nın propaganda çekimlerinden biridir. 

Nasıl ki bölgedeki savaşı tetiklemek için benzer şekilde başı kesilen İngiliz gazeteci, Amerikan askeri kılığında videoları dünyaya servis ettiyse aynı şekilde Türk Milleti içinde infial oluşturmak için profesyonelce çekilmiş saçma bir görüntüyü yaymıştır. 

İçeriği ise inanılmayacak kadar kötüdür. 

Bir kere sözde iki askerin konuşmasına bakıldığında bu durum ortaya çıkar. 

İfadeleri aynen PKK'nın benzeridir. 

Diğer yandan hiçbir onurlu Türk Askeri, öleceğini bilse de devletine ve hükümetine sövmez, eleştirmez. 

Oradaki kişilerin ise asker olmayıp İŞİD/DAEŞ'le bağlantılı oldukları da ortaya çıktı. 

Videodaki görüntüler arasındaki geçişler, efektler tam bir kurgunun görüntüsü. 

Görüntünün arka yüzüne bakmayan biri için inandırıcılığı yüksek, gerçekte ise kurgudan ibaret...

Durum böyleyken videonun gerçek olduğunu sanıp paylaşmak, işte Suriye bataklığında yaşadığımız gibi ifadeler kullanmak, Devlet'i eleştirmek Amerika ve İsrail'in piyonu olmaktan öteye gitmez. 

Ahmak olmayalım. 

Sadece İŞİD/DAEŞ değil dünyadaki hiçbir askeri veya terörist güç Türk Askerini yakmaya cesaret edemez. 

Böyle bir ahmaklığı da yapmaz. 

Ancak nedense içimizdeki bazıları ahmakça videolara inanıp veryansın ediyor. 

Akıllı olmakta fayda var. 

Biraz mantık kullanıp olaylara yaklaşırsak bu tür işlerin arkasında ABD oyununu görmüş oluruz.

Yarın görüntüler kelle kesme olayında olduğu gibi kurgu çıkarsa şaşırmayın.

Tabii şehitlerimiz oluyor, yüreğimizi yanıyor ancak devletimizin bekası, milletimin varoluşu, son vatan toprağı Anadolu'nun geleceği için mücadele etmemiz gerekmez mi?

Her şeye gözümüzü kapayıp, yanı başımızda ne olduğunu görmeyelim mi?

Türkiye'yi ateş çemberi içinde kıskaca almaya çalışanlara karşı sesimizi çıkarmayalım mı?

Büyük bir oyunu bozuyoruz ve bölgede oyun kurmaya çalışanların şaşkına çevirmiş durumdayız. 

Ahmak olmayalım, zafer yakın!