Her gün bildiğimiz ve bir o kadar da bilmediğimiz kadına şiddet gerçekleşmekte. Sadece ülkemiz de değil  dünyanın her yerinde olmakta fakat ülkemiz de diğer ülkelere göre biraz daha fazla gerçekleşmekte. Bu şiddet dediğimiz olay sadece fiziksel olarak değil, psikolojik olarak da gerçekleşiyor. Kimisi eşi onu boşadığı için ölüyor sokağın ortasında, çocuklarının gözleri önünde, kimisi giydiği düzgün kıyafetleri ‘birilerince düzgün bulunmadığı için’ ya da İslam’a aykırı giyindiği gerekçesi gösterilip otobüste tekmelenebiliyor, yüzüne tokat yiyebiliyor.Kimisi de dolmuşta tek kaldığı bir sıra da, emniyete yapılan o kadar şikâyete rağmen herhangi bir önlem almadığı bir dolmuşta, önce şoförün tacizine uğrayıp ardından elleri kesiliyor, yakılıyor… Ya da öz abisi tarafından tecavüze uğruyor. O kadar çok ya da ya da denilecek olay gerçekleşiyor ki bu dediklerim sadece bir kaçı... Bir bu kadar hatta bundan da fazla, her biri hiçbir mantık kurallarına uyamayan gerekçelerle yapılan şiddetler var ki saymakla  bitmez. Peki, bizler bunları görüp, duyup üç maymunu oynamaktan, benim başıma gelmez demekten ne zaman vazgeçeceğiz? Susmaya, duymazlığa ve görmemezlikten gelmeye ne kadar daha devam edeceğiz. Vicdanımız nereye kadar dayanabilecek bu duruma? 

İlkokuldan itibaren bir kadına karşı davranışlar adıyla ya da başka bir adla bir ders okutulmalı. O derste her bir kadının bir anne adayı olduğu, kadına şiddetin ne kadar kötü bir şey olduğu, ne olursa olsun hiçbir şey şiddetin ya da tacizin nedeni olamayacağı öğretilmeli. Atalarımız boşuna dememiş ağaç yaşken eğilir diye. O yaşlardan öğretilmeli şiddetin ne kadar kötü bir şey olduğu. Sadece erkek çocuklarına değil, kız çocuklarına da öğretilmeli onların ne kadar özel olduğunu ve hiçbir zaman, hiçbir erkeğin ondan üstün olmadığı, olamayacağı. Gerçi o yaşlar da bir çocuğun dünyasında şiddete pek rastlanılmaz ama yine de öğretmek gerek. Özellikle de kadına karşı şiddetin kötülüğü. Denk gelmişsinizdir internette, birkaç erkek çoğuna  bir kıza güzel şeyler söylenmesi söyleniyor ve onlar da  söylüyor ve en son onlara o  tokat atması söyleniyor ve hiçbiri tokat atmıyor o kıza… Çünkü biliyorlar kızlara vurulmayacağını. Çünkü biliyorlar kadına şiddetin ne kadar kötü bir şey olduğunu... O yaşlar da bir çocuk  bile kadına şiddetin çok yanlış bir şey olduğunu düşünebilecek akla sahipken günümüz de bazılarının aklı maalesef o kadar ince düşünemiyor.

Hepimiz kadına şiddete karşı uyanmak için  görünmez bir alarm kurduk fakat hep erteliyoruz. Erteledikçe farkında olmadan bir kadının daha hayatına, hayallerine mâl oluyoruz. Artık buna bir son vermeli ve kadına şiddete karşı uyanmak için kurduğumuz alarmlarımızı daha fazla ertelememeli ve uyanmalıyız. Daha güzel günlerde yaşamak, daha iyi koşullar da yetişip, gelişebilmek için kadına karşı şiddetin önüne geçmeliyiz. Bu hayatta yaratılan her insan özeldir şüphesiz ama kadınlar biraz daha özeldir. Çünkü kadının mutlu olduğu yere kötülük asla yaklaşmazdı.