Bir bireyin yaşamının %30’u uykuda geçmektedir. Uyku, yemek yemek, nefes almak gibi hayatı sürdürebilmek için mutlaka olmalıdır. Bunun yanında uyku, sinir sisteminin sağlıklı çalışması, büyüme ve gelişmeyi sürdürmek için temel yapı taşıdır. Her gün işlerin yapılması, fiziksel ve zihinsel sağlık üzerinde de uykunun rolü çok önemlidir. Kısalmış uyku süresi, günlük fiziksel performansa, bilişsel performansa etki eden, kaza ve yaralanmalara sebebiyet veren ve genel sağlığı etkileyen en önemli faktörlerden birisi olarak kabul edilir. Yapılan çalışmalarda kısa uyku süresinin vücuttaki bağışıklık sistemini olumsuz etkilediği ve inflamasyona neden olduğu gösterilmiştir.

Uyku saatlerimiz hem besin tercihlerimizi hem de öğün saatlerimizi etkilemektedir. Sağlıklı bir yaşam için beslenme, fiziksel aktivite ve uyku en önemli etkenlerdir. Sağlıklı bir yaşam için hem de kilo kontrolü için uyku saatlerimiz önemlidir. Uyuduğunuz saat ve ne kadar uyuduğunuz ne tüketeceğinizi ve ne zaman tüketeceğinizi belirliyor. Gece geç saatte tüketilen öğün sabah daha geç kahvaltı yapmanıza sebebiyet gösterecek ve gün içerisindeki diğer öğün saatlerinizi aksatacaktır. Bu da dengesiz beslenme örüntüsüne yol açar.

Melatonin hormonuyla birlikte gece geç saatlerde yemek yemeleriniz artabilir. Melatonin hormonu vücudun gece gündüz farklılıklarına uyum sağlamasında görev yapar. Karanlıkta salgılanan melatonin gece en yüksek seviyelerine ulaşır. Bu hormon gündüz salgılanmaz. Gece hava karardıktan sonra uykumuzun gelip sabah gün ışıklarıyla uyanmamızın nedeni de budur. En verimli uyku 23.00- 04.00 arası olmasının sebebi en fazla melatonin hormonunun salgılandığı zaman dilimidir. Bu saatlerde uyumayan bir birey daha çok yemek yemek isteyebilir. Bazen uyku saat aralıkları doğru zaman olmadığı için yeterli düzeyde uykuyu alamamış ve daha çok yemeye yönelmiş olduğunuzu görebilirsiniz.

Bir araştırmada daha az uyuyan bireyler geç kahvaltı ettiği için akşam daha yüksek besinleri tüketmeye yöneldikleri şeklinde bir sonuç elde edilmiştir. Uyku periyodunu düzenlediğimizde daha düzenli öğünler yapmaya ve sağlıklı tercihler yapıldığı görülmüştür. Hormonel denge sağlandığında daha düzenli fiziksel aktiviteniz olduğu görülür.

Uyku bozuklukları, günlük yaşamdan fiziksel ve zihinsel performansa kadar pek çok alanda olumsuz etkileri olabilen sağlık sorunlarıdır.

Yeterli ve dengeli beslenme yaşam sürdürmek için değil vücudun optimal şekilde çalışabilmesi için gerekli olan bir ihtiyaç olduğu araştırmalarda kanıtlanmıştır. Diyetin uyku süresini etkilemesinin yanı sıra, uyku süresinin de vücut dengesinde oluşturduğu olumsuz durumlar kısa uyku süresinin kronikleşmesi ile bireyleri sağlıksız beslenmeye yöneltmekte ve bir kısır döngü oluşturmaktadır. Uykunun besin tercihlerinden etkilendiği yapılan çalışmalar ile kanıtlanmıştır.

Yapılan başka bir araştırma da geç saatte uyumanın fast food tüketimini fazlalaştırıp sebze tüketimini azalttığı ve fiziksel aktiviteler ile bağlantısı olduğu netlik kazanmıştır. Araştırmalara göre geç saatte uyumak daha kalitesiz beslenmeye ve obeziteye yol açabildiğiyle ilgili öngörüler ortaya konulmuştur. Geç saatte uyumanın ve kronik uykusuzluğun gece besin tüketimini artırarak kilo alımı eğilimin tetikleyebileceğini ortaya koymuşlardır.

Bu evre de şu soruları hemen anımsayın, açmışınız yoksa uykusuz mu? Evet uyku ile beslenme arasında büyük bir ilişki olduğunu bu araştırmalar netlik kazandırmıştır. Bireyin, uykusuz kalması vücuttaki endocannabinoids adlı bir kimyasalı uyardığı için, bu kimyasal tatlı, tuzlu ve yağlı şeyleri yeme isteğinin artmasına sebep olduğu gibi, uykusuz kaldığınızda aslında fiziksel olarak aç olmasanız bile açlık hissedebileceğinizi ortaya çıkarıyor.

Uyku ve beslenme gün içindeki konsatrasyonunuzu, motivasyonunuzu etkiler. Uykuyu zorlaştıran besinleri uykuya yakın saatlerde tercih etmekten kaçının, yağlı ve şekerli besinler, baharatlı ve ağır besinler yerine daha hafif uykuyu düzenleyici veya uykuyu geçişi kolaylaştıran besinler tüketebilirsiniz. Bunlarda süt, muz, badem gibi besinleri tercih edebilirsiniz. Papatya çayı, lavanta, melisa ve nane çayı tüketilerek uyumaya eğilim gösterebilir.

Laboratuar çalışmalarında az uyuyan kişilerin vücut sıvılarının düştüğü belirlendi. Bu düşüş, enerji harcamasının azalmasına sebep oluyor.

Beden kütle indeksi (BKİ), obezite ile uyku süresi arasındaki ilişki üzerine bakıldığında, uyku süresinde olan değişikliğin çeşitli yollarla beslenme ve vücutta ''vücut ağırlığının kontrolü, besin tüketiminin kontrolü, kan şekeri, kolesterol ve trigliserit düzeyi gibi'' parametreleri etkilediği birçok araştırmalarla kanıtlanmıştır. Kısa uyku süresinin ise artan hipertansiyon, diyabet, psikolojik hastalıklar, kardiyovasküler hastalıklar, insülin direnci ve obezite riski ile ilişkili olduğu bugün her yerde bu hastalıkları ortaya çıkardığıyla ilgili uyarılar yapılmıştır.

Sonuç olarak, vücudun düzgün çalışması için düzenli uyku illa ki olması gerekiyor. Uyku, beynin ve vücudun dinlenmesine, iyileşmesine izin verir. Doğru beslenme ve sağlıklı bir vücut için uyku elzemdir.