Konya Büyükşehir ve Merkez İlçe Belediyeleri ve Başkanları, Allah var iyi çalışıyorlar ve bunun geri dönüşünü de bir şekilde alıyorlar…
Örneğin Konya Büyükşehir Belediyesi ve Başkanı Uğur İbrahim Altay…
Merkez İlçe Belediye Başkanları ile iyi bir takım oluşturmuş, çıktıkları her maçı kazanıyorlar…
Bu takımın kaptanı kuşkusuz Uğur İbrahim Altay…
Siyasette ve Belediyecilikte tecrübe önemli…
Selçuklu Belediye Başkanlığında yaptığı başarılı işler, kendisine Büyükşehir Belediye Başkanlığının yolunu açtı ve takım arkadaşlarıyla birlikte, yani Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı ve Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş’la el ele, omuz omuza “içinde yaşadıkları” ve “içlerinde yaşattıkları” Konya’ya hizmet ediyorlar…
Özellikle Uğur İbrahim Altay, siyaset ve belediyecilik konusunda “usta” konumunda, çünkü işiyle alakalı bilgi birikimi olan bir siyaset adamı…
Uğur Başkanın, Selçuklu ve Büyükşehir’de başarılı olmasının altında yatan gerçek, bilgi ve birikimli olmasından kaynaklıdır…
Yaşının da genç olması, onun en büyük avantajı…
Bunu da ıskalamamak lazım…
Belediye Başkanlığı, gelişen ve genişleyen şehirlerin ihtiyaçlarını ve o şehirde yaşayan toplumun beklentilerini karşılayabilme sanatıdır…
Uğur Başkanı bir adım öne çıkaran da budur…
Belediyeciliğin veya siyasetçiliğin bir okulunun olduğunu sanmıyorum…
Belediye Başkanlığı apoletini taşıyanlar, mutlaka önemli okullarda, üniversitelerde dirsek çürütmüşlerdir…
Örneğin Uğur İbrahim Altay…
Kendisi Konya Teknik Üniversite mezunu bir mühendis…
Belediyeciliğe yabancı biri değil…
Ama, Belediyecilik konusunda uzman mı?
Kimse “hayır” diyemez…
Önce Selçuklu ahalisi, sonra da Konya ahalisi kendisine güvenmiş ve mührü de ona vermişler…
Ve önümüzdeki seçimlerde de başka bir tercihlerinin olacağına “zerre” kadar ihtimal vermiyorum…
Bir de şu var; işi ehline vermek lazım…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da Konya’da işi ehline vererek, hem Uğur Başkana hem de Konya’ya hak ettiği değeri vermiştir…
Reisin bir hakkı daha teslim edeceği inancını taşıyorum…
Takımı bozmayacaktır…
Hasan Kılca, Ahmet Pekyatırmacı ve Mustafa Kavuş’un iyi birer oyuncu, Uğur İbrahim Altay’ın da iyi bir kaptan olduğu bu takım dağılmayacaktır…
Ayrıca dağılmamalıdır…
7/24 olmasa da, neredeyse tuvalete bile birlikte giden, birbirlerinin dilinden iyi anlayan bu dörtlü, yarım kalan işlerini mutlaka tamamlamalıdır…
xxx
31 Mart’ta yapılacak seçimlerde Uğur Başkanın ve diğer Merkez İlçe Başkanlarının rakibi kim olacak bilmiyorum, ama bu yarışın favorisi hiç kuşkusuz belli…
Uğur İbrahim Altay, Konya’da marka olmuş bir isim…
Bunu kimse inkar edemez…
Hasan Kılca’nın Karatay’da, Ahmet Pekyatırmacı’nın Selçuklu’da, Mustafa Kavuş’un Meram’da olduğu gibi…
Daha önce Ahmet Hilmi Nalçacı gibi, Yılmaz Kulluk gibi, Mustafa Özkafa ve Tahir Akyürek gibi, bu şehrin makus talihini değiştirmeye devam edecekler…
Uğur Başkan, Hasan Başkan, Ahmet Başkan ve Mustafa Başkandan oluşan takımın başarısının ardındaki temel unsur nedir biliyor musunuz?
Söyleyeyim…
İnsanların kalbine dokunmuş olmaları, insanlarla göz göze gelmiş olmaları, insanların dertleriyle dertlenmiş olmaları…
Daha ne olsun?
Uğur İbrahim Altay başta olmak üzere, Hasan Kılca’nın, Ahmet Pekyatırmacı’nın ve Mustafa Kavuş’un Konya için hayalleri ve projeleri var…
Bu çalışkan takımın hedefi daha güzel, daha yaşanabilir ve daha yaşayan bir Konya olduğu açık ve net…
Eveleyip gevelemeden şunun altını çizmek istiyorum; hepsi birbirinden değerli, hepsi birbirinden başarılı birer Belediye Başkanı…
Yaptıkları hizmetlerle kendilerini kanıtlamış insanlar…
Uğur Başkan, yüzde milyon Hasan Başkan, Ahmet Başkan ve Mustafa Başkanla el ele vererek Konya’yı geliştirmeye ve genişletmeye devam edeceklerdir…
Allah yollarını açık etsin…
Ne diyeyim başka?
xxx
Bu arada Sedirler’den muhtar adayı olacağım…
Konu komşu, “bu kadar Sedirler’i seviyorsan, gel muhtar ol” diyerek baskı yapıyorlar…
Soruyorum; benden Muhtar olur mu?
Apartman yönetemeyen adamlardan bir yerlere başkan oluyor da, benden niye Muhtar olmasın…
Şaka…
Benim işim sadece “kul hakkı yemeyen”, “dürüst”, “namuslu”, kimseye “eyvallah”ı olmayan bir gazeteci olmak.
